2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Uyumlu Bir Evlilik İçin Hangi Kriterler Öncelenmelidir?
MAKALE #14048 © Yazan Uzm.Nazlı ÖZBURUN | Yayın Ocak 2015 | 29,450 Okuyucu
UYUMLU BİR EVLİLİK İÇİN HANGİ KRİTERLER ÖNCELENMELİDİR?

İnsan hayatı bir dizi seçimlerin toplamıdır. İnsanın kaderini önemli ölçüde etkileyen iki tasarruf alanı vardır: bunlardan birisi eş, diğeri ise meslek seçimidir. Bu seçimler içinde de en önemlisi kişinin uzun yıllarını birlikte geçireceği eşini seçmesidir. Ne yazık ki ülkemizde evlilik cüzdanı, diğer yeterlilik belgelerinin aksine, bir dizi sınavdan geçmeniz gerekmeden aldığınız bir belgedir. Din görevlisi olabilmek için İlahiyat bitirmiş olmak, psikolog olabilmek için psikoloji eğitimi almış olmak gerekmektedir. Ama evlilikte mutlu olabilmek veya doğru eş seçmek ile ilgili bir eğitimi okul hayatınız boyunca almadan hayata atılırsınız. Üstelik “Evlilik öncesinde nelere bakılmalı? Evlilikte ne yapılmalı, nasıl hareket edilmeli?” gibi konularda eğitim vermesi olası kişilerin de bu konulardaki yeterliliği ayrıca tartışma konusudur.

Çoğu insan eş seçerken neyi öncelemesi gerektiğini, nasıl evli kalınacağını bilmeden evlenir. Birçok insan, gerçekleşmesi imkansız hayaller ve gerçekçi olmayan beklentilerle evliliğe adım atar. İnsanlar evliliğe adım atmadan önce, evlilikten beklentilerini ve evliliğe katabileceklerini gözden geçirseler, pek çok evlilik boşanmayla sonuçlanmazdı. Ya da mutsuz evlilikler, hayal kırıklığı yaşayan, keder dolu insanlarla götürülmeye çalışılmazdı.

Dünya genelinde ve ülkemizde aile kurumu, mutsuz evlilikler örnek gösterilerek yıpratılmaya çalışılmaktadır. Evlilik, gerçek anlamını yitirmiş onun yerine kimileri için büyük bir yük, kimileri için zorunluluk, kimileri içinse gerçekdışı beklentilerden oluşan bir kuruma dönüşmüştür. Oysa evlilik toplumun temel direği olan ailenin başlangıç noktasıdır.

Eş seçimi rastgele bir süreç değildir. Sağlıklı evliliklerin oluşmasında en önemli unsur, kişinin eşini seçmeyi tesadüflere bırakmaması, bu kararı bilinçli olarak vermesidir.

Evlenmek için verilen karar; kişinin bundan sonraki hayatını kiminle ve nasıl geçireceğini, kişiyi bekleyen yeni sorumlulukları, çocuklarının annesinin/babasının kim olacağını ve ailenin bir bütün olarak nasıl bir hayatı olacağını belirler.

Evlenmeye karar vermeden önce, bireylerin her alanda birbirlerine uygun olup olmadıklarını değerlendirmeleri gerekir. Uyumlu bir birlikteliğin olabilmesi ve sürdürülebilmesi, duygu, düşünce, sosyal, kültürel ve ekonomik bağlamda bireylerin birbirleriyle uzlaşabilir olmalarına bağlıdır. Bu da daha mantıklı ve uygun kararlar verilerek sağlanabilir.

Evliliğe Hazır olma


Evlilik ve eş seçimi gibi önemli bir karar söz konusu olduğunda “doğru kişi” kadar, “doğru zaman” faktörü de önem taşır. Bireylerin, gerek kişisel, gerekse yaşamsal anlamda evliliğe hazır olması gereklidir. Kişiliği oturmamış, kendisinden ve hayattan ne beklediğini netleştirememiş bireyler isabetli kararlar vermekte zorlanırlar. Bunun yerine duygularının gelgitleri eşliğinde kararlar almaya eğilimli hale gelirler.

Evlilik kararının ne anlama geldiğini idrak edebilecek ve evliliğin getirdiği sorumlulukları taşıyabilecek yaş ve olgunlukta olmak uyumlu bir evliliğin en önemli unsurudur. İstatistiklere göre, erken yaşlarda verilen evlilik kararının sağlıksız ve isabetsiz olma riski yüksek olarak görülmüştür.10’lu yaşlarında evlenen çiftler, 20’li ve 30’lu yaşlarda evlenen çiftlere göre yaklaşık 3 kat daha fazla boşanma riski taşımaktadır. Aynı zamanda, 21-22 yaşlarında evlenenlerde, 25-26 yaşlarında evlenenlere kıyasla, 2 kat fazla boşanmaya rastlanmaktadır.

Önce “birey” olarak kendini ifade edebilmeyi öğrenebilmek, sonra sağlıklı bir birliktelik inşa etmek önemlidir. Kişinin, sağlıklı bir biçimde bireyleşebilmesi ve ardından da sağlıklı bir birliktelik kurabilmesi için, öncelikle kendi benliğini ve sınırlarını ailesinden ayrıştırarak tanımlayabilmesi ve kendi hayatının ve kararlarının maddi-manevi sorumluluğunu ve bilincini taşıyabilmesi gerekir.

Kendini Tanımak

Eş seçimi kararında ilk adım, bireylerin kendi kişilik özelliklerini tanıması ve farkında olmasıdır. Karşısındakinin kişilik özelliklerini tanıması da ikinci adım olmalıdır. Evlenme kararı alınmadan önce adaylar her anlamda birbirleri için uygun olup olmadıklarına bakmalıdırlar.

Eş seçerken kişinin kendisine şu soruları sorması önemlidir:

• Kendimi evlenmeye hazır hissediyor muyum?
• Evlenmeyi düşündüğüm kişi ile fikirlerim uyuşuyor mu?
• Ona karşı olumlu duygu ve düşünceler taşıyor muyum?
• Onunla sağlıklı bir aile ortamı oluşturabilir miyim?
• Mizaçlarımız uyumlu mu?
• Evlilikte oluşabilecek problemlerle birlikte başa çıkabilir miyiz?
• Onu fiziksel olarak beğeniyor muyum?
• Süreç içinde baba veya anne olmanın sorumluluklarını taşıyabilir miyiz?
• Onu seviyor muyum, isteklerine karşı duyarlı mıyım?
• Tercihlerine ve beğenilerine karşı saygılı olabiliyor muyum?
• Duygu ve düşüncelerimi ona açık ve net bir şekilde ifade edebiliyor muyum?
• Evlenmeden önce birbirimizi tanıyabilmek için yeterince zamanımız oldu mu?
• Birbirimizi çeşitli koşullar altında deneyip değerlendirebildik mi?
• Ailelerimiz sosyo-ekonomik açıdan denk mi, ortak bir noktada anlaşabilirler mi?

Bütün bu soruları duygusallığın had safhada olduğu evlilik öncesinde sormak, ilk bakışta biraz zor gelebilir. Ama en azından bu soruları kişinin bilmesi ve en azından farkında olarak evlilik konusunda dikkatli olması, uyumlu bir evliliğin olmazsa olmaz şartlarıdır.

Eş Seçimi

Evlilik kararı ve eş seçimi, hem basit hem de bir o kadar zor ve karmaşık bir süreçtir. En temel düzeydeki yoruma göre, eş seçiminin son derece basit bir mekanizması vardır: Canlılar, varlığını koruma ve türünü devam ettirebilme içgüdüsü taşırlar ve bu bağlamda, erkek; genç ve doğurgan bir kadın; kadınsa, doğacak çocuklara bakabilecek kaynaklara sahip olan güçlü bir erkek aramaktadır. İki taraf için de güven, bağlılık ve sadakat önemlidir.

Bununla beraber eş seçiminde son 50 yılda gözlenen değişimlere baktığımızda, evlilik konusundaki araştırmalarıyla tanınan Warren, Buss ve Shackelford’un araştırmalarına göre son 50 yılda kadının da erkeğin de fiziksel çekiciliğe, maddi konum ve olanaklara, karşılıklı romantik aşka ve çekime verdiği önem artmıştır; ev işleri konusundaki becerilere ve geleneksel beklentilere verdiği önem ise azalmıştır.

Fiziksel ve duygusal sağlık, güven ve bağlılık, ekonomik güç, kişisel bakım ve temizlik, iletişim ve problem çözme becerisi gibi özellikler hemen hemen tüm toplumlarda ve tarihin her döneminde evlenilecek kişide aranan özelliklerin ortak paydasını oluştururken; benzer alışkanlıklar, benzer değerler, benzer sosyal ve politik hayat görüşleri ve benzer aile altyapıları eş seçiminde her daim tercih sebebi olarak dikkat çekmeye devam etmiştir.

Eş seçiminde fazla aceleci davranmak, çabuk karar vermek zararlı olabilir. Ancak, kararı çok fazla geciktirmek de kaçırılan fırsatlar anlamına gelebilmektedir. Bu durum, doğru eşi ararken evlenmekten korkmaya ve en sonunda evlilik dışında kalmaya neden olabilir.

Genellikle evlilikler bir seçme süreci sonucunda gerçekleşir. Eş seçiminde iki temel ilke vardır: “Benzerlik” ilkesi ve “Bütünleme” ilkesi. Benzerlik (homogami) ilkesine göre, sınırlı bir bireyler grubu içinde yaş, ırk, din, etnik köken, toplumsal sınıf, eğitim ve kişilik benzerliklerine dayanılarak seçim yapılır. Benzerlik ilkesi, benzerlerin birbirini çektiği gerçeği üzerine kurulmuştur.

Buna karşılık bütünleme ilkesi, eşlerin özellikle kişilik açısından farklı ve tamamlayıcı özellikleri nedeniyle seçildiğini savunur. Bu ilke, “karşıtların birbirini çektiği” gerçeğine dayanmaktadır. Bugün için araştırmalar hangi ilkenin daha geçerli olduğunu ortaya koyamamıştır. Ancak benzerlik ilkesinin daha yaygın olduğu yolunda izlenimler vardır. Bu ilkenin daha geçerli olması, böyle bir seçimin sosyo-ekonomik sınıf, din, eğitim gibi alanlarda daha az çatışmaya yol açması, özellikle evliliğin ilk yıllarında karşılıklı toplumsallaşma sürecinin daha kolay olması nedeniyle olabilir. Ayrıca ana-baba isteği ve toplumsal baskı da benzerlik ilkesi doğrultusundadır. (Tüzmen ve Özdağoğlu, 2007)

Psikolojik gelişim, cinsel çekim ve âşık olmak da eş seçimi üzerinde etkilidir. Karşı cinsten, aşağı yukarı aynı yaşta, fiziksel çekiciliği olan herhangi birine karşı heyecanlanma, aşk olarak yorumlanabilir. Uyumlu bir evlilik kararı, sadece romantik aşka bağlı olarak ve duyguların gelgitleri altında alınmaz; mutlu ya da mutsuz sonuçlara katlanmayı (ve birbirine tahammül edebilmeyi) içeren sevme kararına dayanılarak alınır.

Araştırmalarda Türkiye’nin coğrafî konumunun, tarihi ve kültürel birikiminin sonucu olarak içinde barındırdığı zengin kültür mozaiği, çeşitli eş seçme yaklaşımlarını da beraberinde getirmektedir. Ülke genelinde yapılan bir araştırmaya göre, görücü usulünden kız kaçırmaya, beşik kertmesine ve internetten eş seçimine kadar birbirinden farklı 30 çeşit evlilikte eş seçme ve evlenme biçimine rastlanmıştır. Ancak bunlardan geleneksel eş seçme (görücü usulü) yaklaşımının ve tanışıp anlaşarak evlenme tercihinin en yaygın olduğu bilinmektedir.

Eşler Arası Uyum / Evlilikte Uyum

Evlilikte uyum kriterleri incelendiğinde, evlenilecek eşin kişilik özelliklerinin, birlikte yaşamaya uygun olup olmadığına bakmak önemlidir. Özellikle erkeklerde, birlikte yaşamaya uygun olmamak ve yalnızlığı aşırı derecede sevmek, uyumlu bir evlilik için tehlikelidir.

İkinci olarak, kişinin şu andaki yaşam stiline ve karşılaştığı sorunları çözme stiline bakılmalı. Sorunsuz bir hayat beklentisi olan, sorun çıktığında bununla yüzleşmek yerine sorun yokmuş gibi davranan bireylerle uyumlu bir evlilik yürütmek, taraflardan sorun çözmeye duyarlı olanı zaman içinde çok yoracaktır.

Üçüncü aşamada, evlenmek isteyen bireylerin gelecek vizyonunun da ortak olması gerekir. Gelecekten ne bekledikleri ve beklentilerinin iki taraf için de anlamlı olup olmadığı, evliliğin ömrünü etkiler. Örneğin taraflardan biri, gelecekte çok para kazanmak ve dünyayı dolaşmak isterken; diğeri, kariyer odaklı bir gelecek hayal ediyorsa çatışmalar kaçınılmaz olacaktır. Ya da erkek geniş ailesiyle oturmak isterken ve beraberliğe önem verirken, kadın daha bireysel yaşamak istiyorsa; erkek doğacak çocukların geniş ailede büyümesini arzu ederken, kadın kendisi ve profesyonel yardım alarak büyütmek istiyorsa tartışmalar yaşanacaktır.

Bu üç alanda benzerliklerin olması ya da ortak noktalarda buluşulması önemlidir. Özgeçmişlerinde ortak ilgi alanlarının olması da uyumlu bir evlilikte önemlidir. Birisi kitap okumayı çok seven, diğeri kitap okumaktan nefret eden bir kişiyse durum sıkıntılıdır. Her insanın ilgi alanları da farklı olabilir, karakter özellikleri de. Önemli olan farklılıkları zenginliğe dönüştürebilecek bir bakış açısıyla ilişki kurma becerisi gösterebilmektedir. Küçümseme, yok sayma ve sürekli eleştirme, uyumlu bir evliliğin baş düşmanları olarak gösterilebilir.

Uzun zamandan beri kişilik faktörleri ile evlilik sorunları arasındaki ilişki, araştırmaların konusu olmuştur. Genellikle bu konudaki araştırmalar iki yolda ilerlemiştir. Birincisi, kavramsal orijinini “psikodinamik” ve “sosyal öğrenme” teorilerinden alan, evlilik doyumu üzerine kişiliğin etkilerini araştıran çalışmalardır. İkincisi, kavramsal orijinini “sistem” teorisinden alan ve çok yönlü olarak klinik araştırmalarda sıkıntılı bireyleri ve aile sistemlerini bir arada ele alan, evlilik sorunları ile bireysel psikopatoloji arasındaki ilişkileri araştıran çalışmalardır.

Burgess ve Wallin, evlilik uyumu ve kişilik değişkenleri arasındaki ilişkiyi incelediğinde; uyumlu evlilikleri, “emosyonel olarak stabil, diğerlerini gözeten, hürmet eden, cana yakın, kendine güvenen ve emosyonel olarak bağlı” biçiminde karakterize eder .(Akar,2005)

Uyumsuz evliliklerde ise, tersi karakteristik özellikler baş gösterir. Yani “emosyonel olarak değişken, sadece kendi istek ve arzularını önceleyen, yıkıcı eleştirilerde bulunan, kişiliğe yönelik saldırgan tutumlar takınan, soğuk, kendine ve karşısındakine güvensiz, köken ailesinden bağımsızlaşamamış” olarak düşünebiliriz.

Uyumlu ve uyumsuz çiftlerin kişilik özelliklerinin kıyaslandığı çalışmalarda, nörotik özellikler ile bireysel mutsuzluk ve evlilik mutsuzluğu arasında ilişki olduğu saptanmıştır. Kitamura ve Aoi’nin çalışmalarında evlilik uyumu, kadında yüksek hayat standardı, düşük nörotisizm ve baba tarafından desteklenmeyle ilgili görülmüştür. Erkeklerde ise düşük psikotizm ve anne tarafından desteklenme ile ilişkili olduğu bulunmuştur. (Akar, 2005)

Evlilikte Duygu

“Evlilik uyumu” ile “evlilik doyumu” kavramları, aralarındaki yüksek korelasyon nedeniyle sıklıkla birbirinin yerine kullanılmaktadır. Doyumlu çiftlerin aynı zamanda uyumlu oldukları ifade edilerek, bu iki kavramın farklı kavramlar olmadığı ileri sürülmektedir.

Mutlu evliliklerin anahtarı “normal” bir kişiliğe sahip olmak değil, uyuşacağınız birini bulmaktır. Her insanın nevrotik bir yanı vardır ve önemli olan eş adayının nevrotik yanıyla nasıl baş edeceğinizi bilip bilmemektir. Ayak uydurup karşıdakinin farklılığı idare edilebilirse problem çıkmaz.

Uyumlu bir evlilik, duyguları bastırarak karşımızdaki insanı dinlemeye kendimizi zorlamaktan ziyade, duyguları ifade ederek, içimizdekileri saldırganlaşmadan paylaşarak bir yol bulmakla mümkündür.

Evliliği Sürdürme

Uyumlu bir evlilikte teslimiyet, esnek düşünebilme becerisi, kendine güvenli olma, kendini sevme ve karşıdakini sevebilme becerisi, kendine değer verme ve karşıdakini değerli görme, eksiklerini görme ve giderme çabası, kendi varoluşuna karşı samimi olma, eşin var olma biçimini asgari düzeyde bile olsa şartsız kabul edebilme, hatalara karşı affedici olma, yaşanan olumsuzlukları gereken yapıldıktan sonra arkada bırakabilme becerisi önemlidir. Ve yine aileler arasında dengeli bir ilişki kurma ve yürütebilme, sürekli birlikte olmaya çalışmak yerine gerektiği zaman gerektiği kadar birlikte olma, kendisiyle kalabilme becerisini geliştirme, geniş aileyle ve eşin çevresiyle asgari düzeyde kaynaşabilme becerisi, güç kullanma konusunda iddialı olmama, “benim param-senin paran” çatışmasına girmeme, “senin ailen- benim ailem sahiplenmeciliğinde olmamak önemlidir.

Evliliğin yürümesini sağlayan şey aslında çok basittir. Birbirleriyle uyumlu çiftler, ötekilerden daha akıllı daha sağlıklı ya da daha güzel değildir. Tek yaptıkları şey, günlük yaşamda birbirleriyle ilgili olumsuz duygu ve düşüncelerin yerine, olumlu duygu ve düşüncelerin ağır basmasını sağlayabilmişlerdir.

Uyumlu ilişkilerde, birbirlerini anlama, insan olarak değer verme, varlığına ve makul isteklerine saygı gösterme yetenekleri ne denli yüksekse, uyumlu olmaları da o denli mümkün olmuştur.(Gottman ve Silver, 2002)

Sonuç Olarak

Evlenecek bireylerin ekonomik açıdan birbirlerine yakın düzeyde olmaları gerekir. Bu durum evliliğin yürütülmesinde daha sağlıklı bir yaklaşımdır. Bireylerin ve ailelerin bu duruma bakış açısı ne olursa olsun, bir tarafın zengin diğer tarafın daha az gelirli olması , zengin aile lehinde bir eşitsizliğin gündeme gelmesine neden olur. Maddi eşitsizlik üzerine kurulan bir evlilikte er ya da geç birçok sorunun gündeme gelmesi kaçınılmazdır.

Eğitim durumunun bireylerin sağlıklı bir evlilik sürdürebilmesi üzerinde küçümsenmeyecek ölçüde etkileri vardır. Bireylerin birbirlerini anlayabilmeleri ve paylaşımları açısından aynı/denk düzeyde eğitime sahip olmaları gerekir. Üniversite mezunu bir bireyle ilkokul mezunu bir bireyin birbirlerini anlayabilmeleri ve kompleks yapmadan bir birliktelik kurabilmeleri zordur.

Aşk, mutlaka önemli bir etkendir fakat tek kriter olmamalıdır. Çünkü sadece aşık olduğu için kendisiyle aynı düzeyde olmayan biriyle evlenen bireyin evliliği, beraberinde birçok problemi, dolayısıyla da mutsuzluğu gündeme getirecektir. Bu yüzden tek kriter olmamalıdır. Aşk, uyumlu bir evlilik için gerekli olan, ama asla yeterli olmayan bir duygudur.

Bazı durumlarda, mantık çerçevesinde denk olup, âşık olmadığımız ancak sevdiğimiz biriyle evlenmek, daha uyumlu bir evlilik sağlayabilir.

Psikolojik olarak bireyin kendini evliliğe hazır hissetmesi gerekir. Evliliğe kendini hazır hissetmeyen bireyin bu kararı vermesi ve gerçekleştireceği evliliği sağlıklı bir şekilde yürütmesi daha güç olacaktır. Böyle bir durumda gerçekleştirilmiş olan evlilik, bireye mutluluk ve doyum sağlayacağı yerde, taşımak zorunda olduğu bir yüke dönüşecektir.

Evlilikte eş seçiminde fiziksel görünüm ilk etapta önemli olabilir, fakat daha sonra yerini farklı kriterlere bırakacaktır. Bu nedenle fiziksel özelliklere hiç önem vermemek veya tek kriter olarak değerlendirmek tehlikelidir.

Evlenecek bireylerin dine bakış açıları, dini ritüelleri algılayış biçimleri birbirine yakın olmalıdır.

Eş adaylarının siyasi duruşları, düşünceleri birbirine yakın düzeyde olmalı veya en azından zıt olmamalıdır.

Bireylerin evlenmeye karar vermeden önce makul süreli bir tanıma döneminden geçmeleri ve sonra karar vermeleri önemlidir.

Uyumlu bir evlilikte eş seçimi ve evlenme sonrasında, hayatın getirdikleriyle paralel olarak ihtiyaçlarda değişmektedir. Eşin meşru alanda değişen ihtiyaçlarına uygun olarak kendini güncelleyebilmesi önemlidir. Evlilik ilişkisinde almaya gönüllü olduğu kadar bireylerin vermeye de istekli olmaları uyumu arttıran bir unsur olara önemlidir.

Nazlı ÖZBURUN
Uzman Aile Terapisti
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Uyumlu Bir Evlilik İçin Hangi Kriterler Öncelenmelidir?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Nazlı ÖZBURUN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Nazlı ÖZBURUN'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     23 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Nazlı ÖZBURUN Fotoğraf
Uzm.Nazlı ÖZBURUN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Aile Terapisti
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Nazlı ÖZBURUN'un Yazıları
► Mutlu Bir Evlilik İçin Psk.Dnş.Sezen SALİHOĞLU
► Evlilik Uyumunu Arttırmak İçin Dr.Psk.Dnş.Erdinç ÇAĞLAYAN
► Mutlu Evlilik İçin 50 Öneri! Psk.Serap DUYGULU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Uyumlu Bir Evlilik İçin Hangi Kriterler Öncelenmelidir?' başlığıyla benzeşen toplam 51 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:28
Top