2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuklarda Utangaçlık
MAKALE #19721 © Yazan Uzm.Psk.Ezgi TANIL | Yayın Temmuz 2018 | 2,482 Okuyucu
Tüm çocuklar birbirinden farklı olduğu gibi, kişilik özellikleri de farklıdır. Çocuklarda kişilik oluşumu iki önemli temele dayanır. Bunlardan birincisi; genetik olarak kazandıkları mizaç özellikleri yani biyolojik getirileridir. İkincisi; içinde bulundukları sosyal çevre, yetiştiriliş biçimleri ve yaşamda üstlendikleri roller ile birlikte kendilerine ekledikleri özelliklerdir. Yani, utangaçlık çocuğunuzun doğuştan getirdiği bir mizaç özelliği olabileceği gibi yaşantısal süreçlerin etkisiyle geliştirdiği bir kişilik özelliği de olabilir.

“ Çocuğumun utangaçlığı ile ilgili endişe etmeli miyim?”

Çocuklar yeni bir okula başladıklarında, hiç tanımadıkları insanlar onlarla konuşmaya çalıştığında, öğretmenleri onlara sınıf içinde söz hakkı verdiğinde biraz utangaç davranabilirler. Hayatta, iyi veya kötü yeni bir şeyler denemek genelde stresli bir durumdur. Örneğin çocuğa haftaya yüzme kursuna başlıyorsun dediğinizde, bu onda orada kimlerle karşılaşacağı, güvende olup olmayacağı gibi soru işaretleri yaratır. Bu durum, çocukların sempatik sinir sistemlerini harekete geçirir ve onları “savaş ya da kaç” tepkisi vermeye iter. Özellikle mizaç olarak çekingen olan çocuklar kaçınma yaşarlar ve utangaçlaşırlar. Ancak üzerinden belirli bir süre geçtikten sonra çocuklar içinde bulundukları sosyal ortam, yeni okullarına, yeni evlerine vb. alışırlar. Örneğin anaokuluna yeni başlayan çocuklar için her şey oldukça yabancıdır ve bu hayatlarında ciddi bir değişimdir. Bir süre sonra çocuklar çevrelerindeki eşlayaları, öğretmenlerini, arkadaşlarını tanırlar ve ortama ısınırlar. Sinir sistemleri normal işleyişine geri döner ve çocukları herhangi bir savunma tepkisi vermeleri için yönlendirmez. Fakat çocuğunuzun okula başlamasının üzerinden uzun süre geçmişse, tanıdığı insanlara dahi selam vermekte çekiniyorsa yani kısacası “utangaçlık geçici bir durum olmaktan çıkmışsa” ebeveyn olarak ona bu konuda destek olma vaktiniz gelmiş demektir.

Siz Neler Yapabilirsiniz?

Çocuğunuzun sosyalleşmesi için ortam hazırlayın:
Onun hoşuna gideceğini ve merakını uyandırabileceğini düşündüğünüz seçenekler sunun. Tiyatro kursları, dans dersleri, sanat kursları veya takım sporları gibi aktivite önerilerinde bulunun. Grup halinde yapılan etkinliklerde tüm ilgi onun üzerinde toplanmaz ve kendisini daha rahat hisseder. Hatta mümkünse sevdiği sınıf arkadaşlarından biri ile gitmesi ona fayda sağlar. Böylece hem arkadaşını model alabilir hem de yabancı bir ortama tanıdığı ve güvendiği biriyle girmesi onun kendisini daha iyi hissetmesine yardımcı olabilir.

Birlikte pratik yapın: Yeni insanlarla tanışmak çocuğunuzda gerginlik yaratıyorsa onunla bu konu üzerinde çalışabilirsiniz. Evde birlikte “tanışmacılık oyunu” oynayabilirsiniz. Karşı tarafın duyabileceği bir ses tonuyla merhaba deme, göz teması kurma ve el sıkma alıştırmaları yapın. Bunu, herkesin birbiriyle yeniden tanışıyormuş gibi yaptığı eğlenceli bir aile oyununa çevirebilirsiniz. Burada amaç çocuğun yeni insanlarla tanışırken yapmaya çekindiği şeyleri ilk olarak tanıdığı, güvendiği ve sevdiği aile bireyleriyle deneyimlemesidir. Daha sonra çeşitli sosyal ortamlara dâhil olmasını sağlayın. Yineleyen bir şekilde sosyal ortamlara katıldığında yeni insanlarla etkileşim kurmak onda bir süre sonra daha az endişe yaratacaktır.

Çocuğunuza model olun: Çocuklar ebeveynlerini model alarak ve onların davranışlarını bilişlerine kaydederek öğrenirler. Siz yeni insanlarla tanışırken güçlük çekiyor ve kendinizi rahatsız hissediyorsanız çocuğunuz da böyle hissetmeyi öğrenir. Ayrıca sizin kendinizi yabancı biriyle konuşurken gergin hissettiğinizi görmesi çocuğun bunu tehlikeli bir durum yaşıyormuşsunuz gibi algılamasına sebep olabilir. Bulunduğunuz sosyal ortamlarda kendinizi daha rahat hissetmeyi başarabilirseniz çocuğunuza “olumlu bir model” olursunuz. Böylece zamanla onun için de topluluk önünde konuşma, tanışma ve arkadaş edinme kolaylaşabilir.

Çocuğunuzla empati kurun:
Utangaçlık düzeyi arttığında, onun bazı durumlarda çekindiğini fark ettiğinizi ve bunun normal olduğunu söyleyin. Bu ona duygusunu anladığınız mesajını iletir. Kendisini anlaşılmış ve kabul edilmiş hissetmesini sağlar. Çocuğunuza kendi çocukluğunuzdan örnekler verin ve bu durumla nasıl başa çıktığınızı anlatın. Duygusunu yansıtın ve onunla olabildiğince empati kurun.

Çocuğunuza “utangaç çocuk” etiketi yapıştırmayın:
Bazen çocuklarda utangaçlık ebeveynler tarafından istemeden de olsa pekiştirilmektedir. Örneğin, bir arkadaşınız geldi ve çocuğunuza merhaba dedi, çocuğunuz da onunla konuşmak istemedi. Çocuğunuzun yanında onun sözüm ona eksikliğinden dolayı özür dilermiş gibi “ O biraz utangaçtır da…” gibi cümleler kurmak sakıncalıdır. Çünkü çocuğun bir davranışı yapma biçimi, o davranışa anne/baba, öğretmen gibi otorite figürlerinin atfettiği anlamlara göre değişim gösterebilir. “ O ismini söylemez çünkü utangaçtır. O merhaba demez çünkü utangaçtır. ” dediğinizde çocuk, sizin ismini söylememe davranışına yüklediğiniz olumsuz anlamı ve utangaçlık etiketini kabullenir. Böylece, siz ebeveyn olarak fark etmeden ona “utangaç bir çocuk” olduğunu kabul ettirmiş olursunuz. O da olumsuz rolünü içselleştirir ve “kendi gibi” davranmaya devam eder.

Çocuğunuzu sosyal olması için zorlamayın:
Çocuğunuzun kendine güvenli olmasını, herkese selam verip gülümsemesini, arkadaşlarına sıcakkanlı davranmasını istiyor olabilirsiniz. Ancak ebeveyn olarak beklentilerinizin gerçekçi olması gerekir. Eğer çocuğunuz, mizaç olarak içedönük bir yapıdaysa bunu tam tersine çevirmek için onu zorlamayın. Onun hayat işlevselliğini bozacak durumlar gerçekleşmedikçe bu bir sorun değil, sadece bir kişilik özelliğidir. Örneğin bir akraba toplantısında “Hadi şimdi anneannenle dedene nasıl şarkı söylediğini göster” diyerek onu sahneye iterseniz onu sosyalleştirmiş değiş sadece kaygı ve korkularını artırmış olursunuz. Önemli olan çocuğunuza yapıcı bir tutumla destek olmaktır.

Öğretmeni ile görüşün: Okul çağındaki çocuklar için okul hayatlarının merkezinde yer alır. Doğal olarak, öğretmen de onların hayatlarında büyük bir rol oynar. Öğretmen, oluşturduğu olumlu sınıf ortamı içerisinde çocuğunuzun sosyal becerilerini artırmak için ona çeşitli olanaklar sunabilir. Örneğin çocukları ortak özelliklerine göre gruplara ayırabilir (en sevdikleri renk, takım vb). Çocuğunuz da kendi ilgilendiği alanlarla ilgilenen çocuklar içinde kendisini daha rahat hisseder ve paylaşacak, konuşacak daha çok şey bulur. Öğretmeni ile konuşup görüş ve önerilerinizi sunabilir ve çocuğunuza bu konuda destek olmasını isteyebilirsiniz.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuklarda Utangaçlık" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Ezgi TANIL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Ezgi TANIL'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ezgi TANIL Fotoğraf
Uzm.Psk.Ezgi TANIL
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi12 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Ezgi TANIL'ın Yazıları
► Utangaçlık ve Sosyal Fobi Psk.Dnş.Nuray ÖZBEN AVŞAR
► Sosyal Fobi-Utangaçlık-Çekingenlik Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Çocuklarda Utangaçlık' başlığıyla benzeşen toplam 9 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Oyun Terapisi ve Etkileri Şubat 2021
► Çocuk Sanat Terapisi Mayıs 2019
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


06:28
Top