2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuk Gözüyle Boşanma
MAKALE #14844 © Yazan Psk.Derya OĞUZTÜRK | Yayın Mayıs 2015 | 1,554 Okuyucu
İlk bakış,ilk tanışma,buluşma ve evliliğe giden serüven başlar.Çiçekler,kurlar,gelecek planları, hayaller ve sonunda kurulan mutlu bir yuva. Evlendik... Peki şimdi ne olacak.. Tüm o komprimanlar,sözler,ilgi,alaka ve ayaklarımızı yerden kesen birlikte olma arzusu ne oldu da bu duruma geldik?!

Çoğumuzun başına gelen ya da gelebilecek olan bir olaydır bu aslında.Bazen aldatılma,bazen aldatma bazen de farkına varmadığımız ya da varmak istemediğimiz farklı olgulardır bizi bu yola sokan.

Ters giden neydi.Bir film şeridi gibi geçer gözümüzün önünden evliliğimizde yaşadığımız iyi veya kötü anlar. Genellikle de mutlu olduğumuz anlar belirir gözümüzün önünde,özellikle aldatılmışsak üzüntü,keder,kırgınlık duyguları baskın olsa da aslında kendimize yakıştıramayız bu durumu!Boşanma kelimesi çoğumuza sıkıntıyı anlatır aslında!

Boşanma iki insan arasındaki beraberliğin sona ermesidir.Evet ama gerçekten bitmesi gerekiyor mu? Biraz daha uğraş mı vermeli? Çiftler bazen evli olarak kalsalar da aralarında duygusal bir boşanma olabilir. Bazen de yasal olarak boşansalar bile birbirlerinden kopamama durumları yaşanabilir.

Boşanma öncesi, sırası ve sonrasında birtakım değişik duygu ve düşünceler başgösterebilir.

Boşanma öncesi dönem düşünme dönemidir. Bu dönemde ilişkideki sıkıntıların fark edilip, bunlarla yüzleşildiği süreçtir.(Aslında çoğu kişi bu yüzleşmayi yapamaz bu nedenledir ki profosyonel bir desteğe ihtiyaç duyulur.Zordur çünkü bazen gerçeklerle yüzleşmek) Bu dönemde kişi öncelikle mutsuzluk, ilişkiye yabancılaşma,kaos gibi duygular hissedibilir. Bu duygularla başederken ortaya bazı davranışlar çıkabilir. Terapi arayışına girmek, münakaşa etmek, eşle yüzleşmek, eşle gereksiz tartışmaya girmek ya da durumu inkara giderek her şey yolundaymış gibi davranmak da bu süreçte genellikle uygulanan davranışlardandır. (Tavsiye ediyorum.com 16.01.2015 Derya Oğuztürk,Eyvah Boşanıyorum;Bu Dünya'nın Sonumu? makalesi)Boşanma pek çok çift için zorlu ve çetin bir süreç olsa da çocuk sahibi olan çiftler için bu durum daha da çetin ve kaos ortamı yatarabilmektedir.Daha fazla stresli ve kaygılı bir süreç haline gelebiliyor. Ebeveynlerinin boşanacağını öğrenen çocuklarda üzüntü, öfke, kaygı, korku ve suçluluk gibi duyguların yoğun ve karmaşık şekilde yaşandığına şahit olabiliyoruz.Evet bazı çocuklar bu sürei daha az yara alarak atlatabilmekle birlikte genel anlamda bu durumdan tamamen yara almadan kurtulan çocuk yok desek yeridir. Tüm yaş gruplarındaki çocuklar,onlar için hoş olmayan bu durumdan belki de hayatları boyunca travmatik şekilde etkileneceklari şüphesiz ki gerçekliktir.Virginia Üniversitesi Psikoloji bölümünün yapmış olduğu bir araştırma çocukların özellikle boşanmadan hemen sonraki zaman diliminde bundan çok ağır şekilde etkilendiğini, ilk çözülmelerin ancak ortalama 2 yıl kadar sonra başladığını ve nispeten normale geçişin ilk olarak ancak 6 yıl sonra görülebildiğini ortaya koymuştur. Yıllar sonra yaşadıkları bu travmanın etkisini tamamen üzerlerinden atıp kariyer yapmayı başaran çocuklar bulunduğu gibi, hayatlarının geri kalan bölümünde hep bu ezikliği birlikte taşıyanlar da mevcutmuş. Bir şekilde sıkıntıları aşarak normal hayata geçiş yapmayı başaranlarda dikkat çeken bir nokta ise bunların genel olarak emosyonlarını (heyecanlarını) kontrol etmeyi ve değişik olaylarla karşılaştıklarında kendilerini başka insanların yerine koymayı (empati) oldukça iyi başaran kişilik yapıları olmalarıdır.

Peki bu travmatik olaydan çocuklarımızı en az yarayla nasıl kurtarabiliriz.Anne-baba boşanmaya karar verip, birisi evi terk ettiğinde çocuklar büyük bir şok ve acı yaşarlar, olay onlar için korkunç bir felakettir. Çocukların güven duyguları derinden sarsılır, akut stres bozuklukları gözlemlenir.

Boşanma kararı çocuklara bildirilmeli mi?

Bazı anne-babalar çocuklarının boşanma ve boşanmanın ne olduğunu anlamayacağını düşünerek ayrılma kararlarını genellikle çocuklarına söylemezler. Bazen de ayrılmayı isteyen ebeveyn üzücü sahneler yaşamamak için sessizce evden çıkap evini ayırır ve gerekli açıklamayı kalan ebeveyne bırakır. Bu gibi durumlar,çocuğun kafasını karıştırırdığı gibi,ayrılığa yanlış anlamlar yükleyip , mantıksız nedenler uydurmasına
kendisini terkedilmiş ve reddedilmiş hissetmesine yol açabilmektedir.Aslında boşanma aşamasına gelindiği taktirde yapılması gereken en doğru davranış, boşanmaya karar veren anne-babanın aralarında konuşup anlaşarak bu kararlarını birbirlerini suçlamadan, anlayışlı, yumuşatılmış ve sakin bir şekilde çocuklarına bildirmeleri en doğrusudur.. Onları, bu kararlarının, çocuklarının dışında,ortak yaşantılarının bir sonucu olduğunu,huzursuz olunan bir ortamın ve ona hem de kendilerine haksızlık olduğunu,ayrılıktan sonra da her iki ebeveynin de onlara alıştıkları şekilde ilgilenip bakacaklarını,seveceklerini, kesinlikle çocuklarını terk etmeyecekleri konusunda da kesinlikle ikna etmelidirler. En önemlisi de boşanmalarının sebebinin kesinlikle çocuk ya da çocuklarından kaynaklanmadığı da üstüne vurgu yapılmalıdır.(Çünkü genellikle çocuk boşanmanın sebebi kendisiymiş gibi hissedebilmektedir.)Mümkün olduğunca basmakalıp cümlelerden(“Birbirimizi artık sevgili gibi sevmiyoruz, ama dost kalacağız.”,“Hayır, senin gibi bir çocuğumuz olmasını sağladığına göre, evliliğimiz bir başarısızlık örneği değil.”,“Baban her zaman baban olarak kalacak, annenin yerini de kimse tutamayacak.” gibi) uzak durulmalı,durumu kendimize has cümlelerle anlatmak çocuğa daha samimi ve inandırıcı gelebilmektedir.

Her çocuk aile içerisinde kendisini güvende ve ilgili hisseder.Boşanma sürecinde ise çocuk bu güvenin sarsıldığını ve anne ya da babasını kaybedeceği anksiyetesi içine girer.Bu anksiyeteyle çocuk anne ya da babasınını kaybedeceği düşüncesiyle başetmeye çalışır.

Çocukları etkileyen başlıca kayıp düşünceleri şunlardır:

Çekirdek ailesinin asla dağılmayacağı,kendisini mutlu ve güvende hissettiği olağan düzenlerinin bozulmayacağı inancı ve gerçekliğinin kaybolması.
Doğduğundan beri onu koruyup kollayan ve kendini güvende hissettiği ve güven duygusunu öğrendikleri aile düzenlerinin bozulması ile güven hissini kaybetmeleri.
Alışmış olduğu aile yaşantısındaki ritüelite dışındaki değişiklikten dolayı, düzen ve alışkanlıklarını kaybetmeleri. Bu kayıp duygusu, ergenlik döneminde zaten birtakım sıkıntılı değişiklikler yaşayan ve bunlarla baş etmeye uğraşan gençleri daha da fazla etkileyebilmektedir.

Çocuk için alışagelmiş,rutin alışkanlıklar emniyet,güvende olma hissi verir. Boşanmadan sonra bazı alışkanlık,rutinlerin değişmesi ile çocuk emniyetde olma duygusunu da kaybeder.

Genellikle çocuklar, boşanma sırasında veya boşanma gerçekleştikten sonra kendilerince boşanmada üzülen ebeveyni korumaları altına alırlar, bu şekilde onları ayakta tutarak kendilerinin de ayakta kalabileceklerini sanırlar. Ancak bu rol,sorumluluk duygusuyla onlara çocukluklarını yaşamaları gerekenlerden meneder,çocukluklarını kaybettirir, zamanından önce büyümelerine ve zamansız olgunlaşmalarına yol açar.

Boşanmadan sonra genellikle çocuklarda görülen ortak tepkiler nedir?

Çocuklar genellikle süre gelen aile düzeninin bozulmasına ve yaşanan yeni düzene ayakuydurmakta,yeni düzene uyum sağlamakta zorlanabilmektedirler.Mevcut ailenin dağılmasından sonra yeni düzene uyum sağlamakta güçlük çeken çocuklarda değişik duygusal tepkiler gözlemlenebilir.. Bu dönemde anne-babaların mümkün olduğunca çocukların duygularını göstermeleri,duygularını ifade edebilmelerini ve onlarla yüzleşmelerini sağlamaları gerekir. Maalesef çocuklar duygularını açığa çıkaramazsa ileriki yaşlarda depresyon,anksiyete, endişe, kişilik sorunları, konsantrasyon bozukluğu, yalnızlık korkusu gibi rahatsızlıklar yaşayabilmektedirler. Boşanmadan sonra çocuklarda sıklıkla görülen tepkiler şunlardır:

Öfke : Çoğu çocuk ilk boşanma haberini aldıklarında ya da bu durumu sezdiklerinde anne-babalarının boşanmalarına duydukları öfkeyi sebepsiz yere kavga, yakınlarına bağırıp çağırma, kırıp dökme ile gösterebilirler. Bu durumda yapılması gereken ebeveynler olarak öfkeyi görmezden gelmek veya bastırmak olmamalı, kabul edilebilir sınırlar çerçevesinde, çocukların öfkelerini dışavurmalarına izin vermek olmalıdır. Düşünüldüğünde bağırıp belki birşeyleri kırıp dökmesi içinde esen fırtınaları dindirebilir,rahatlamasını sağlayabilir.Bazen de bazı çocuklar öfkeden içlerine kapanır. Onlara da öfkeyi söze dökmelerini sağlayacak ortamlar yaratamak ileride çıkabilecek ani öfke patlamalarının azalmasını sağlayacaktır.Bırakın içlerindeki öfkeyi salıversinler,unutmayalım ki bu öfkeyi içlerinde tutmaları etrafa verecekleri zarardan daha tehlikelidir.

Korku :Bilinmezlik,belki de çoğumuzun en nefret ettiği belirsizlik duygusu.İşte ''boşanmadan sonra ne olucak?'' sorusu birçok çocuğun kafasını karıştıran ve korkmalarını sağlayan şeyin başında gelen etmen.Boşanmadan sonra bilinmeyen,belirsizliğin yarattığı korku bütün çocuklarda görülür. Korku düzeyi ve endişesi çocukların yaşlarına , onları korkutan konulara göre değişir. Ayrılan anne-baba, çocuklara korkularını anlattırmalı, onların güvenini sarsmayacak bir şekilde davranılmalı ve ne olursa olsun terk edilmeyeceklerini hissettirmelidirler.

Suçluluk : En sık rastlanan,çocukların bilinçaltında yatan düşüncelerinde başında gelen his. ''Biliyorum benim yüzümden boşanıyorsunuz ya da boşanacaksınız''. Çocuklar yaşamı bir dünya ve kendilerinin de dünyanın merkezi olduğuna inanırlar ve yaşanan her olayın nedeninin kendileri olduğunu düşünürler. Bundan dolayı da anne-babalarırının ayrılmalarının,boşanmalarının nedeninin kendileri yüzünden olduğuna inanıp, suçluluk duygusu duyabilirler. Hatta çoğu zaman tekrar anne-babalarının birleşmenin,yine aynı evde hep beraber yaşamalarının kendilerine bağlı olduğuna inanırlar.Bu durumda yapılacak en güzel şey anne-baba olarak , tutarlı davranarak çocukları, boşanmalarında onların etkilerinin olmadığını,yaşanan olayların onların tamamen dışında geliştiğine ikna etmek olmalıdır.

Üzüntü :İster istemez her çocuk alışmış oldukları düzen,ilgi ve sevgi buldukları ya da bulduklarına inandıkları,güven hissi yaşadıkları ortamın kaosa dönüşmesi ve hep yanında olmalarına alıştıkları anne ya da babalarını kaybetme korkusuyla pekişen üzüntü gerçeğiyle yüzleşirler. Tabiki de çocukların hayatında ebeveynlerin yerini kimse tutamaz ve çocukların iki ebeveyne de ihtiyaçları vardır. Boşanma sürecinde ya da sonrasında yaşanan ayrılık ile bir ebeveynin günlük yaşantıdan çekilmesi bütün çocukları üzer ve yıpratır. Genellikle bu durumla ağlayarak ya da üzgün bir tabloyla mücadele etmeye çalışırlar. Zaman zaman da üzüntülerini yalnız kalmayı istemek, az konuşmak ya da hiç konuşmamak, ters davranışlar, öfkeli ve üzüntülü resimler çizmek gibi yollarla da ifade etmeye çalışabilirler. Aslında tüm bunlar kendilerini iyi hissetmediklerini ve yardım istediklerinin göstergeleridir. Ebeveynler, çocukları ile duygularını dinleyip,sakince durumu anlayabildiklerini, neler olabileceğini paylaşıp onları rahatlatmalıdırlar.

Gerileme(Regresyon) : Çocuklar boşanma süreci sonunda anne babaları boşanmış ve ayrılık süreci başalamıştır. İşte bu zor durumlarından kaçmak,kaçışı ve rahatlamak için, gelişimini tamamladıkları bir aşamaya geri dönebilirler. Örneğin, parmak emme, yatağı ıslatma gibi. Aslında bu durum bir mevcut çözemedikleri durumdan kaçış ve belki de bu kaos ortamında mevcut olan sevgi ve ilgi eksikliğinin çocukta yansımasıdır. Çocuk yine o eski ilgi ve sevginin üstünde olduğu bebeklik ya da ilk çocukluk dönemine dönüş isteğidir.Bunu duygularını kontrol edemedikleri için yaparlar. Ebeveynler bu dönemde onları cezalandırmayıp, rahatlatmaya çalışmalı ve çocuğun hissetmediği ya da hissetirilmeyen güven ve ilgi ortamının yeniden sağlanmaya çalışılması yararlı olacaktır.

Bu tepkilerin dışında Uyku bozuklukları ve yemek yeme sorunları ,Fiziksel sorunlar ve Okul sorunları da sık rastlanan boşanma süreci ya da boşanma sonucunda yaşanan tepkilerdendir.

Peki bu durumla karşılaşıldığında çocuk ya da çocuklarımızı minumum düzeyde etkilenmelerini nasıl sağlayabiliriz?
Bu konuyla ilgili ordan burdan duyduğunuz ya da size empoze edilmeye çalışan birçok kulaktan doğma yanlış bilgi mutlaka vardır. Yapılması gereken en yararlı şey sizin ve çocuğunuz için; bir uzmandan yardım almanız olacaktır ki unutmalıyım her çocuk kendine özgüdür. Aile yapısı,yaşadıkları,sosyoekonomik düzeyi,anne-baba tutumları vs vs vs...

Boşanmadan en az hasarla sıyrılan çocuklar, çocuk kalmayı sürdürebilen ve anne babalarının üzüntüsünü göğüslemek zorunda bırakılmayanlardır.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Çocuk Gözüyle Görebilmek... Psk.Dnş.İsmail SÖNMEZ
► Boşanma ve Çocuk Psk.Adem TATAR
► Boşanma ve Çocuk Psk.Sinem ERUSTA
► Boşanma ve Çocuk Psk.Dnş.Aslı DENİZ
► Boşanma ve Çocuk Psk.Gizem HÜNERLİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Çocuk Gözüyle Boşanma' başlığıyla benzeşen toplam 15 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:03
Top