Estetik Cerrahiyi Hafife mi Alıyoruz?
Estetik cerrahi pek çok komponenti ile sizlerin hizmetinde. Basitten komplekse değişik prosedürleri uygularken tek bir amacı var cerrahınızın : Sizi daha güzel, daha dinlenmiş ve daha kusursuz bir görünüme kavuşturarak mutluluğunuza katkıda bulunmak. Her insanın hakkı değil midir mutlu bir yaşam sürmek ?
Hasta adına en büyük korku acı çekmek ve belki bundan da ürkütücüsü kötü sonuçlarla karşılaşmak. Aslında en az hasta kadar doktor da risk ve stres altında. Hastası mutlu olmazsa, sonucu olumlu karşılamazsa kazanacağı paranın ne anlamı olabilir ? Repütasyonunu, hasta potansiyelini kaybetmeyecek midir ? Geliniz her iki tarafın sorununa da bir çözüm bulalım. Çözüm uyduruk yöntemlere dönmektir. Hasta az acı çeker, günlerce sürecek pansuman törenlerinden ve kötü görüntülerden kurtulur. Doktor aslında çok daha şanslıdır. Kısa sürede rutin, suya sabuna dokunmayan bir işlem gerçekleştirir. Neredeyse köklü bir estetik cerrahi uygulamasına yakın para talep eder. Kısacası alan da satan da memnun. Uygulama sonucu nasıl oldu peki ? İyi kötü bir olumlu gelişme oldu belki ama geç dönemde kalıcılığı şüpheli ! Gelişme hastanın beklediği ölçütlerin altında bile kalsa çok tepkili değil, çok üzülmedi zorlanmadı uygulama sürecinde ya…
Birde olaya teknolojik boyutta bakalım. Sihirli aletler dünyası, ilk akla gelecek olan şüphesiz LASER. Tüm sorunları çözebilecek siniz artık hiç meraklanmayın. “ Ameliyatta iz kalacak mı ? “ sorusuna maruz kalmayan plastik cerrah yoktur sanırım aramızda. Hatta hasta o kadar emindir ki iz kalmayacağından, izden bahsettiğiniz anda “İz mi kalacak, estetik dikiş olmayacak mı ?” şokunu yaşar ve maalesef bizlere yaşatır. Evet acı gerçek budur işte, az veya çok mutlaka ve mutlaka her kesilen deri kalıcı bir izle iyileşir. Plastik cerrahın rolü nedir o zaman, ne farkı kaldı diğer cerrahlardan ?. Elbette durum o kadar da ümitsiz değil, düzgün en ince izlerin kalması büyük bir özenle doğru plastik cerrahi tekniklerinin kullanılmasına bağlıdır. Üstelik çoğu prosedür için daha uzak, görünmeyecek yerleri tercih eder plastik cerrahlar. Örneğin kaş germe için kaşın hemen üstünden kesmek yerine saçlı derinin içine kesiyi gizlemek gibi. İz olayıyla laseri bağdaştırırsak; laserle dikilmiyor mu klasik sorusuna hazır olmalıdır cerrah. Nereden kaynaklanır bu yanlış çarpık bilgiler bilinmez ama süratle yayılmaktadır toplumumuzda maalesef. Mevcut eski izlerin sömürüsüne ne demeli ? İz sömürüsü ne demek; olay şu kısaca: Hastanız kaza geçirmiştir, yanmıştır, değişik nedenlerle iz bırakan operasyonlar uygulanmıştır. Hastanın hayalinde hep bir gün gelip bütün bu izlerden ve deformasyonlardan kurtulmak yatar. Haklı, yerden göğe; ama çözümü yok işte, tıp yetersiz bu alanda! Ve işte parasını cebine koyup arayışına başladığı an önüne her türlü tuhaf yöntem gelir: Lazer, peeling, o krem, bu krem, mezoterapi… Arada birkaç işi bilen kişi de çırpınır, geçmez bu sakın onu bunu yaptırma-paranı kaptırma; ama olumsuz öneri pek de dikkate alınmaz bildiğiniz üzere estetik arayışıyla motive bir hastada.
Tam ameliyatla ilgili planlamalar ilerlerken hastanız birden anestezi verileceğini ve ölüm dahil her tür riski sırtlaması gerektiği gerçeğini öğreniverir. Nasıl yani, internette onca saat araştırmıştı hani. Reklam kokan ve olayları daima hafife alan sitelerde bilgilenmişti oysa. Gerçekler öyle değilmiymiş. Tüm prosedürü adım adım öğrenmiş ve nasıl yapılacağını doktoruna tarif etmekteydi! Yoksa bir estetik cerrahi prosedürü herşeyiyle tıbbın tüm risklerini taşımaktamıymış ! Ben bu duygulanımdaki hastalarla karşılaştığımda sadece üzülüyorum. Bilgi çağındayız, ama bakınız bilgi kasıtlı olarak nasıl çarpıtılabiliyor. Estetik operasyon arayışındaki hasta kendini kuaföründe zannedebiliyor.
İnternete başlamışken bilgisayar planlamasından bahsetmeden geçmek doğru olma bence. Profesyonel yardım almayı bilmek çok zor öğrenilen bir olgu. Olayın özü karşınızdakine güvenip gerekenin yapılmasını talep etmekten başka bir şey olmasa gerek. Estetik cerrahın en büyük reklamı kendi üretimi, operasyon sonuçları. Sizin yaptığınız ameliyatı bir başka hastanızla karşılaşıp beğenenerek gelen bir hasta, işte en iyi hasta grubu. Uzun anlamsız konuşmalar, şüpheler, soruşturmalar, daha önce ameliyat ettiğiniz hastalarınızın fotoğrafını da bir görelim hele beğenecekmiyiz bakalım yok çok şükür. A operasyonundan binlerce yapmışsınız. Elinizde bir sürü iyi sonuç ve bir sürü kötü sonuç fotoğrafı kesin var. Bu noktaya dikkat edelim lütfen, kötü sonuç da mı var ! Elbette. Hiç bir cerrah tamamen iyi sonuç üreticisi olamaz, terslikler, yan etkiler tıbbın ta kendisi. İyi cerrah büyük oranda iyi sonuç alan cerrahtır, başka birşey değil kesinlikle. Hadi bakalım başlayalım fotoları incelemeye, ay o niye öyle oldu bu niye böyle oldu gitti yarım saat. İtiraf etmeliyim kötü sonuçları kasten gösterip hastayı kaçırmaya çalıştığım çok oluyor. Çünkü bu hastayı ben ameliyat edemem hissine kapılıyorum iliklerime kadar. Sırada bilgisayarda benim sonucumu gösterebilirmisiniz komedisi geliyor çünkü… Gitti bir yarım saat daha.
Günümüzde gelinen nokta ise çok karışık. Doğrular yanlış oluyor bir çırpıda. Hastanızın burnuna tampon koyabilmek marifet haline geldi örneğin. Bir tamponsuz ameliyat furyası, cerrahların kendini özel bir beceriymiş bu yaklaşım gibi ortaya atması. Burun var burunnnn var. Kimine gerçekten hiç tampon koymazsınız, bazısında çekmeye korkarsınız daha kalsa diye düşünürsünüz. İşte profesyonel yardım almada sıkıntının tipik örneği: burnuma tampon istemem. Niçin doktorunuzun elini kolunu bağlıyorsunuz, tabii ki bu süreç tamponla başlayıp yöntem seçimine, atılacak dikişin seçimine, kullanılması gereken ilaçlara vs vs varan inanılmaz bir kontrol sürecine uzanıyor. Çözüm ne peki cerrah gözüyle: Çözüm şu, hasta güvenebileceği bir cerrah bulmalı kendine ve artık hiç bir detaya karışmamalı. İsteklerini dile getirmesin, ne olup biteceğini öğrenmesin mi, hakkı değil mi süreci anlamak ? Elbetteki hakkı, zaten olayın tüm inceliği de burada; öğrensin, kendine uyup uymadığını değerlendirsin ama profesyonelliğe de saygı duysun.
İnsan vücuduna sadece enjeksiyon yapılması bile son derece ciddi bir iştir, riskleri kaçınılmaz olarak vardır. Hepimiz penisilin alerjisiyle ölen insan haberleriyle büyümüşüzdür. O zaman ameliyat olmayı da terazinin diğer kefesine koyalım lütfen ! Çözüm ameliyattan kaçmak değil aslında, sadece güvenli ameliyat kriterlerini sağlamak. Sağlık durumunuzun değerlendirildiği bir check-up ile başlamak işe pek çok genel anestezi riskini en baştan azaltacaktır. Paranın esiri olmayan, bilimsel ve cerrahi nosyonu olan gerçek plastik rekonstrüktif ve estetik cerrahlara ulaşmak en büyük güvence olacaktır sizler için.
Sağlıklı günler dilerim.
Prof.Dr. Aycan Kayıkçıoğlu
Hasta adına en büyük korku acı çekmek ve belki bundan da ürkütücüsü kötü sonuçlarla karşılaşmak. Aslında en az hasta kadar doktor da risk ve stres altında. Hastası mutlu olmazsa, sonucu olumlu karşılamazsa kazanacağı paranın ne anlamı olabilir ? Repütasyonunu, hasta potansiyelini kaybetmeyecek midir ? Geliniz her iki tarafın sorununa da bir çözüm bulalım. Çözüm uyduruk yöntemlere dönmektir. Hasta az acı çeker, günlerce sürecek pansuman törenlerinden ve kötü görüntülerden kurtulur. Doktor aslında çok daha şanslıdır. Kısa sürede rutin, suya sabuna dokunmayan bir işlem gerçekleştirir. Neredeyse köklü bir estetik cerrahi uygulamasına yakın para talep eder. Kısacası alan da satan da memnun. Uygulama sonucu nasıl oldu peki ? İyi kötü bir olumlu gelişme oldu belki ama geç dönemde kalıcılığı şüpheli ! Gelişme hastanın beklediği ölçütlerin altında bile kalsa çok tepkili değil, çok üzülmedi zorlanmadı uygulama sürecinde ya…
Birde olaya teknolojik boyutta bakalım. Sihirli aletler dünyası, ilk akla gelecek olan şüphesiz LASER. Tüm sorunları çözebilecek siniz artık hiç meraklanmayın. “ Ameliyatta iz kalacak mı ? “ sorusuna maruz kalmayan plastik cerrah yoktur sanırım aramızda. Hatta hasta o kadar emindir ki iz kalmayacağından, izden bahsettiğiniz anda “İz mi kalacak, estetik dikiş olmayacak mı ?” şokunu yaşar ve maalesef bizlere yaşatır. Evet acı gerçek budur işte, az veya çok mutlaka ve mutlaka her kesilen deri kalıcı bir izle iyileşir. Plastik cerrahın rolü nedir o zaman, ne farkı kaldı diğer cerrahlardan ?. Elbette durum o kadar da ümitsiz değil, düzgün en ince izlerin kalması büyük bir özenle doğru plastik cerrahi tekniklerinin kullanılmasına bağlıdır. Üstelik çoğu prosedür için daha uzak, görünmeyecek yerleri tercih eder plastik cerrahlar. Örneğin kaş germe için kaşın hemen üstünden kesmek yerine saçlı derinin içine kesiyi gizlemek gibi. İz olayıyla laseri bağdaştırırsak; laserle dikilmiyor mu klasik sorusuna hazır olmalıdır cerrah. Nereden kaynaklanır bu yanlış çarpık bilgiler bilinmez ama süratle yayılmaktadır toplumumuzda maalesef. Mevcut eski izlerin sömürüsüne ne demeli ? İz sömürüsü ne demek; olay şu kısaca: Hastanız kaza geçirmiştir, yanmıştır, değişik nedenlerle iz bırakan operasyonlar uygulanmıştır. Hastanın hayalinde hep bir gün gelip bütün bu izlerden ve deformasyonlardan kurtulmak yatar. Haklı, yerden göğe; ama çözümü yok işte, tıp yetersiz bu alanda! Ve işte parasını cebine koyup arayışına başladığı an önüne her türlü tuhaf yöntem gelir: Lazer, peeling, o krem, bu krem, mezoterapi… Arada birkaç işi bilen kişi de çırpınır, geçmez bu sakın onu bunu yaptırma-paranı kaptırma; ama olumsuz öneri pek de dikkate alınmaz bildiğiniz üzere estetik arayışıyla motive bir hastada.
Tam ameliyatla ilgili planlamalar ilerlerken hastanız birden anestezi verileceğini ve ölüm dahil her tür riski sırtlaması gerektiği gerçeğini öğreniverir. Nasıl yani, internette onca saat araştırmıştı hani. Reklam kokan ve olayları daima hafife alan sitelerde bilgilenmişti oysa. Gerçekler öyle değilmiymiş. Tüm prosedürü adım adım öğrenmiş ve nasıl yapılacağını doktoruna tarif etmekteydi! Yoksa bir estetik cerrahi prosedürü herşeyiyle tıbbın tüm risklerini taşımaktamıymış ! Ben bu duygulanımdaki hastalarla karşılaştığımda sadece üzülüyorum. Bilgi çağındayız, ama bakınız bilgi kasıtlı olarak nasıl çarpıtılabiliyor. Estetik operasyon arayışındaki hasta kendini kuaföründe zannedebiliyor.
İnternete başlamışken bilgisayar planlamasından bahsetmeden geçmek doğru olma bence. Profesyonel yardım almayı bilmek çok zor öğrenilen bir olgu. Olayın özü karşınızdakine güvenip gerekenin yapılmasını talep etmekten başka bir şey olmasa gerek. Estetik cerrahın en büyük reklamı kendi üretimi, operasyon sonuçları. Sizin yaptığınız ameliyatı bir başka hastanızla karşılaşıp beğenenerek gelen bir hasta, işte en iyi hasta grubu. Uzun anlamsız konuşmalar, şüpheler, soruşturmalar, daha önce ameliyat ettiğiniz hastalarınızın fotoğrafını da bir görelim hele beğenecekmiyiz bakalım yok çok şükür. A operasyonundan binlerce yapmışsınız. Elinizde bir sürü iyi sonuç ve bir sürü kötü sonuç fotoğrafı kesin var. Bu noktaya dikkat edelim lütfen, kötü sonuç da mı var ! Elbette. Hiç bir cerrah tamamen iyi sonuç üreticisi olamaz, terslikler, yan etkiler tıbbın ta kendisi. İyi cerrah büyük oranda iyi sonuç alan cerrahtır, başka birşey değil kesinlikle. Hadi bakalım başlayalım fotoları incelemeye, ay o niye öyle oldu bu niye böyle oldu gitti yarım saat. İtiraf etmeliyim kötü sonuçları kasten gösterip hastayı kaçırmaya çalıştığım çok oluyor. Çünkü bu hastayı ben ameliyat edemem hissine kapılıyorum iliklerime kadar. Sırada bilgisayarda benim sonucumu gösterebilirmisiniz komedisi geliyor çünkü… Gitti bir yarım saat daha.
Günümüzde gelinen nokta ise çok karışık. Doğrular yanlış oluyor bir çırpıda. Hastanızın burnuna tampon koyabilmek marifet haline geldi örneğin. Bir tamponsuz ameliyat furyası, cerrahların kendini özel bir beceriymiş bu yaklaşım gibi ortaya atması. Burun var burunnnn var. Kimine gerçekten hiç tampon koymazsınız, bazısında çekmeye korkarsınız daha kalsa diye düşünürsünüz. İşte profesyonel yardım almada sıkıntının tipik örneği: burnuma tampon istemem. Niçin doktorunuzun elini kolunu bağlıyorsunuz, tabii ki bu süreç tamponla başlayıp yöntem seçimine, atılacak dikişin seçimine, kullanılması gereken ilaçlara vs vs varan inanılmaz bir kontrol sürecine uzanıyor. Çözüm ne peki cerrah gözüyle: Çözüm şu, hasta güvenebileceği bir cerrah bulmalı kendine ve artık hiç bir detaya karışmamalı. İsteklerini dile getirmesin, ne olup biteceğini öğrenmesin mi, hakkı değil mi süreci anlamak ? Elbetteki hakkı, zaten olayın tüm inceliği de burada; öğrensin, kendine uyup uymadığını değerlendirsin ama profesyonelliğe de saygı duysun.
İnsan vücuduna sadece enjeksiyon yapılması bile son derece ciddi bir iştir, riskleri kaçınılmaz olarak vardır. Hepimiz penisilin alerjisiyle ölen insan haberleriyle büyümüşüzdür. O zaman ameliyat olmayı da terazinin diğer kefesine koyalım lütfen ! Çözüm ameliyattan kaçmak değil aslında, sadece güvenli ameliyat kriterlerini sağlamak. Sağlık durumunuzun değerlendirildiği bir check-up ile başlamak işe pek çok genel anestezi riskini en baştan azaltacaktır. Paranın esiri olmayan, bilimsel ve cerrahi nosyonu olan gerçek plastik rekonstrüktif ve estetik cerrahlara ulaşmak en büyük güvence olacaktır sizler için.
Sağlıklı günler dilerim.
Prof.Dr. Aycan Kayıkçıoğlu
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Estetik Cerrahiyi Hafife mi Alıyoruz?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Aycan KAYIKÇIOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Aycan KAYIKÇIOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
