2007'den Bugüne 92,259 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Geştalt'ın İçsel Çatışma Teorisi
MAKALE #19450 © Yazan Psk.Doğancan GÖKÇE | Yayın Mart 2018 | 3,347 Okuyucu
Kaygı şu an ve sonrası, burası ve orası arasındaki farktır demiştir Geştaltçılar . Bugünün gerçekliğinden kopup yarın için endişelenmeye başladığımızda kaygı duyarız. Sınavlar , konuşmalar, ya da terapi seansları gibi gelecekte yaşanacak olaylardaki performansımızı düşünmeye başlıyorsak, aslında kaygımız sahne kaygısından başka bir şey değildir. Sınavda nasıl yapacağım? Konuşmam nasıl geçecek?Ya da olacak güzel şeyler için de kaygı yapabiliyoruz; O tatili dört gözle bekliyorum! Bugün ve gelecek arasındaki boşluğu pek çok insan daha tahmin edilebilir bir gelecek yaratmak adına planlanan aktiviteler, birbirini kapatmaya çalışan işler ve sigorta poliçeleriyle kapatmaya çalışırlar. Bu insanlar kaygıyı gidermek için aynılığın güvenine sığınırlar, fakat bu süreç içinde gelecekte olacak ihtimallerin zenginliğini kaybederler. Hızla değişen bir toplumda, statükoya bağımlı insanlar sürekli değişen bir gelecekle ilgili daha panik halindedirler.

Düşük özsaygı nevrozun sebebi değil onun sonuçlarından biridir. Kendimize duyduğumuz saygı başkalarının bizi onaylamasına ya da değerlendirmesine bağlı olmaya devam ettiği sürece, başkalarının bizimle ilgili ne düşündüğüne takılmaya devam ederiz, ve onların beklentilerini çabalamaya uğraşırız. Özsaygının kuvvetli olması, kendi kendimize destek olabilecek halde olmak için gerekli içsel gücü taşıdığımızı keşfetmekle mümkündür. Hastaların düşük özsaygılarını yükseltmeye çalışma amacı da olan destekleyici terapi uygulayan ruh sağlığı uzmanları, hastalarına kendilerini destekleyecek içsel kaynaklardan yoksun olduklarını söyleyerek uzun vadede hastaların düşük benlik saygısının devamına katkıda bulunurlar.Diğer taraftan hasta bunu istediğini ağlayarak belirttiği durumda dahi gereksiz destek vermeyi reddeden geştalt terapistinin sert tutumu aslında hastaya kendi başına ayakta durabileceği içsel güce sahip olduğunu anlatmak içindir. Hastalar içsel güçten faydanalarak kendileri hakkında iyi hissedecekleri sağlam bir temel bulacaklardır.

Birinin kendi hayatının sorumluluğunu alması, sağlıklı ve olgun bir insan olmasının önemli bir parçasıdır. Gelişimsel olarak insanlar ya mahvolmuş hissettikleri ve başkalarının kendileriyle ilgilenmeleri için manipule etmeyi daha kolay buldukları için ya da ailelerinin beklediğinden çok farklı şekilde tepki verdiklerinde ailelerinin onları onaylamamasından korktukları için sorumluluk almaktan kaçınırlar. Varoluşçulardan farklı olarak geştaltçılar sorumluluktan kaçmanın içsel varoluşsal kaygıdan kaynaklandığına inanmaz. Geştaltçılara göre bir insan doğal bir organizma olarak kendi merkezinde konumlanabildiğinde nihai hedeflerle ilgili kararlar doğal olarak ortaya çıkar. Karar vermede sorun yaşama özgüven yokluğunda ortaya çıkar.

Son derece doğal bir yönlendirmeye sahip olması dolayısıyla geştalt sistemde herhangi bir varoluşsal suçluluk yoktur. İnsanların suçluluk olarak ifade ettikleri çoğu şey ifade edilemeyen kızgınlıklardır. Evlilik öncesi cinsel ilişkiyle ilgili suçluluk durumunu düşünürsek, bir insanın doğal cinsel isteklerini karşılamaktan alıkoyan aileye ya da dini oluşuma karşı çoğunlukla duyduğu ve ifade edilemeyen bir hınçtır. Hissedilen bu hıncı doğrudan ya da boş sandalye alıştırmasında ifade etmek yoluyla, bu suçluluk ortadan kaldırılacaktır.

Geştaltçılar bir kişinin belli bir bağlılığa uygun ve ona karşı sorumlu davranmasını direkt olarak irdelemez. O sorumluluktan bahsettiğinde zorunluluklardan bahsetmediğini açıkça ifade etmektedir. Çünkü olgun bir insan başkalarının sorumluluğunu almayı kabul etmez. Bugünde yaşayan insanın kendisine karşı dürüst olmaktan başka herhangi bir zorunluluğu yoktur. Bugünde, şu an da yaşayan insanlar için taahhüt etmek geleceğe yönelik bir şeydir ve aptalcadır, çünkü geçmişt verilmiş bir taahhütü gelecekte bir zaman uygulamanın en önemli şey olup olmayacağını bilemeyiz.

Geştalt perspektifinden gerçek bir yakınlık heyecan verici ve verimlidir. Geleneğin söylediğinin aksine yakın ilişkiler kendimize verilmiş taahhütlerle başlar, başkalarına değil. Kendimizi diğerlerinin beklediği ya da tercih ettiği gibiymiş gibi göstermek yerine olduğumuz gibi göstereceğimizi taahhüt ederiz. Eğer gerçekten olduğumuz hal başkası tarafından sevilmiyorsa, aslında olduğumuzdan başka türlü davransak da bitmeye mahkum bir ilişkide zaman kaybetmektense bunu erkenden öğrenmek bizim için çok daha iyidir.

İlişki kurdukça, farklılıkları çatışma sebebi olarak değil büyüme şansı olarak kabul ederiz. Farklılıklar zorunlu olarak mahrumluk yaratır. Ancak geştalt teorisyenlerince mahrumluk olgunlaşma için bir fırsat olarak karşılanır. İlişki kurdukça ne sevdiğimiz ya da sevmediğimiz bizimle ilgili bir şeydir, birlikte olduğumuz insana yüklenmemelidir.Eğer sevgilimizin yaptığı yemekten hoşlanmıyorsak örneğin, bu bizim damak zevkimizle ilgilidir, sevgilimizin kötü bir aşçı olduğunu göstermez.

Farklılıklar ortaya çıktıkça, tüm duygularımızı açığa çıkıncaya dek onlarla yaşamaya istekli olmak zorundayız. Ondan sonra olduğumuz gibi bir insan olmanın limitlerinde ya da sınırlarında uzlaşabiliriz. Sadece bir ilişkiyi devam ettirmek için uzlaşamayız. Çünkü bu tür uzlaşmalar için için yanan bir hınç oluşturacaktır, bu da ilişkiyi eninde sonunda kötü etkileyecektir. Sınırlarımız diğer insanları kontrol etme çabası olarak görülmemelidir. Onlar bizim hatlarımızdır. Tüm hislerimizi açık eder hale geldiğimizde ikimizinde ilişkiyi devam ettirebilmek için daha fazla ödün veremeyeceğini fark edebiliriz. Bunu fark etmek karşımızdakini suçlamak ya da ondan nefret etmek için bir neden değildir, sadece birlikte olamayacağımızı kabul etmek demektir. Diğer taraftan, eğer birlikte olabiliyorsak öncelikle güvenilir sonrasında sevgilimiz olabilecek denli güçlü bir insanla birlikte olduğumuz için daha fazla aşık olabiliriz.

Geştaltçılar cinsellik konusunda az yazmış olsa da cinselliğin daha tam yada bütünsel olması konusunda pek çok araştırma önermişlerdir. Geştalt teorisinin bedenimizle ilişki içinde olmamız , hislerimize geri dönmemiz, eski alışkanlıklarımızdan kurtulmamız ve tüm organizmamızla spontan bir şekilde tepki vermemiz yönündeki vurguları, insanların nasıl seksin genital orgazmdan fazlası olabileceğini deneyimlemeleri için çok önemlidir. Daha iyi nefes almayı daha doğal pelvik hareketleri, fantezilerimizi nasıl gerçekleştireceğimizi, sekste espriden nasıl zevk alabileceğimizi ve nasıl orgazm olabileceğimizi öğrenmek cinselliği eksiksiz bir deneyim haline getirmenin parçalarıdır.

Geştaltçıların devam eden ilişkilerden ziyade kişilerle çalıştıkları için iletişimsel çatışmalarla ilgili söyledikleri pek fazla şey yoktur. İletişimin büyük bir kısmını aslında toplumsal rol yapma olarak görmektedirler. İnsanlar ne kadar iyi oldukları, rollerinin ne kadar önemli, mutsuz ya da zayıf olduklarını söyler dururlar.Eylem odaklı çalışan geştaltçılar fazla konuşmadan uzak durmaya çalışır ve gerçek hislerin eylemle ifadesine izin verirler.Eğlendiklerini göstermek için dans etmek, üzüntüsünü göstermek için ağlamak gibi, geştatltçılar insanların kendi sözsel olmayan iletişimlerinin, belli hal ve hareketlerle bedenlerinin ne söylemeye çalıştıklarının farkına varmalarına yardım etmekte son derece beceriklilerdir.

Kelimelere başvurmak zorunda olduğumuzda ise Geştalt terapilerinin pek çok kuralını takip ederek çatışmaları minimum seviyede tutabiliriz. Öncelikle, emir kipinde konuşulur. Örneğin; bir kişiye bir soru sorduğumuzda aslında ondan bir şey talep etmekteyizdir. Örneğin; bu akşam tiyatroya gitmek ister misin? Sorusu yerine aslında demek istediğimiz şey Bu akşam tiyatroya gidelim şeklinde olmalıdır. Bu durumda o insan bizim sorularımıza değil taleplerimize doğrudan cevap vermeyi seçebilir. İkincisi söylemek durumunda olduğumuz şey başkasıyla değil bizimle ilgili bir cümle olacağı için, kendi cümlelerimizi sahiplenmeli ve ben şeklinde hitap edip konuşmalıyız. Bana kötü davranarak beni kızdırıyorsun yerine , kızgınım çünkü bana kötü davranmana izin veriyorum, bundan sonra bana saygılı davran diyebiliriz.

Geştaltçıların yakınlık, kaygı ,cinsellik, sorumluluk ve savunma konusunda kayda değer görüşleri ve sistemleri bulunmakta, bu düşünceler bilim çevrelerince kayda değer görülmüş ve olumlu yönde değerlendirilmiştir.

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Geştalt'ın İçsel Çatışma Teorisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Doğancan GÖKÇE'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Doğancan GÖKÇE'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     5 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Doğancan GÖKÇE Fotoğraf
Psk.Doğancan GÖKÇE
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi6 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Doğancan GÖKÇE'nin Makaleleri
► İçsel Bir Yolculuk Olarak Depresif Hal Dr.Psk.Ümit AKÇAKAYA
► Kaos Teorisi ve Psikoterapi Psk.Gülcem YILDIRIM
► Emdr Yönteminin Teorisi Psk.Cem GÜMÜŞ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Geştalt'ın İçsel Çatışma Teorisi' başlığıyla benzeşen toplam 13 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Freud ve Psikanaliz Ocak 2019
► Birey Merkezli Yaklaşım Aralık 2018
► Duyguları Tanımlamak Mayıs 2018
► Varoluşçu Terapi Mayıs 2018
► Psikoterapi Nedir Nisan 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


16:43
Top