2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Depresyon ve Bilişsel Tedavisi
MAKALE #19659 © Yazan Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN | Yayın Haziran 2018 | 2,775 Okuyucu
Depresyon ve Nedenleri
Depresyonun temel belirtisi duygusal olarak yaşanan mutsuzluk ve karamsarlıktır. Bazen depresyon kelimesi hüzün, keder veya kayıp duygusunu tarif etmek içinde kullanılır. Bu duygular her insanda zaman zaman görülebilir ve çoğunlukla birkaç saatte veya birkaç günde geçer. Böyle zamanlarda insanlar normal faaliyetlerini de yürütebilirler. Depresyon adıyla tanımlanan klinik rahatsızlık ise keder duyusundan farklıdır. Depresyondaki keder duyguları çok daha yoğun ve uzun sürelidir. Daha önce hoşlanılan faaliyetlere karşı ilginin kaybolması sık görülür. Günlük işleri bile yürütmek son derece zorlaşır. İş, aile ve sosyal yaşam olmak üzere yaşamımızın önemli alanlarında bozulmalara neden olur.
Depresyon ruhsal bir rahatsızlıktır. Kişinin ahlakı, zekası veya iyi veya kötü birisi olmasıyla alakası yoktur. Depresyon aslında çevresel etkenlerin, yapısal özelliğin biyolojik yapımızı etkileyerek beyinde yapısal etkiler bırakması sonucu ortaya çıkmaktadır. Biyolojik, yapısal, psikolojik ve çevresel etkenler beraberce depresyonun ortaya çıkmasında rol oynarlar.
Depresyonda sorunlar genel olarak iki grupta toplanırlar. Birincisi depresyon adı verdiğimiz rahatsızlığın belirtilerinden oluşur. Örneğin uykusuzluk, mutsuzluk, ilgi kaybı, ağlama, isteksizlik, zevk alamama, kolay yorulma gibi. İkinci grup ise yaşam sorunlarından oluşmaktadır. Ağır iş yükü, insanlara karşı hayır demekte zorluk yaşamak, anne babayla sorunlar, iş ortamındaki sorunlar veya karşı cinsle ilişki kurmakta zorluk yaşamak gibi.
Depresyonun belirtileri
Depresyon her ne kadar üzüntülü bir durumu izah etmek için kullanılsa da her üzüntülü durum için depresyonda denemez. Bunun için bazı kriterler belirlenmiştir. Bunlar uluslararası tanı kriterleri olarak DSM-V kitabında yer almaktadır.
DSM-V de Yer Alan Tanı Kriterleri:
1. Çökkün duygudurum, neredeyse her gün, günün büyük bir bölümün*
de bulunur ve bu durumu ya kişinin kendisi bildirir veya başkalarınca gözlenir.
2. Bütün ya da neredeyse bütün etkinliklere karşı ilgide belirgin azalma
ya da bunlardan zevk almama durumu, neredeyse her gün, günün
büyük bir bölümünde bulunur (öznel anlatıma göre ya da gözlemle
belirlenir).
3. Kilo vermeye çalışmıyorken (diyet yapmıyorken) çok kilo verme ya da kilo alma (örn. bir ay içinde ağırlığının % 5 ’inden daha çok olan bir değişiklik) ya da neredeyse her gün, yeme isteğinde azalma ya da artma.
4. Neredeyse her gün, uykusuzluk çekme ya da aşırı uyuma
5. Neredeyse her gün, bitkinlik ya da içsel gücün kalmaması
6. İntihar düşünceleri
7. Dikkat bozuklukları
Depresyonda Olumsuz düşüncelerin Etkisi
Depresyondaki kişi genellikle yaşadığı sıkıntıyı o anda yaşadığı olumsuz durumlara bağlamaktadır. Ancak aslında yaşanılan sıkıntının kaynağı o an yaşanılan olaydan ziyade onu nasıl algılayıp yorumladığı ile ilgilidir. Depresyondaki kişinin olayları sağlıklı bir şekilde algılama ve yorumlama becerisi zayıflamıştır. Öyle ki yaşanılan olaylar daha önceden rahatsızlık vermemesine karşın şimdiki durumda o olayı hatırlatıcı en ufak bir durumda sıkıntı yaşamaktadır kişi. Veya aynı olaya başkası tepki vermemesine karşın depresyondaki kişi o olayı o kadar yıkıcı bir şekilde algılamaktadır ki hayatının mahvolduğunun bir kanıtı olarak sunmaktadır.
Bunu A-B-C modeliyle açıklarsak daha özetleyici olacaktır.
Örneğin kişi girdiği sınavda başarısız olmuş ve bunun ardından kendini çok kötü hissetmiş olsun.
A( Olay- sınavdan kötü almak), B( Olayı anlamlandırma, algılama), C (Duygu veya davraış- Üzüntü)
Hasta bir kişi yaşadığı üzüntüyü sınavdan aldığı kötü nota bağlayacaktır. Sınavdan kötü not almış ancak henüz öğrenmemiş olsa kötü hisseder mi? Hayır. Çünkü bilmediği bir şey gerçek olsa da etkilemez. O zaman bir olayın bizi etkilemesi için öncelikle o olayın farkında olmamız, bilmemiz ve algılamamız gerekiyor.
Yine kişi düşük not aldığını öğrendiği zaman bunun dersten kalmak anlamına geldiğini bilmemiş olsa üzülür müydü? Yine hayır. Örneğin paranın değerini bilmeyen bir çocuğa 1 lirada verseniz 5 lirada verseniz etki oranı fark etmeyecektir. O zaman duygularımızı etkileyen bir etkende olayın ne anlama geldiğini bilmiş olmamız diyebiliriz. Duygusal tepkilerimizde öncelikle yaşadığımız olayların bir etkisi var. Birde bu olaylardan hangilerini algılayıp, bunlara ne anlam verdiğimiz ve sonrada bu olayı nasıl yorumladığımızın bir etkisi söz konusu. Duygu ve davranışlarımızla ilgili son sözü bu yorumlama kısmı söylüyor.
Depresyondaki kişi olayların daha çok negatif yönlerini gördüğü için yaşanılan olaylar kadar olumsuz anlamlandırmalarımız ve yorumlamalarımız rol oynar.
Depresyona birçok neden yol açabilir. Ama hangi neden bağlı olarak ortaya çıkarsa çıksın depresyonun sürmesinde bu olumsuz düşünceler önemli etkendir. Tabiî ki şuanda yaşadıklarınızın bir etkisi var ama tek faktör değil. Şu ya da bu oranda yaşadıklarınızdan anladıklarınız veya çıkardığınız sonuçların ruhsal durumunuzda etkisi var.
Depresyonda Çevresel Faktörlerin Etkisi
Depresyonun sürmesinin en önemli etkeninin bizim olayları algılamamız olduğunu söylemiş olsak da çevresel faktörlerin etkisinin ruhsal dünyamızda yaralar açmasını göz ardı edemeyiz. Herkesin fiziksel olarak kaldırabileceği yük sınırı olduğu gibi ruhsal olarak da kaldırabileceği yükün sınırı vardır. Ancak ruhsal yük sınırımızı, fiziksel alanda olduğu gibi “ben 50 kilo kaldırabilirim” diyebileceğimiz net ve somut olarak bilemediğimiz için bu alanda sınırımızı sonsuz gibi algılayabiliriz. Ancak ruhsal sınırımızın dayanma gücünü aşan kayıplar, tartışmalar, ayrılıklar ve bunların oluşturduğu üzüntüler ruhsal çökkünlük oluşturur. Kaldırabileceğimiz kilonun üzerinde bir yük sırtlandığımız zaman nasıl ki çöker ve altında kalırsak, ruhsal dünyamızın kaldırabileceği bir yükün üzerinde bir yük ruhsal olarak çökkünlük yaşatacaktır. Depresyonun kelime anlamı da çökkünlük demektir.

Depresyonda Psikolojik Bilişsel Etkenler
İnsanlar ruhsal çökkünlüğe girdikleri zaman kendileri, çevreleri (yaşadıkları olayları) ve gelecekleri ile olumsuz düşünme eğilimine girerler. Olumsuz düşünme tarzı depresyonu başlatabileceği gibi iyileşmeyi de geciktirebilir. İnsanların olayları değerlendirme biçimlerinde farklılıklar vardır. Bu durumda olaylardan etkilenme biçimini değiştirmektedir. Örneğin ayrılık yaşayan birisi “onu özlüyorum fakat bunu atlatabilirim. İleride bana daha uygun birini bulabilirim” diye düşünen birisi ile “ bende bir bozukluk olmalı, ilişkiyi yürütemedim; asla bunu atlatamayacağım, hatalıyım” diye düşünen birisinin hissedeceği duygular farklı olacaktır.

Çökkün insanlar sıklıkla ya gerçekte öyle olmamakla birlikte çok önemli bir şeyi yitirdiklerini düşündüklerinde veya gerçekte yitirdikleri bir şey varsa da bunun olduğundan çok daha büyük ve önemli olduğuna inanırlar. Hatta kendini “kaybetmeye mahkum” birisi olarak görürler. Bunu kendilerinin eksikliklerine bağlarlar ve yaşamaya değer olmadıklarını düşünürler. Böyle düşünmelerine geçmişte yaşadıkları olayları yanlış yorumlamalarının çok büyük etkisi olduğu araştırmalarla ortaya konmuştur.
Depresif kişiler yaşmalarındaki olumsuz olayları kişisel, genel ve kalıcı olarak görürler. Örneğin ayrılık problemi yaşayan depresif kişi bu olayın sadece kendi başına geldiğini (kişisel), bununda her zaman ilişkilerinde başarısız olacağı anlamına geldiğini (genel) ve bu durumun düzelmeyeceğine ve hayatının mahvolduğuna (kalıcı) inanır. Oysa dış gözle baktığımızda aslında olay evrensel ( herkes terk edilebilir), tekil (sadece bir ilişkisinde bunu yaşamıştır, diğer ilişkileri ve diğer yaşantıları ile ilişkili değildir), ve geçicidir ( bir olay kendisinden sonraki olayları doğrudan etkilemeyecektir).

Depresyonun Tedavisi
Depresyonun tedavisinde sadece ilaç tedavisi alanlarda tekrar nüksetme oranı %70 iken Bilişsel Terapi alanlarda bu oran %30 lara kadar düşmektedir. Terapide kişi kendi kendini tedavi etmesini öğrendiği için özellikle tekrarlamaların önüne geçme konusunda önemli bir katkı sağlamaktadır. Terapi beyinde oluşan biyolojik değişikliklerin yapısal olarak düzelmesinde önemli bir etkiye sahiptir.
Bazı durumlarda düşüncelerimiz ve davranışlarımız ile duygularımız bağlantılı olduğu için ve değiştirebilme imkanımız olduğu için terapi ortamında bu değişkenler üzerinden çalışma yürütülmektedir.
Eğer çökkün durumdaysanız bir çok kötü duygunuz düşüncedeki hatalarınıza bağlıdır. Bu hatalar kendinizle ilgili düşünme tarzınız ve başınıza gelenleri yargılama biçiminizle bağlantılıdır. Bilişsel terapi çökkün kişinin düşüncedeki hatalarını değiştirerek yardım edeceğine inanır.
Bilşsel-Davranışçı Terapi tedavisi 5 aşamadan oluşmaktadır. Bu 5 aşamayı;
1. Aşamada hasta bu konuda bilgilendirilir.
2. Aşamada harekete geçmesini sağlayarak etkinlik düzeyini artırmak ve duygu durumunun ortam ve etkinliklerle bağlantısını göstermek
3. Aşamada düşüncelerle duygu bağlantısının çalışılması ve sıkıntı yaşandığı anda ortaya çıkan düşüncelerin düşünce olduğunu, gerçek olmadığını, kişinin bu düşünceleri inceleyip sorgulayarak keşfetmesini öğretmek; ardından bu düşüncelerin yerine alternatif olacak düşünceleri bulmaktır.
4. Aşama kronik depresyonu olan hastalarda depresif şemaları çalışmaktır.
5. Aşamada hastanın yeni beceriler öğrenerek depresyonun yinelemesini kontrol altına almasını sağlamak olarak sayabiliriz.
Terapiye başladıktan sonra her seansta nelerin konuşulacağı belirlenir. Neleri konuşmak ve ele almak istiyorsanız listesini oluşturmak gerekmektedir. Bu listeyi oluştururken sizin için önem sırasına göre oluşturmak hedef belirlemek adına daha iyi olacaktır.
Terapide bilişsel düzeydeki yanlış değerlendirmelerin ve çarpıtmaların değiştirilmesine odaklanmanın yanında öğrenilen şeyleri dışarıda uygulamasını yapmak ve pekiştirmek içinde davranışçı ödevler verilmektedir. Kişi davranışları ile bir şeyleri yaptığını ve değiştirdiğini gördükçe kendine olan güveni gelişmekte ve kendi ile ilgili olumsuz değerlendirmeleri değişmektedir.
Uzm. Klinik Psikolog Alpaslan KESKİN
KAYNAKÇA:
Hakan TÜRKÇAPAR, Depresyon- Klinik uygulamada Bilişsel Davranışçı terapi, 2018
Hakan TÜRKÇAPAR, Bilişsel Terapi, 2009
Ertuğrul KÖROĞLU, DSM-V tanı kitabı, 2013
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Depresyon ve Bilişsel Tedavisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Alpaslan KESKİN Fotoğraf
Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi13 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN'in Makaleleri
► Depresyon ve Bilişsel Terapi Dr.Psk.Dnş.Fahrettin KORKMAZ
► Depresyon, Maskeli Depresyon ve Tedavisi Psk.Dnş.Funda GÜL YILMAZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Depresyon ve Bilişsel Tedavisi' başlığıyla benzeşen toplam 26 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


18:09
Top