2007'den Bugüne 92,297 Tavsiye, 28,217 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Tüm Yönleriyle Emdr
MAKALE #13821 © Yazan Uzm.Psk.Simay Okşan ORAL | Yayın Aralık 2014 | 4,834 Okuyucu
EMDR (EYE MOVEMENT DESENSİTİZATİON AND REPROCESSİNG)

EMDR, ‘Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme’ olarak Türkçe’ye çevirilmektedir. Psikodinamik, bilişsel- davranışçı, beden temelli, etkileşimsel ve danışan merkezli terapilerin öğelerini içinde barındıran bir tedavi yaklaşımıdır (Tutarel Kışlak, 2004). Keşfedildiği tarihten bu yana kabul görürlüğü giderek artmaktadır (Denizli, 2008).

EMDR’nin Ortaya Çıkışı:

1987 yılında Francis Shapiro parkta yürürken rahatsızlık verici düşüncelerinin aniden yok olduğunun ve geriye dönüp tekrar bu düşünceleri hatırladığında artık eskisi kadar can sıkıcı olmadıklarının farkına varır. Fakat bunun için hiçbir çaba harcamamıştır. Durumu anlamaya çalışırken, parkta yürüdüğü sırada gözlerini yukarı- aşağı- sağa- sola hareket ettirdiğini hatırlar. Daha sonra rahatsız edici düşünceler zihnindeyken bu göz hareketlerini yeniden dener ve yakınlarına da uygulayarak test eder. Ve işe yaradığını görür. Fakat bazı insanların gözlerindeki kas yapısı nedeniyle sistematik bir şekilde gözlerini hareket ettiremediğini görür. Bunu kolaylaştırmak için parmak ile yönlendirme işlemini kullanır. Böylece EMDR’nin temeli atılmış olur (Shapiro,2001).

Shapiro, bu tekniği çeşitli durumlarda kullanmıştır. Deneyim sahibi oldukça diğer terapi tekniklerinden de yararlanarak EMDR’ı zenginleştirmiştir (Shapiro’dan aktaran Kavakcı ve ark., 2010).

Teknik, başlarda çok sayıda eleştiri almış olmasına rağmen, sonraları tekniğin daha da gelişmesi, yapılan araştırmaların artması ve kullanımının yaygınlaşması ile son zamanlarda hakkında eleştirel yayın yapılmamaktadır (Kavakcı ve ark., 2010).
Bu yöntemin etkinliğini sınayan ilk çalışmayı yine Francis Shapiro yapmıştır (1987; akt. Shapiro, 2001). Araştırmada travma sonrası stres bozukluğu yaşayan hastalarla çalışmıştır. EMDR alanlar ve hiç tedavi görmeyen grubun bulunduğu araştırmanın sonucunda; EMDR alanların kontrol grubuna göre algılanan stres düzeylerinde anlamlı azalma ve yine EMDR alan katılımcılardaki olması istenilen olumlu inançların kabullenilme düzeyinde kontrol grubuna göre anlamlı artma olduğu bulunmuştur. Olumlu sonuç veren bu araştırma sonunda EMDR, bir terapi türü olarak hızla gelişmeye başlamıştır (Denizli, 2008).

EMDR’nin Kuramsal Temeli:

Shapiro’nun EMDR’yi bir müdahale yöntemi olarak geliştirirken, değişimin nasıl ortaya çıktığıyla ilgili herhangi bir kuramsal temel öne sürmemesi, bu yaklaşımın en çok eleştirilen ve zayıf bulunan yönü olmuştur (Lipke, 2003). Bu nedenle EMDR ile ilgili yapılan araştırmalar kuramsal yönü açıklamaktan çok etkililiğine vurgu yapmaktadır (Denizli, 2008).

Shapiro, EMDR ile sağlanan değişimi bilginin nörobiyolojik olarak saklanma prensibiyle açıklamıştır. Doğuştan sahip olduğumuz bilgi işleme sistemi vardır ve yaşanılan şeylerin bilgisi, fiziksel işlemler ile depolanmaktadır. Bilgi işleme sistemi, duygusal sağlığı sağlamak amacıyla çalışmaktadır. Bu mekanizmanın çalışmasında bir aksilik/ problem olduğunda, çalışmadığında patolojiler ve işlevsellikte bozulmalar ortaya çıkmaktadır. Patolojinin ve işlevsellikte bozulmanın ortadan kalkması için sistemi yeniden harekete geçirmek ve bilgiyi yeniden işlemek gerekmektedir (Denizli, 2008).
Göz hareketleri, bilgileri yeniden işlerken nörobiyolojik sistemi tekrar harekete geçirmektedir. Bu durum beyinde fizyolojik değişikliklere yol açmaktadır ve bilginin yeniden işlenmesinde kolaylaştırıcı etki yaratmaktadır (Shapiro, 2001).
EMDR, mental bozukluk ve bağımlılık modellerine dayanır (Ross, 2012).

Göz Hareketlerinin Etkileri:

EMDR’da sıklıkla kullanılan bir diğer yöntem de çift yönlü dokunmadır. Fakat göz hareketi (EM) ile aynı etkiyi gösterdiği söylenememektedir. Göz hareketi ile yapılan EMDR ile göz hareketsiz yapılan EMDR karşılaştırılmış ve sonuç olarak göz hareketli EMDR’de düşük düzeyde anlamlı fark olduğu bulunmuştur (Davidson ve Parker, 2001).
Göz hareketlerinin hafıza üzerine etkisi pek çok laboratuar çalışmasında araştırılmıştır. Sonuç olarak şu alanlarda etkisi olabileceği bulunmuştur (Maxfield, 2008) :
• Yaşantıyla ilişkili imgelerde ve düşüncelerde azalma
• Yaşantıya dair imgeye gösterilen duygusal duyarlılıkta azalma
• Kalp atım hızında düşme, deri iletkenliği ve kalp atım hızında daha az değişkenlik
• Daha fazla bilişsel esneklik
• Epizodik hafızada güçlenme
Bu değişimler EMDR’nin yararlı olduğuna işaret ediyor gibi görünse de, TSSB ya da diğer tanılarla gelen kişiler üzerinde yararlı olup olmayacağı bilinmemektedir (Maxfield, 2008).

EMDR’nin Uygulanışı: 8 Evre

EMDR’dan bahsedildiğinde genellikle göz hareketleri (EM) süreci daha ön planda algılanmaktadır. Fakat EMDR, göz hareketleri sürecinden çok daha fazlasına sahiptir.
EMDR tedavisi 8 basamakta uygulanır. İlk 2 basamak tek seansta tamamlanır. Diğer basamakların seans sayısı farklılık gösterebilmektedir (Kavakçı ve ark., 2010).
Travmatik yaşantılardan bahsetmek her danışan için rahatsız edici ve can sıkıcıdır. Bu nedenle terapist, danışanın olumsuz duygularla baş edebilmesi için beceriler geliştirmesine yardımcı olur (Kavakçı ve ark., 2010).

Öncelikle travmatik anıların çözülmesi amaçlanır. Daha sonra EMDR ile şimdiye yönelinir. Yeniden işleme sırasında sıkıntı, huzursuzluk gibi semptomlar ortaya çıkar ve bunlar giderilene kadar işlemeye devam edilir (Kavakçı ve ark., 2010).

EMDR sadece travmatik ve acı veren anıların işlenmesine değil, sağlıklı bir yaşam için gerakli beceri ve davranışların geliştirilmesine de odaklanır (Kavakçı ve ark., 2010).
EMDR sırasında, kognitif terapilerden daha az sözlü terapi vardır (Ross, 2012).

1. Danışan Hikayesi Alma ve Terapi Planlama:
Danışanın ayrıntılı öyküsü alınır ve EMDR için uygun olup olmadığı değerlendirilir. Tedavi planı ve tedavi planı için gerekli uygun görülen hedefler belirlenir (Kavakçı ve ark., 2010).

2. Hazırlık:

Bu evrede terapötik ilişki kurulmaya başlanır, ulaşılabilir hedefler konulur ve danışan semptomları hakkında bilgi edinir. Danışan kendi kendini yatıştırmayı öğrenir. Bu teknik danışanın hem seanslar arasında hem de seans sırasında işine yarar ve tamamlanmayan seansların bitiminde bir sonraki seansa kadar kullanılabilir. Hastanın tedavide kalmasına yardımcı olur (Kavakçı ve ark., 2010).

3. Hedefin Değerlendirilmesi:

Travmatik anı işlenmeye başlanır. Rahatsızlık veren anıya dair bir resim belirlenir. Danışandan bu resimle beraber gelen duygu, düşünce, algı ve bedensel duyumları belirtmesi istenir. Olumsuz yaşantı düşünüldüğünde danışanın kendisiyle ilgili ne düşündüğünü söylemesi istenir. Genelde olumsuz düşünceler belirtilir. Daha sonra tekrar resme bakıp hangi olumlu düşünceye/ inanca sahip olmak istediği sorusu danışana yöneltilir. Olumlu bir düşünce belirlenir. Shapiro’nun önerdiği bilişin geçerlilik ölçeği (VoC: Validity of Cognition) kullanılır. 1: hiç inandırıcı değil ile 7: tam olarak inandırıcı arasında bir puanlama yapılır. Danışandan resme bakarak olumlu düşünce/ inancı puanlaması istenir (Kavakçı ve ark., 2010).

Hedef resmin ve olumsuz düşünce/ inancın belirlenmesi bellek ağlarını harekete geçirir ve güçlü duyguların ortaya çıkmasını sağlar. Danışanın bu duyguların farkına varması ve tanımlamaları not alınır. Bu duygulardan duyduğu rahatsızlığın puanlaması ise Öznel Rahatsızlık Birimi Ölçeği (SUD: Subjective Unit of Disturbance Scale) yoluyla yapılır. 0: hiç rahatsızlık yok ile 10: hayal edilebilecek en yüksek rahatsızlık arasında derecelendirilir. Resme bakarken duyduğu rahatsızlık bu ölçek ile değerlendirildikten sonra kişiden vücudunun hangi bölgesinde rahatsızlık hissettiğinin belirtilmesi istenir. Kişi bedenine odaklanarak semptomlarını tanır, etiketler ve kognitif müdahalelerden bunları ayırır (Kavakçı ve ark., 2010).

4. Duyarsızlaştırma:

Bu basamakta kişi hedef resme, olumsuz düşünce/ inanca, ilişkili duygu ve bedensel duyumlara odaklanır. ‘ Bırakın ne olursa olsun, sadece olmasına izin verin, bunları setin sonunda konuşacağız, aklınıza gelen hiçbir şeyi önemsiz diye atmayın, aklınıza gelen her yeni bilgi bir şekilde bağlantılıdır.’ Yönergesi verilir. İki yönlü (bilateral) uyarıma başlanır. Böylece duyarsızlaşma başlatılır. SUD sıfır olana kadar devam edilir (Kavakçı ve ark., 2010).

5. Yerleştirme:

Hasta hedeflenen anıyı sıkıntı duymadan anımsar. Kişi bu anı ile ilgili konuşmaya teşvik edilir ve böylece içgörüsünün sağlamlaştırılması hedeflenir. Bu içgörü, kişinin kendisi ile ilgili olumlu düşünce/ inançları ve kendisini kabulünü ifade eder (Kavakçı ve ark., 2010).

6. Bedeni Tarama:

Danışandan hedef resme ve olumlu düşünce/ inanca odaklanırken bedeninde gerginlik hissedip hissetmediğine dikkat etmesi istenir. Travmatik anı düşünülürken bedensel gerginlik hissedilmemelidir. Yoksa EMDR işlemi tamamlanmamış kabul edilir. Bedensel gerginlik yok olana kadar işleme devam edilir (Kavakçı ve ark., 2010).

7. Kapanış:

Bu evrede tedavi tamamlanır. Terapist işlemenin sağlanmış olup olmadığının kararını verir. Sağlanamadığına karar verilirse, 2. evredeki kendi kendini yatıştırma teknikleri kullanılır. Güvenli yer uygulaması ile bitirilir. Danışana yeni seansta kalındığı yerden devam edileceği bildirilir. Seanslar arasında da işlemenin süreceği bilgisi kişiye verilir Danışan önceki seansların ve etkilerinin üzerine değerlendirme yapar. Tedavinin etkisi değerlendirilir. Yeni hedefler belirlenir ve yeni bir EMDR seansı başlatılır (Kavakçı ve ark., 2010).

8. Yeniden Değerlendirme:

Danışan önceki seansların ve etkilerinin üzerine değerlendirme yapar. Tedavinin etkisi değerlendirilir. Yeni hedefler belirlenir ve yeni bir EMDR seansı başlatılır (Kavakçı ve ark., 2010).

Güvenli Yer Uygulaması:

Travmatik anıların anımsanması hemen herkes için rahatsız edicidir. EMDR terapisi alan kişilerde bu travmatik olaylarla ilişkili olarak aşırı uyarılmışlık ve huzursuzluk halleri görülebilmektedir. Bu nedenle kişilere uygulamadan önce kendi kendilerine yapabilecekleri rahatlama teknikleri öğretilir. Güvenli yer uygulaması bunlardan biridir.
Kişi kendisini rahat ve güvende hissettiği bir yerin hayalini kurar. Bu görüntüye baktığında hissettiklerine ve olumlu fiziksel duyumların yerine odaklanıp belirtmesi istenir. Bu odaklanma sırasında çift yönlü uyarım verilir. Kişi kendini daha iyi hissettiğini belirtiyorsa 4-6 set daha yapılır. Danışandan bu uygulamayı kendisinin yapması istenir. Çift yönlü uyarım olmadan da rahatlama olması sağlanır Danışan önceki seansların ve etkilerinin üzerine değerlendirme yapar. Tedavinin etkisi değerlendirilir. Yeni hedefler belirlenir ve yeni bir EMDR seansı başlatılır (Kavakçı ve ark., 2010).

AMAÇLAR (8 Evre)


1. Danışan Hikayesi Alma ve Terapi Planlama:
- Geçmiş bilgisi edinme
- EMDR tedavisi için uygunluğu sağtama
- Danışanın hayatındaki olumlu ve olumsuz olaylardan hedef işlemeyi anlama
2. Hazırlık:
- EMDR hedef işlemeleri için danışanı hazırlama
- Stabilizasyon ve olumlu etkilere girişi arttırma
3. Hedefin Değerlendirilmesi:
- EMDR’da hedefe ulaşmak için beynin uyarılması
4. Duyarsızlaştırma:
- Deneyimleri ve çözümü sağlayan şeyleri işleme
- Hafızanın tamamını asimile etmeye izin vermesi için tüm kanalları tamamen işleme
- Olumlu deneyimler için şablonları dahil etmek
5. Yerleştirme:
- Bilişsel ağlardaki pozitif bağlantıları arttırma
- Hafızalar dahilindeki bağlantılı genel etkileri arttırma
6. Bedeni Tarama:
- Hedefle bağlantılı kalan rahatsızlıkların tamamen işlenmesi
7. Kapanış:
- EMDR seansı boyunca ve seanslar arasında danışanın stabilliğini sağlamak
8. Yeniden Değerlendirme:
- Tedavinin etkilerini değerlendirmek
- Zamanla kapsamlı işlemeyi sağlamak (Shapiro, 2007).

PROSEDÜRLER (8 Evre)

1. Danışan Hikayesi Alma ve Terapi Planlama:
- Standart tarih bildirici anketler ve diagnostik psikometriler
- Kriterlerin ve kaynakların gözden geçirilmesi
a) Hastalığın temelinde yatan geçmiş olaylar
b) Şu andaki tetikleyiciler
c) Gelecek ihtiyaçlarla alakalı sorular

2. Hazırlık:
- Hedef anı resmi ile ilgili eğitim
- Stabilizasyonu, kişisel hakimiyet anlayışının ve kontrolü geliştiren metaforlar ve teknikler
3. Hedefin Değerlendirilmesi:
- Resim, şimdiki negatif inanç, istenilen pozitif inanç, şu anki duygular ve fiziksel hassasiyet edinmek
4. Duyarsızlaştırma:
- Geçmişi, şu anı ve geleceği işleme
- Kendiliğinden oluşan sezgiler, duygular, fiziksel hassasiyetler ve diğer hatıralara izin veren standart EMDR protokolleri
5. Yerleştirme:
- En iyi olumlu bilişi tanımlama
- İstenilen olumlu inancın geçerliliğini 7 VoC’a yükseltme
6. Beden Taraması:
- Herhangi fiziksel hassasiyete konsantre olma ve işleme
7. Kapanış:
- Güdümlü imgelemlerin kullanımı ya da ihtiyaç olursa öz kontrol teknikleri
8. Yeniden Değerlendirme:
- Son seanstan beri nelerin ortaya çıktığını keşfetmek
- Son seanstan kalan anılara tekrar giriş
- Daha büyük sosyal sistemlerle birleşmenin değerlendirilmesi(Shapiro, 2007).

EMDR’nin Avantaj ve Dezavantajları
Avantajlar:
- Geçmişteki acı veren olaylar hakkında detaya girmeyi gerektirmez. Pek çok konuşma terapisinin aksine travma, uzun zaman boyunca analiz edilmez.
- Eşzamanlı olarak zihin, vücut ve duygular üzerinde çalışır. Ki bu, problem kaynağının anlaşılmasında başarı sağlar.
- Tedavi sürecinde tecrübe edilmesi gereken travma, nispeten daha kısa ömürlüdür (Bartson ve arkadaşları, 2011).

Dezavantajlar:

- EMDR, fobiler, panik bozukluklar ya da strese bağlı bozukluklar üzerine yapılan çalışmalarda kanıtlanmamıştır. Sadece PTSD’de kanıtlanmıştır.
- Travma terapisi olarak kullanılmak için yaratılmıştır.
- Hamile kadınlarda, kalp problemi yaşayanlarda, göz problemi olanlarda ve diğer sağlık problemleri olanlarda EMDR terapisine başlamadan önce doktora danışılmalıdır.
- Nispeten yeni bir terapi türüdür ve uzun süreli etkililiği üzerine tartışmalar sürmektedir (Bartson ve arkadaşları, 2011).

EMDR’ın Kullanım Alanları

EMDR, mental bozukluk çeşitlerinin çoğu için kullanışlıdır (Solomon ve Shapiro, 2008).
EMDR ile sağlanan pozitif sonuçlar, detaylı çalışmalarla rapor edilmiştir. Etkililiği, belirtilen durumlarda ve kontrollü çalışmalarda kanıtlanmıştır: Post travmatik stres bozukluğu, fobiler, panik bozukluklar, hüzün, kimyasal bağımlılık ve kumar bağımlılığı, performans anksiyetesi, somatoform bozukluklar ve kişilik bozuklukları (Shapiro, 2001: 11-13).

Ayrıca kronik ağrı, fantom ağrı, çocuklarda post travmatik stres bozukluğu ve psikosomatik dermatolojik rahatsızlıklarda kullanılmakta ve olumlu sonuçlar elde edilmektedir (Kavakçı ve arkadaşları, 2010).

EMDR ve Nörobiyoloji

Shapiro’nun geliştirdiği Uyumsal Bilgi İşleme Modeli’nden sonra pek çok araştırmacı EMDR’nin biyolojik etki mekanizmaları üzerine çalışmalar yapmış ve bu çalışmaların bulgularından yola çıkarak modeller geliştirmişlerdir edilmektedir. Birçok araştırma, terapi sırasında Anterior Singulat Korteksteki (ASK) değişiklikleri baz almaktadır. Bu değişiklikler, ASK’nin daha hareketli olan rostral ve daha bilişsel yönelimli kaudat alt bölgesi arasında olan bağlantısızlığı kapsamaktadır (Kavakçı ve arkadaşları, 2010).
* Bergman (aktaran Kavakçı ve arkadaşları, 2010), dorsolateral ile orbitofrontal kortekslerin harekete geçmesi ile sonuçlanan serebellar işleme merkezinin EMDR tarafından uyarıldığını; neokortikal alanlar ve genel semantik ağlardaki travmatik anıların daha fazla bütünleşmesinde EMDR’nin önemli etkisinin olduğunu belirtmektedir.
* Denny (aktaran Kavakçı ve arkadaşları, 2010)’nin oluşturduğu modele göre, travmatik yaşantılara dair anıların meydana getirdiği karmaşa, EMDR ile oluşan oryantasyon refleksi ile bastırılmaktadır. (Oryantasyon refleksi: Organizmanın bir yenilik/ değişiklik ile daha duyarlı hale gelip, başlangıçtaki tepkisini değiştirmesi.)
* Andrade ve arkadaşları da (aktaran Kavakçı ve arkadaşları, 2010) işlevsel belleğin, göz hareketlerinin travmatik anının ilk zamanlardaki kadar canlı olmasını engellediğini ileri süren bir model geliştirmiştir.
* MacCulloch ve Feldman da (aktaran Kavakçı ve arkadaşları, 2010) beynin iki yönlü uyarılmasının bedensel etkileri üzerinde durmaktadırlar. Araştırıcı refleksi öne sürmektedirler. Buna göre EMDR, kişinin etrafında tehlike algılamadığı bir durum yaratmaktadır. Bu da bedensel olarak az uyarılma ve hoş bedensel hisler oluşumunda etkili olmaktadır. EMDR sonucunda oluşan gevşeme ile duygusal travma/ stres eşleşir ve danışan bu rahatsız edici anı üzerinde çalışabilir.
* Barrowcliff ve arkadaşları (aktaran Kavakçı ve arkadaşları, 2010), EMDR terapisindeki göz hareketlerinin olumsuz anıların canlılığını, duygusal değeri ve elektrodermal aşırı uyarılmayı azalttığını belirtmektedirler. Gözlerin sabit olduğu durumda ise bunun tam tersi etkilere sahip olduğunu vurgulamaktadırlar.
* Stickgold (aktaran Kavakçı ve arkadaşları, 2010) ise modelini geliştirirken uyku fizyolojisi üzerine çalışmalardan faydalanmıştır. Bu modele göre TSSB’de REM uykusu sırasında beynin normal işleyişi bozulabilmektedir. EMDR de bu işleyişi, bellek bütünleşmesi için gereken özel fizyolojik şartı karşılayarak düzenler. Ritmik göz hareketleri beyin sapındaki ilgili bölgenin REM başlatmasını sağlayabilir. REM’e benzeyen bu yanıt, travmatik anıların kortikal bütünleşmesini kolaylaştırır. EMDR ile yapılanan sistemler beyni otomatik olarak REM’e benzer duruma sokabilir. REM benzeri durum, assosiatif kortikal ağlarda hipokampusun düzenlediği epizodik anımsamalar olmadan bütünleşme gerçekleşir.
EMDR’nin REM’den daha çok işe yaramasının 2 nedeni:
1) EMDR tedavisinde hasta iki yönlü uyarım başlamadan önce neyi işlemek istediğine kendisi karar verir.
2) EMDR tedavisi sürecinde korku ve kaygı düzeyi, terapistin doğru yönlendirmeleriyle düşük seviyede tutulabilir.
* Rasolkhani- Kalhorn ve Harper (aktaran Kavakçı ve arkadaşları, 2010)’ın modelinde ise hayvanlarla yapılan limbik sistem araştırması baz alınmaktadır. Buna göre, limbik sistemdeki bazı sinapsların potansiyalize olmasıyla korkuya ait anılar oluşmaya başlar. Korkuya ait anıların yok olması ise bu sinapsların de-potansiyalize olması ile mümkündür. De-potansiyalize olmanın temel mekanizması ise ‘düşük frekansta uyarım’dır. Travmatik anının geri çağrılması sırasında potansiyalizasyonun bozulup de-potansiyalizasyona çok yakın bir duruma geldiği araştırmada bulunmuştur. EMDR sırasında da beynin düşük frekanslı uyarılabildiği ileri sürülmüştür. Burada temel etki amigdala ve hipokampus üzerinde görülmektedir. İki yönlü uyarımın de-patansiyele edici etkisinin ASK’yi içerdiği ve tüm beyne yayıldığı belirtilmiştir.
Kaye’ye (aktaran Kavakçı ve arkadaşları, 2010) göre EMDR ASK’yi etkilemektedir. Bu durum neokortikal bilginin bütünleştirilmesini sağlamaktadır. ASK’nin üst bölgesi bilginin bilişsel yönden, alt bölgesi ise afektif işlenmesinde görev yapar. EMDR, ASK’nin hem üst hem de alt bölgesini etki altına alır. ASK çift taraflı ters yönde etkilendiği için hem bilişsel hem de afektif işlemleme baskılanır ve karmaşık yapılanma çözülür.

* Bergman’ın 2008’de (aktaran Kavakçı ve arkadaşları, 2010) yayınlanan makalesinde, travmayla ilgili anıların beynin sağ hemisferinde depolandığı belirtilmektedir. İki yönlü uyarım sayesinde hemisferler arasında iletişim gerçekleşir ve travmatik anı konuşma ve dil bölgesiyle bütünleşir. EMDR’nin etkisiyle hemisferik lateralite onarılır, bellek bütünleşmesi, beden- algı bütünleşmesi gerçekleşir ve dinamik nöral ağlar uyum içine girerler. Böylece beden-algı-biliş bütünleşmesi oluşur. Travma sırasında bozulan talamo-kortikal bağlanmayı, EMDR talamusu aktifleştirerek onarır.
* Bergman (aktaran Kavakçı ve arkadaşları, 2010), yapmış olduğu nörogörüntüleme çalışmalarında şu bulgulara rastlamıştır:
- Prefrontal lob aktivitesinde azalmanın sonucunda duygusal düzenlenme olduğu,
- Limbik aşırı uyarımın, asosiasyon korteksinin artmış düzenlenmesiyle engellenmiş olduğu,
- Temporal lobda aktivasyonun azalmasıyla travmatik epizodik bellek aşırı yoğunlaşma ve intrusionlarda azalma olduğu,
- Oksipital aktivasyonda azalma sonucunda flashbacklerde azalma olduğu
- Limbik ve prefrontal alanlar arasında işlevsel dengenin sağlandığı
- Talamik aktivasyonun artması ile talamik onarılmanın olduğu.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Tüm Yönleriyle Emdr" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Simay Okşan ORAL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Simay Okşan ORAL'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Uzm.Psk.Simay Okşan ORAL
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi13 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Simay Okşan ORAL'ın Makaleleri
► Obsesif Kompulsif Bozukluk Tüm Yönleriyle Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI
► Emdr Terapisi - Emdr Nedir? Psk.Dnş.Serkan YILDIRIM
► Emdr Nedir? Psk.Ezgi SÖNMEZ
► Emdr Nedir Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ
► Emdr Terapisi Psk.Burcu MUŞDAL ÇELEBİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Tüm Yönleriyle Emdr' başlığıyla benzeşen toplam 20 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Yas Süreci Aralık 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:45
Top