2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sosyal Fobi ya da Sosyal Anksiyete Bozukluğu
MAKALE #17064 © Yazan Uzm.Psk.Tamer Numan DUMAN | Yayın Ağustos 2016 | 4,025 Okuyucu
SOSYAL FOBİ YA DA SOSYAL ANKSİYETE BOZUKLUĞU
Sosyal ortamların hepimiz için bir miktar kaygı verici olması evrensel bir özelliktir. Bir sunum yapmak, iş görüşmesi, birine çıkma teklif etmek, sınıfta söz alıp soru sormak, konuşmak, bir partiye katılmak vs. durumlar herkeste ister istemez bir miktar kaygıya yol açabilir. Sosyal fobi veya sosyal anksiyete bozukluğunda ise kişi için toplum önünde bir sunum yapmak, birileriyle tanışmak, hatta bir lokantada yemek yemek, umumi tuvalete gitmek, bir şey satın almak, otobüse binmek gibi sosyal durumlar bile aşırı kaygı verici durumlardır. Öyle ki kişi böyle ortamlara girmekten mümkün olduğunca kaçınma eğilimindedir. Hatta hiç girmez. Sosyal fobikler aslında sosyal ortamlardaki kişisel performanslarına aşrı önem verirler. Çevrelerinde olumlu bir izlenim bırakma konusunda aşırı dayatmacı olabilirler. “ herkesin takdirini kazanmalıyım, hiç hatasız ve en iyi şekilde konuşmalıyım, rahat görünmeliyim, kaygılandığımı belli etmemeliyim, insanlar benimle ilgili olumlu düşünmeli ya da olumsuz düşünmemeli” gibi beklenti ve inançları vardır. Bir taraftan da bunları gerçekleştirmekle ilgili kendi potansiyellerini yetersiz görürüler. Bu durum sosyal bir ortama girdiklerinde yoğun bir kaygı yaşamalarına sebep olur ve anksiyete programı otomatik olarak devreye girer. Kişi terleme, titreme, kızarma, sesinin titremesi, çarpıntı, ağız kuruması, kaslarda gerginlik gibi fizyolojik belirtiler yaşar. Sonrasında kişi bu belirtileri yaşamaktan ve başka insanlar tarafından fark edilmesinden yoğun kaygı duymaya başlar. Çünkü terlerse, sesi titrerse veya kızarırsa insanların bunu fark edeceğini ve rezil olacağını, kendisini, zayıf, tuhaf, aptal vs. olumsuz değerlendireceklerini düşünür.
Bu kişiler sosyal bir ortama girdiklerinde dikkatleri kendi bedensel duyum, düşünce ve davranışlarına yönelir. Bu durum bedensel duyumlarının daha da belirginleşmesine, dolayısıyla kaygısının daha da şiddetlenmesine, aynı zamanda çevreyi ve diğer insanların davranışlarını düzgün değerlendirememesine yol açar. Sosyal fobik kişi kendini değerlendirirken kullandığı bilgiyi diğer insanlara da geneller. Yani diğerlerinin de öyle düşündüklerini varsayar. Örneğin kendisi için terlemek, ya da titremek bir felakettir, rezil olmak demektir. Diğerlerinin de terlediği ya da titrediği için kendisini bu şekilde olumsuz değerlendireceğine inanır. Dalga geçildiğini düşünmekle dalga geçilmesini, kaygılı hissetmekle kaygılı görünmeyi birbirine eş tutar. Yaşadığı kaygının ve belirtilerin çok belirgin ve fark edilir olduğuna inanır çünkü kendisi içsel olarak bu belirtileri çok şiddetli ve belirgin hissetmektedir.
Sosyal Anksiyetenin Alt Tipleri
Sosyal Etkileşim
Buluşma, konuşmaya katılma, biriyle çıkma, fikrini söyleme, haklarını savunma
Performans
Topluma karşı konuşmak, spor yapmak, müzik aleti çalmak, dans etmek
Gözlenme
Sokakta yürüme, otobüse binme, odaya sonradan girme, açık tuvaletleri kullanma, biriyle beraber yemek yeme
Sosyal fobinin Bilişsel Davranışçı Terapisi (BDT) oldukça etkili sonuçlar vermektedir. Danışanların çoğunluğunda belirtiler ve kaçınmalar belirgin olarak azalmaktadır. Rahatsızlığın tekrar nüksetmesi ilaç tedavilerine göre çok daha az olmaktadır. İyilik hali BDT ile daha kalıcıdır. Terapi yaklaşık 15-20 seans sürmektedir. Ortalama seans sayısı 8 dir. Danışanlar iyilik halini genellikle 5. Seanstan itibaren hissetmeye başlarlar. Görüşmeler başlangıçta haftada bir ya da iki görüşmeyle devam ederken zamanla danışan kendini daha iyi hissetmeye de başlayınca sıklığı azalır.
Terapiye değerlendirme görüşmesiyle başlanır. Bu sorunu ne zamandan beri yaşıyor, hangi durumlarda, ortamlarda yaşıyor, kaçınmaları neler, ne gibi önlemler alıyor? vs. ayrıntılı bir şekilde ele alınır. Sonrasında danışanın yakın zamanda yoğun kaygı yaşadığı bir durum ele alınarak bilişsel modelle tanıştırılır. Durum, ortam neydi, o anda ne hissediyordu, kaygıyı ilk ne zaman hissetmeye başladı, gibi bedensel belirtiler yaşıyordu, bu bedensel belirtileri nasıl yorumluyordu, bunlar olurken aklından ne geçiyordu, ne olmasından kaygılanıyordu? Sokratik sorgulamayla tüm bunlar belirlenir. Amaç danışanın o anda yaşadığı kaygı ile o anda aklından geçen düşünce, yorum, beklenti ve inançlarının arasındaki ilişkisini görmesidir. Sosyal fobide sık görülen otomatik düşünceler şunlardır: Konuşamayacağım; hoş biri değilim; kontrolsüzce titreyeceğim veya sallanacağım; İnsanlar bana bakacak; aptalım; korkudan dona kalacağım; bir şeyleri döküp saçacağım; kötü olacağım; yetersizim; saçma sapan ya da gülünç konuşacağım; aşağıyım; dikkatimi toplayamayacağım; düzgün biçimde yazamayacağım; İnsanlar bana ilgi duymuyor; İnsanlar benden hoşlanmayacak; zayıfım; terleyeceğim; kızaracağım; farklıyım; İnsanlar gergin olduğumu fark edecek; İnsanlar sıkıcı olduğumu düşünecek (Türkçapar, 2009). Beraberinde danışanın ne gibi güvenlik önlemleri aldığı saptanır. Danışanlar kendilerini güvende hissetmek ve anksiyetelerini azaltmak için güvenlik sağlayıcı davranış olarak adlandırılan bir takım davranışlar yaparlar. Görülen tipik güvenlik sağlayıcı davranışlar şunlardır: Anksiyeteyi azaltmak için alkol ya da ilaç kullanımı, dikkat çekmemeye çalışmak, doğru kelimeleri bulma çabası, dış görünümün iyi olmasına gayret, göz temasından kaçınmak, az konuşmak, soru sormaktan kaçınmak, diğerlerine nasıl göründüğünü resmetmeye çalışmak, fincan veya bardağı sıkı tutmak, fark edilmeyecek yerlerde durmak, titremeyi kontrol etmek, terlemeyi önleyecek yada göstermeyecek giysiler giymek, kızarmayı göstermeyecek giysi yada makyaj, zihinde kelimeleri prova etmek, konuşmaları sansürden geçirmek, zihni durdurmaya veya kapatmaya çalışmak, kendisiyle ilgili konuşmamak, sakin gözükmeye çalışmak, çok soru sormak, pozitif düşünmek, grupların kenarında durmak, konuşmalarda boşluktan kaçınmak, yüzünü saklamak, başka şeyler düşünmeye çalışmak, çok konuşmak, normal davranmaya çalışmak, davranışları sıkı biçimde kontrollü sürdürmeye çalışmak (Türkçapar, 2009). Bu davranışlar kaygıda anlık kısmi bir azalma sağlasa da uzun vadede kaygının devamına ve daha da şiddetlenmesine yol açmaktadır. Öte yandan bu davranışlar daha iyi performans, izlenim göstermek adına yapıldığı halde daha kötü performans ve izlenime yol açabilmektedir. Bu nedenle danışanlardan terapi sürecinde exposure (üstüne gitme) çalışmalarında güvenlik sağlayıcı davranışlar yapmamaları istenir.
Bilişsel yeniden yapılandırmada danışanın sosyal durumlarla ilgili belirlenen inançları, düşünceleri, beklentileri ele alınır. Çünkü sosyal kaygı yaşayan insanların sosyal ortamlarda yaşadıkları kaygının asıl nedeni bu düşünce, yorum, inanç ve beklentileridir. Sosyal fobiklerin Farklıyım, Sıra dışıyım (olumsuz biçimde), Çekici değilim, Rahatsız ediciyim, Yetersizim, Aptalım (Clark ve Wells,1995) şeklinde temel inançlarının olduğu tespit edilmiştir. Bu temel inançlar bir takım koşullu inançların gelişmesine sebep olur. Bunlar “Eğer duygularımı gösterirsem (veya hata yaparsam) insanlar beni reddeder; Eğer insanlar gerçek beni bilirlerse beni istemezler; Eğer biriyle anlaşmazlığa düşersem, aptal olduğumu düşünür/reddeder; Eğer biri beni beğenmezse bu benim hatamdır; İnsanların benimle ilgili düşünceleri (aslında benimle ilgili düşündüklerine inandığım şey) benimle ilgili gerçektir” şeklindedir. Bu inançlar da Sosyal performansla ilgili Herkesin takdirini kazanmalıyım, Hiçbir zayıflık belirtisi göstermemeliyim, Kaygılı olduğumu kimse fark etmemeli, Zeki ve parlak görünmeliyim (Clark ve Wells,1995) şeklinde inançlar geliştirmelerine neden olur.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sosyal Fobi ya da Sosyal Anksiyete Bozukluğu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Tamer Numan DUMAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Tamer Numan DUMAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Tamer Numan DUMAN Fotoğraf
Uzm.Psk.Tamer Numan DUMAN
Ankara (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi32 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Tamer Numan DUMAN'ın Yazıları
► Sosyal Anksiyete (Sosyal Fobi) Psk.Fulya KAYA
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Sosyal Fobi ya da Sosyal Anksiyete Bozukluğu' başlığıyla benzeşen toplam 22 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Yeme Bozuklukları Ocak 2016
► Neden Duygularımız Var? Aralık 2015
► Sınav Kaygısı Ocak 2015
◊ Sosyal Fobi Eylül 2014
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:42
Top