2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bebeğin Psikolojik Gelişiminde Anne-Babanın Rolü
MAKALE #12902 © Yazan Psk.Ali BIÇAK | Yayın Temmuz 2014 | 4,069 Okuyucu
Bu yazımızda, bir bebeğin gelişimine, özellikle anne karnında bebeklikten başlayarak, annenin ruhsal yapısı ile çevresel faktörlerin etkilerini inceleyeceğiz. Böylece, ailelere psikolojik yardım sayesinde bebek gelişimi ve çocuk psikolojisine etki edebilecek olumsuz tutumlarınızın farkına varabililir ve bebeklerin nasıl sağlıklı bir ruhsal donanıma kavuşabileceklerinin yollarını öğrenebilirsiniz.
Biz insanlar değerli varlıklar olduğumuzu anne-babamızın sevgi dolu imtihanı sayesinde öğreniriz. Bu sınavda başarılı olamayan ebeveynlerin çocukları, kendi değer ve öz saygısına ulaşamayacakları gibi hayatta da bir türlü tatmin ve esenlik duygusunu bulamazlar. Sanki anne-babanın koşulsuz sevgisi bütün canlı varlıklar için bir sıçrama tahtası gibidir. Buradan dengeli biçimde sıçrayabilenler, varlıklarını sürdürme ve kendi potansiyellerini gerçekleştirmede başarılı olabilirler. Kimimiz kendini mutlu, başarılı, girişken, yaşam dolu bulurken, kimimiz bu tahtaya basma fırsatı bile bulamaz ve yaşamımızın büyük bölümünde, korku endişe, mutsuz, umutsuz, öfkeli, başarısız ve depresyonda hissederiz kendimizi. Bebeğin doğum sonrası ruh hallerini ve annenin bebekle bağ kurma yeteneğini etkileyen, annenin çözülmemiş çocukluk travmalarının yanında, bebek doğarken yaşanan psikolojik travma da dahil, zor eş ve aile ilişkileri, annenin hemilelik boyunca hormonal değişimleri gibi bir çok faktörün etkisinden söz etmek mümkündür. Bu etkenleri Fiziksel ve Ruhsal Ayrılık başlıkları altında bir araya getirecek olursak; Hamilelik, doğum, bebeklik ve erken çocukluk döneminde;
Fiziksel Ayrılık
• Anne bebeğinden doğumda, doğumdan sonra ya da ileriki yıllarda ayrıldıysa,
• Bebek çok zor bir doğum sürecinde doğduysa,
• Bebek prematüre veya doğuştan hasta, bu yüzden yoğun bakıma veya kuvozöre alınmışsa,
• Anne doğumda anestezi almışsa,
• Anne doğumdan sonra sürekli hastalanmışsa,
• Bebek evlatlık alınmışsa,
• Bebeklik ve erken çocukluk döneminde bir takım önemli ayrılıklar yaşanmışsa,
Duygusal Ayrılık
• Annenin hamilelik sırasında ya da sonrasında halledemediği duygusal sorunları olmuşsa,
• Doğumdan sonraki ilk iki yıl içinde aile içinde bir ölüm yaşamışsa,
• Doğumdan sonraki ilk iki yıl içinde anne düşük yapmışsa,
• Evlilikte ciddi sorunlar olup, anne-baba doğumdan hemen önce-sonra ayrılmışsa.
• Anne hamilelik ve öncesinde madde bağımlısıysa,
• Anne doğumdan hemen önce ya da sonra taşınmak zorunda kalmışsa,
• Anne-babanın ciddi mali sorunları olmuşsa,
• Bebek istenmeyen bir gebelik sonucu doğmuşsa,
• Bebek ikiz ya da üçüzse,
• Aile içinde, bireyleri ruhsal olarak etkileyebilecek her tür olay,
Bebek ve ebeveynleri arasında sevgi ve içtenliğe dayalı güvenli bağ oluşumu sekteye uğramaktadır. Birçok çocuk yaşanan bu fiziksel ve duygusal ayrılığın etkisiyle “annem babam beni sevmedi, sevmiyor ve sevmeyecek” duygusunu edinecektir. Örneğin bir anne, hamileliğinde bir yerden bir yere taşınmak zorunda kalmışsa, bu taşınmanın içerdiği olumsuz duyguları, mide bulantısı ve kusma nöbetleri ile gösterebilir. Bunu üzerine bu anne uzun ve sancılı bir doğum sürecine maruz kalabilir ve ardından sezaryenle doğum yapmış olabilir. Bu anne doğumdan sonra aşırı bitkin ve bunalımlı bir halde olacak ve bebeğini ona getirdiklerinde hiç bir duygu, bağlılık ve sevgi hissedemeyecektir. Sanki oyuncak bir bebek tutuyormuş gibi hissedecektir. Bu anne, bütün bu olanlarla başa çıkmakta zorlanacak, bebeğin beslenmesi, bebeğin aylık gelişimi ve bebeğin hareketlerini izlemekte başarısız olacak, eğer bir psikolojik yardım almazsa, bebeğinin yetişkinlikte bir ömür yaşayacağı sorunlara bilmeden, istemeden temel hazırlayacaktır.
Bebeğin anne-babasıyla güvenli bir bağ kurmasındaki başarısızlığı için belki de biraz önce belirttiğimiz koşullardan sadece bir tanesi yeter de artar bile. Aynı şekilde babaların da doğumdan önce, sırasında ve sonrasında yaşadığı ruhsal ve fiziksel bir takım güçlüklerde bebeğin güvenli bağ kurmasını etkileyecektir. Gerek anne, gerekse baba doğum öncesi ve sonrasında bu olumsuz koşullara sahipse, çocuk için bu “annem-babam beni sevmiyor” dur. Ve çocuğun sistemine bu “bende bir sorun olmalı” şeklinde kaydedilir. Anne-baba, yavrusu ile sağlıklı bağ kuramaz ve iletişim sağlayamazsa çocuk istenmediğini ve sevilmediği duygusunu geliştirip kendini suçlayacaktır.
Ebeveyn ve çocuk arasındaki bağlanma, psikolojik yardım ve destekle ayarlanabilir. Psikolojik danışma, psikoterapi, aile terapisi yardımıyla güvenli bir bağlanma sağlandığında, çocuğun diğerleri ile sağlıklı ilişki kurma yeteneği gelişir, stresli durumlarda sakin kalabilir, çocuğun beyninin tam olarak gelişmesine destek bile olunabilir. Çocuk ağladığında sevgi ve özenle karşılık veren bir anne babaya sahip olursa, onlarla göz teması sağlayabilir, aynı dalga boyunda kalabilirse ilerleyen yaşlarda güvenli bir kimlik edinebilir, gelecekteki başarılı ilişkilerinin temelini atmış olur.
Bazı anne-babalar kendi yetiştirilme biçimleri ve daha sonra bunun üzerine deneyimledikleri birçok yaşam olaylarından kaynaklanan, yakınlık, sevgi ifadeleri ve diğer güçlü duyguları yaşama konusunda diğerleri kadar rahat değillerdir. Psikologlar toplumumuzdaki bu anne-babaların oranın %35 olduğunu tahmin etmektedirler. “Güvensiz bağlanma biçimleri” ne sahip bu kişiler aynı zamanda kendini moralsiz, mutsuz, umutsuz ve hiçbir şeyden keyif almıyor hissederler. Çocuğu ağladığında, ya da onlarla iletişim kurmak istediğinde, bu anne-babalar istemsiz olarak geri çekilerek ve kendi içine kapanırlar. Bazı ebeveynler kendi çocuk istismar ve psikolojik travma anılarının etkisini, çocukları ile kurdukları etkileşimlerde; örneğin, yüz buruşturmalar, öfke patlamaları, hoyratça davranışlar ve dayak gibi korkutucu şekilde davranarak kendi çocuklarına bilinçsizce geçirirler. Bu çocuklar kendilerini arafta bulurlar. Ebeveynleri, bir yanda kendilerine kucak açan, rahatlatan bir kişi, diğer yanda da korktukları kaygı duydukları bir kişidir. Okul çağında bu çocuklar bağırıp çağırarak emirler vererek, istekleri yerine gelmezse öfke patlamalarına girerek, bilinçsizce adeta ebeveynlerini denetleme ve cezalandırma yoluna girebilirler. Benzer deneyimleri yaşamış başka bir çocuk ise soğuk ve moralsiz görünebilirler. Yaşadığı korku ve kaygıları içselleştirebilir, herkesi mutlu etmek çabası ile mükemmeliyetçi bir kimliğe sahip olabilirler. Temelde anne-babaya musallat olan bu günahlar bir sonraki nesle böylece aktarılmış olur.
Üzerinde konuştuğum bütün bu olumsuz ebeveyn tutumları anne-babaların çocuklarını sevmediği anlamına gelmemelidir. Anne-babaya sorsanız çabalarının çocuklarını daha iyi yetiştirmek olduğunu söyleyeceklerdir. Ancak, ebeveynlik yapma yöntemleri çoğu kez, çocuklarının hareketleri ile tetiklenen kendi yetiştirilme tarzlarından kaynaklanan otomatik tepkilerdir. Kültürümüzde“kızını dövmeyen dizini döver” sözünün hüküm sürdüğü bir evde yetişen birisi, kendi çocuklarını yetiştirirken de çocuklarının her kötü davranışına bağırmalar, dayak ve cezayla tepki verecektir.
Yaşadığınız her ne olursa olsun, mesele birilerini suçlamak değil, mesele özgürleşmektir. Bir seçimde bulunmaktır. Çocukluğumuzda olan her şey, bu günkü kimliğimizi oluşturmaya katkı sundu, o gün için bir çocuk olarak bir şeyleri kontrol etme ve tercihte bulunma şansımız yoktu. Ne var ki şimdi, bir yetişkin olarak bir şeyler yapmak mümkün…. Bir seçim yapın! Antalya psikolog, psikolojik danışman, psikoterapi merkezine başvurun. Hem kendi çocuğunuzla, hem de kendi anne-babanızla kurduğunuz bağlanma biçimini keşfederek değişime bir kapı aralayın. Böylece sorunlarınızı besleyen anılarınıza içsel bir yolculuk yapabilir, onların olumsuz etkisinden kurtulabilirsiniz. Geçmişimizi yeniden yazmak tabi ki mümkün değil, ne var ki geçmişin etkisini değiştirme özgürlüğümüz her zaman elimizdedir. Kendi devraldığınız ruhsal mirasınızı, çocuklarınıza ve onların da kendi çocuklarına devrederken, sevgi ve güven bağlarını kuvvetlendirerek sürdürebilmelerine etkide bulunmak sizin elinizde. Durmayın…………….
Ali BIÇAK
Aile Danışmanı- Psikoterapist
Mayıs 2013
Kaynakça
Dr. SHAPIRO,F. (2012) EMDR Terapisi Teknikleri İle Acı Anıları Silmek, Kuraldışı Yayıncılık.
Dr. RICHO D., (2013), Geçmiş Şimdi Olduğunda, Kuraldışı Yayıncılık.
Dr. STERN, Daniel, N., 2012, Bebeğin Kişiler Arası Dünyası, Psikoterapi Enstitüsü yayınları,
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Bebeğin Psikolojik Gelişiminde Anne-Babanın Rolü" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Ali BIÇAK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Ali BIÇAK'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ali BIÇAK Fotoğraf
Psk.Ali BIÇAK
Antalya (Online hizmet de veriyor)
Klinik Psikolog - Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi29 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Ali BIÇAK'ın Yazıları
► Çocuk Gelişiminde Babanın Rolü Psk.Gülçin DÖNMEZ FİDAN
► Çocuk Gelişiminde Babanın Rolü Nedir? Psk.Zeynep CANBAŞ ÖZMEN
► Kişilik Gelişiminde Anne ve Babanın Yeri Psk.Dnş.Evrim Alkış DEMİREL
► Sınav Başarısında Anne-Babanın Rolü Psk.Dnş.Adnan DEMİRCİ
► Okul Korkusu ve Anne-Babanın Rolü Psk.Şeyda BOYBEYİ
► Çocuğun Hayatında Babanın Rolü Psk.Burcu BAŞOĞLU KUNDAK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Bebeğin Psikolojik Gelişiminde Anne-Babanın Rolü' başlığıyla benzeşen toplam 25 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Panik Atak Güncesi Haziran 2020
► Emdr Terapisi Nedir? Kasım 2018
► Aşkın Psikolojisi Mayıs 2016
► Kadın Cinayeti ve Öfke Kasım 2015
◊ Antalya Hipnoz Kasım 2018
◊ Antalya İntihar Güncesi Haziran 2017
◊ Terapi Nasıl İşler? Mayıs 2014
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:39
Top