Proloterapi Nedir? Uygulama Alanları Nelerdir.
PROLOTERAPİ NEDİR UYGULAMA ALANLARI
Proloterapi: Proloterapi, iyileşmeyi uyaran, bir enjeksiyon tekniğidir. Sorunlu ligament, tendon, eklemlere çeşitli irritant maddeler enjekte edilir. Hackett, kitabının 3. baskısının ön sözünde proloterapiyi, fibroblastları ve osteblastları uyararak tendon ve ligamentlerin kemiğe yapışma yerlerinde güçlenme sağlayan bir metod olarak tanımlamıştır.
Proliferatif ve irritan solisyonların (şekerli su gibi) vücuda enjekte edilmesi esasına dayanır. Enjeksiyonlar, genellikle zedelenmiş, aşınmış, güçleri azalmış tendon (kasların kemiklere yapışma yeri) ve ligamentlere (bağlar) ve eklemlere yapılır.
Enjeksiyonların yapıldığı bölgede mikropsuz bir iltihap oluşur. Vücudumuz iltihabi hadiselere çok hızlı müdahele eder. O bölgeye kan ve besin desteğini artırır. Vücudumuzdaki tamirat yapıcı elemanlar o bölgede bir sorun olduğunu düşünerek toplanır. Bunun sonucunda bölgedeki hasarlı dokuda tamirat başlar. Enjeksiyon bölgesine gelen fibroblastlar ligamanların, tendonların güçlenmesini ve elastisitesinin normale dönmesini sağlayan kollajeni sentezler. Bel fıtığı, boyun fıtığı, diz problemlerinde elastisitenin azalması önemli sebeplerdendir. Proloterapi elastisiteyi normalleştirdiği için ideal tedavilerden biridir.
Böylece eklem, tendon ve kas ağrıları tedavi edilir. Enjekte edilen proliferatif maddeler eklemde, tendonların kaslarla birleşme noktalarında ve kasların kemiğe yapışma yerlerinde, fibro-osseöz bileşkede (enthesis) inflamatuar (mikropsuz iltihap) bir süreç başlatır.
Bu inflamasyon tamir mekanizmasını tetikler. Gerek kıkırdak dokusunda gerekse kollagen fibrillerin oluşmasında ve tamirinde yeni bir süreç başlar. Bu tamirat geçici bir süreç değildir. Aksine kalıcıdır. Bu yeniden tamir süreci mikroskobik ve makroskobik olarak gösterilmiş ve bu konuda www. pubmed.com da önemli yayınlar bulunmaktadır. Ortalama üç hafta süren inflamasyon sonucunda hastada klinik düzelme başlar.
Kıkırdak, tendon, eklem, kas sorunlarında sadece ağrının geçmesi değil, klinik tablonun iyileşmesi de sağlanır.
Proloterapi: Hipertonik dextroz, fenol, gliserin, düşük yoğunluklarda lidokain, cod liver oil gibi irritan ve proliferatif maddelerin ekleme, tendonlara, ligamentlere enjekte edilmesi esasına dayanır.
Hastaya uzun bir öykü ve muayene sürecinden sonra, tanı konulmaktadır ve sorunlu alana, proliferatif madde enjeksiyonları yapılmaktadır.
Hastalığın ağırlığına, kronikleşmesine, hastanın tamir mekanizmasının yeterliliğine bağlı olmakla birlikte, genellikle uygulamanın üçüncü haftasından sonra klinik düzelme ve belirtilerin kaybolduğu gözlenmektedir.
Eklem aralığının daraldığı, diz protezi önerilen vakaların radyolojik takiplerinde kıkırdak dokusunun yeniden tamir olduğu ve eklem hareket açısının arttığı, radyolojik düzelme saptandığı bildirilmektedir.
Bilindiği gibi hiçbir yöntemin, tek başına yeterli olmadığı durumlar ve klinik tablolarla her hekim sık sık karşılaşmaktadır.
Refleks tedavileri genellikle dokudaki enformasyon ve fonksiyon bozukluğu aşamasında başarılı olabilirken, eklemde ve organda başlayan dejeneretif değişikliklerde pek başarılı olamamakta veya başarı çok zaman almaktadır.
Ancak proloterapi morfolojik değişikliklerin olduğu, artroz, epikondilit, avaskuler nekroz, gibi kronik ve ağır tablolarda başarılı olmaktadır.
Proloterapi endikasyonlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
1-Eklem gevşeklikleri ve güç kaybı (laksite)
2-Tendinit (Tendon ve ligamentlerde iyileşmeyen kronik rahatsızlıklar)
3-Bursit (eklem ve tendonların kayganlığını sağlayan sıvı üreten organlarda inflamasyon)
4-Artroz (eklem kireçlenmeleri, aşınma ve eskimeler)
5-Avaskuler nekrozlar( kemik dokunun yetersiz kan akımı nedeniyle nekroze olması)
6-Kas ve tendonların tekrarlayan şişmeler ve ağrılar sonucu işlev yapamadıkları rahatsızlıklar
7-Tekrarlayan baş ağrılar
8-Tekrarlayan boyun ağrıları
9-Tekrarlayan sırt ağrıları
10-Tekrarlayan bel ağrıları
11-Omurgalarda, göğüs kafesinde ve kaburgalarda geçmeyen kas ve ligament ağrıları
12-Migren
13-Topuk dikeni
14-Ayak bilek, el bilek burkulmaları sonrası geçmeyen ağrılar
15-Koksidinia (Kuyruk sokumu ağrısı)
16-Skolyoz (skolyozda bilinenin aksine ligament inbalansı çok önemli bir sebebdir)
17-Kifoz
18-Osteitis Pubis
19-Kondromalazi
20-Meniskopati
21-Tenisçi dirseği (epikondilit)
22-Plantar fasitis
23-Morton nörinoması
24-Ameliyat sonrası iyileşmeyen bel fıtıkları
25-Ameliyat sonrası geçmeyen kas, eklem ağrıları
26-Tetik noktalar
27-Fibromiyalji
28-Temporomandibuler eklem hipermobilitesi
29-Karpal Tunel Sendromu
30-Spor yaralamaları
31-Siyatik ağrıları
32-Perthes hastalığı
33-Metatarsalji
34-Lumbalji
Proloterapi: Proliferatif tedavi, rejeneratif enjeksiyon tedavisi veya proliferatif enjeksiyon tedavisi adlarıyla bilinen bir tedavi yöntemidir. Proliferatif ve irritan solisyonların vücuda enjekte edilmesi esasına dayanır.
Enjeksiyonlar, genellikle zedelenmiş, aşınmış, güçleri azalmış tendon, ligamentlere ve eklemlere yapılır. Böylece eklem, tendon ve kas ağrıları tedavi edilir. Enjekte edilen proliferatif maddeler eklemde, tendonların kaslarla birleşme noktalarında ve kasların kemiğe yapışma yerlerinde, fibro-osseöz bileşkede (enthesis) inflamatuar bir süreç başlatır.
Bu inflamasyon birlikte bir tamir mekanizmasını tetikler, gerek kıkırdak dokusunda gerekse kollagen fibrillerin oluşmasında ve tamirinde yeni bir süreç başlar. Bu yeniden tamir süreci mikroskobik ve makroskobik olarak gösterilmiş ve bu konuda pub med de önemli yayınlar bulunmaktadır. Ortalama üç hafta süren inflamasyon sonucunda hastada klinik düzelme görülür
Proloterapi: Proloterapi, iyileşmeyi uyaran, bir enjeksiyon tekniğidir. Sorunlu ligament, tendon, eklemlere çeşitli irritant maddeler enjekte edilir. Hackett, kitabının 3. baskısının ön sözünde proloterapiyi, fibroblastları ve osteblastları uyararak tendon ve ligamentlerin kemiğe yapışma yerlerinde güçlenme sağlayan bir metod olarak tanımlamıştır.
Proliferatif ve irritan solisyonların (şekerli su gibi) vücuda enjekte edilmesi esasına dayanır. Enjeksiyonlar, genellikle zedelenmiş, aşınmış, güçleri azalmış tendon (kasların kemiklere yapışma yeri) ve ligamentlere (bağlar) ve eklemlere yapılır.
Enjeksiyonların yapıldığı bölgede mikropsuz bir iltihap oluşur. Vücudumuz iltihabi hadiselere çok hızlı müdahele eder. O bölgeye kan ve besin desteğini artırır. Vücudumuzdaki tamirat yapıcı elemanlar o bölgede bir sorun olduğunu düşünerek toplanır. Bunun sonucunda bölgedeki hasarlı dokuda tamirat başlar. Enjeksiyon bölgesine gelen fibroblastlar ligamanların, tendonların güçlenmesini ve elastisitesinin normale dönmesini sağlayan kollajeni sentezler. Bel fıtığı, boyun fıtığı, diz problemlerinde elastisitenin azalması önemli sebeplerdendir. Proloterapi elastisiteyi normalleştirdiği için ideal tedavilerden biridir.
Böylece eklem, tendon ve kas ağrıları tedavi edilir. Enjekte edilen proliferatif maddeler eklemde, tendonların kaslarla birleşme noktalarında ve kasların kemiğe yapışma yerlerinde, fibro-osseöz bileşkede (enthesis) inflamatuar (mikropsuz iltihap) bir süreç başlatır.
Bu inflamasyon tamir mekanizmasını tetikler. Gerek kıkırdak dokusunda gerekse kollagen fibrillerin oluşmasında ve tamirinde yeni bir süreç başlar. Bu tamirat geçici bir süreç değildir. Aksine kalıcıdır. Bu yeniden tamir süreci mikroskobik ve makroskobik olarak gösterilmiş ve bu konuda www. pubmed.com da önemli yayınlar bulunmaktadır. Ortalama üç hafta süren inflamasyon sonucunda hastada klinik düzelme başlar.
Kıkırdak, tendon, eklem, kas sorunlarında sadece ağrının geçmesi değil, klinik tablonun iyileşmesi de sağlanır.
Proloterapi: Hipertonik dextroz, fenol, gliserin, düşük yoğunluklarda lidokain, cod liver oil gibi irritan ve proliferatif maddelerin ekleme, tendonlara, ligamentlere enjekte edilmesi esasına dayanır.
Hastaya uzun bir öykü ve muayene sürecinden sonra, tanı konulmaktadır ve sorunlu alana, proliferatif madde enjeksiyonları yapılmaktadır.
Hastalığın ağırlığına, kronikleşmesine, hastanın tamir mekanizmasının yeterliliğine bağlı olmakla birlikte, genellikle uygulamanın üçüncü haftasından sonra klinik düzelme ve belirtilerin kaybolduğu gözlenmektedir.
Eklem aralığının daraldığı, diz protezi önerilen vakaların radyolojik takiplerinde kıkırdak dokusunun yeniden tamir olduğu ve eklem hareket açısının arttığı, radyolojik düzelme saptandığı bildirilmektedir.
Bilindiği gibi hiçbir yöntemin, tek başına yeterli olmadığı durumlar ve klinik tablolarla her hekim sık sık karşılaşmaktadır.
Refleks tedavileri genellikle dokudaki enformasyon ve fonksiyon bozukluğu aşamasında başarılı olabilirken, eklemde ve organda başlayan dejeneretif değişikliklerde pek başarılı olamamakta veya başarı çok zaman almaktadır.
Ancak proloterapi morfolojik değişikliklerin olduğu, artroz, epikondilit, avaskuler nekroz, gibi kronik ve ağır tablolarda başarılı olmaktadır.
Proloterapi endikasyonlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
1-Eklem gevşeklikleri ve güç kaybı (laksite)
2-Tendinit (Tendon ve ligamentlerde iyileşmeyen kronik rahatsızlıklar)
3-Bursit (eklem ve tendonların kayganlığını sağlayan sıvı üreten organlarda inflamasyon)
4-Artroz (eklem kireçlenmeleri, aşınma ve eskimeler)
5-Avaskuler nekrozlar( kemik dokunun yetersiz kan akımı nedeniyle nekroze olması)
6-Kas ve tendonların tekrarlayan şişmeler ve ağrılar sonucu işlev yapamadıkları rahatsızlıklar
7-Tekrarlayan baş ağrılar
8-Tekrarlayan boyun ağrıları
9-Tekrarlayan sırt ağrıları
10-Tekrarlayan bel ağrıları
11-Omurgalarda, göğüs kafesinde ve kaburgalarda geçmeyen kas ve ligament ağrıları
12-Migren
13-Topuk dikeni
14-Ayak bilek, el bilek burkulmaları sonrası geçmeyen ağrılar
15-Koksidinia (Kuyruk sokumu ağrısı)
16-Skolyoz (skolyozda bilinenin aksine ligament inbalansı çok önemli bir sebebdir)
17-Kifoz
18-Osteitis Pubis
19-Kondromalazi
20-Meniskopati
21-Tenisçi dirseği (epikondilit)
22-Plantar fasitis
23-Morton nörinoması
24-Ameliyat sonrası iyileşmeyen bel fıtıkları
25-Ameliyat sonrası geçmeyen kas, eklem ağrıları
26-Tetik noktalar
27-Fibromiyalji
28-Temporomandibuler eklem hipermobilitesi
29-Karpal Tunel Sendromu
30-Spor yaralamaları
31-Siyatik ağrıları
32-Perthes hastalığı
33-Metatarsalji
34-Lumbalji
Proloterapi: Proliferatif tedavi, rejeneratif enjeksiyon tedavisi veya proliferatif enjeksiyon tedavisi adlarıyla bilinen bir tedavi yöntemidir. Proliferatif ve irritan solisyonların vücuda enjekte edilmesi esasına dayanır.
Enjeksiyonlar, genellikle zedelenmiş, aşınmış, güçleri azalmış tendon, ligamentlere ve eklemlere yapılır. Böylece eklem, tendon ve kas ağrıları tedavi edilir. Enjekte edilen proliferatif maddeler eklemde, tendonların kaslarla birleşme noktalarında ve kasların kemiğe yapışma yerlerinde, fibro-osseöz bileşkede (enthesis) inflamatuar bir süreç başlatır.
Bu inflamasyon birlikte bir tamir mekanizmasını tetikler, gerek kıkırdak dokusunda gerekse kollagen fibrillerin oluşmasında ve tamirinde yeni bir süreç başlar. Bu yeniden tamir süreci mikroskobik ve makroskobik olarak gösterilmiş ve bu konuda pub med de önemli yayınlar bulunmaktadır. Ortalama üç hafta süren inflamasyon sonucunda hastada klinik düzelme görülür
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Proloterapi Nedir? Uygulama Alanları Nelerdir." başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Kasım ALTINTAŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Kasım ALTINTAŞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
proloterapi, proloterapi terapisi, proloterapi tedavisi, proloterapi nedir, proliferatif tedavi, proliferatif enjeksiyon
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.