2007'den Bugüne 92,323 Tavsiye, 28,223 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



İçimizdeki Barış: Şefkat
MAKALE #23059 © Yazan Uzm.Psk.Funda DOĞAN | Yayın Kasım 2023 | 538 Okuyucu ÇOK OKUNUYOR
Tiffany Smith Duygular Sözlüğü kitabında, İngilizce şefkat anlamına gelen compassion sözcüğünün etimolojisinden söz eder. Compassion, com (ile) ve patior (acı çekmek) sözcüklerinin bir araya gelmesinden oluşur ve ‘birlikte acı çekmek’ anlamına gelir.

Birliktelik vurgusu önemli çünkü bizi acının ayrıştırıcı olabilecek doğasına karşı korur. Acı duyan birisi kendisini hissettiği bu acıdan kaynaklı diğer kişilerden farklı görerek utanç hissedebilir. Acı duyan kişiye eşlik eden kişiyse kendisini bu acıdan tamamen sıyırabilir ve acıyan pozisyonuna geçebilir. Böylece acı duyan ile ona tanık olan arasında her iki taraf açısından hiyerarşik bir durum oluşma ihtimali vardır. Acı duyduğumuzda içte de bölünebiliriz. Bir yanımız düşmanca acı duyan yanımıza saldırabilir. Bizi bölen her şey canımızı yakar. Acı acıtır ama acının kendimizle ve ötekilerle aramızdaki bağa zarar vermesi çok daha fazla acıtabilir.

Bizi hem içte hem dışta bölen eleştirel ebeveyn yanımızdır. Mesela, acı duyduğumuzda tetiklenen eleştirel ebeveyn sesleri zayıf olduğumuzu dile getirir ve bizi utandırır. Dış dünyada hayat devam etmektedir ve bu şekilde hayatına devam edebildiğini düşündüğümüz kişilerden de kendimizi bu kadar zayıf hissederken ayrışırız. Bu durumda kendimizi ötekilerden daha aşağıda hissedebiliriz. Sanki herkes mutlu biz tek mutsuzmuşuz gibi düşünebiliriz. Bazen eleştirel ebeveynin bize hissettirdiği utançla baş edebilmek için o utanca teslim oluruz ve kendimize acımaya başlayabiliriz. Hiçbir şeyi beceremediğimizi baştan kabul ederek, daha fazla eleştiriye karşı kendimizi korumaya çalışırız. Bazense, hayatın bize hiç adil olmadığını ve bize karşı hareket ettiğini düşünerek kendimizi çok şansız hissedebiliriz. Yani yalnızlaştıkça daha fazla acı duyarız.

Acıya karşı verdiğimiz bu tepkiler acıyla olan ilişkimizin doğası ile ilgili bir mesaj taşır. Sözü edilen örneklerde acıyla ilişkimiz acımasızdır. Bir yaşam olayının incinmiş çocuk yanımızı tetiklemesi ile ortaya çıkan eleştirel ebeveyn sesleri deneyimlenen durumu bizim eksikliğimiz ve suçlu oluşumuzla ilişkilendirir. Bu tetiklenmeler güçlü olduğunda baş etme modları devreye girer ve duyduğumuz iç sıkıntısı daha şiddetli hale gelir. Acı artık içinden geçtiğimiz bir deneyim değil, kontrol altına alınması gereken bir durumdur. Herkesin kendisini zaman zaman içinde bulduğu bir yaşantı değil, bizi izole eden bir yaşam olayıdır.

Oysaki acı evrensel bir deneyimdir. Hepimiz acı duyarız ve acı duyan biriyle karşılaştığımız zaman destek olmak isteriz. Destek olan olmak kadar destek almak da doğaldır. Acı karşısında kabulü deneyimlediğimiz zaman acıya karşı şefkat ile yaklaşmak mümkün olur. Şefkat herkes için kabule ve yardıma izin verebilmek demektir. Acı duymanın ortak bir deneyim olduğunu hissedebilmek demektir aynı zamanda. Geçmişte suç veya suçlular aramak ve gelecekte kaygılı olasılıklar görmek yerine olanı o anda deneyimlemek demektir. Şefkat savaşmamak demektir. Hem acıyla hem de kendimizle yaptığımız bir barış sözleşmesidir. Şefkat, herkese hak ettiği değerin verilmesi demektir, birisini şımartmak veya kendimizi kayırmak gibi anlamlara gelmekten çok uzaktır. Buna ister kendimize yönelmiş şefkat diyelim, öz şefkat, ister başkasına yönelik şefkat olsun herkes şefkatli bir karşılaşmada hak ettiğine ulaşır.

Şefkate hakkımız değil gibi hissettiren, bunu iltimas geçmek olarak tanımlayan cezalandırıcı ebeveyn sesidir. Cezalandırıcı bir dünyada anlayış-yargılamak; koşulsuz kabul-hak etmek ile yer değiştirmiştir. Cezalandırıcı ebeveyn modu, kendimizi ve ötekini kabul etmekte zorlanacağımız ve ihtiyaçlarımızı olağan kabul edemediğimiz bir dünya yaratır. Şefkatli sesi hayatımıza dahil etmek aslında eleştirel ebeveyn sesi karşısına sağlıklı yetişkin modu koymak demektir. Sağlıklı yetişkin bir çocuğun nasıl sakinleşeceğini, nelere ihtiyaç duyabileceğini bilen tarafımızdır. Aynı zamanda herkesin zaman zaman hata yapabileceğini bilen, cezalandırıcı taraf gibi yargıç kesilip bizi veya ötekini suçlu ilan etmeyen tarafımızdır. Sağlıklı yetişkinimiz ikinci şanslara inanan, bedel ödetmek yerine hata yaptığımızda da değerli olduğumuza inanan, bu sayede duygularımızı önemsemeye devam eden, onları anlamaya çalışan ve ihtiyacımız varsa bizim için telafi yolları arayan tarafımızdır.

Şefkati gözlemleyebileceğimiz en iyi seçeneklerden birisi doğadır. Doğada görürüz mesela, her şeyin bir zamanı vardır. Toprağın dinlenmesi gerekir, tohumun önce toprak tarafından sarılması, sonra sulanması gerekir. Sonra beklemek gerekir. Toprak daha hızlı sonuca gidemedi diye kendini hırpalamaz. Ama daha fazlasını isteyen talepkar ebeveyn modları, toprağı da bizi de hırpalayabilir. Eğer doğayla zaman geçirme şansımız olursa anlarız ki, sabırsızlanmak geçirdiğimiz süreyi tatsızlaştırır ama sonucu hızlandırmaz. Beklemeyi ve beklerken deneyimlenmekte olan o an’a ait olabilmeyi doğa öğretir bize. Kışı ayrı yazı ayrı sahiplenir doğa. İkisini de bekler, ikisinden de farklı güzelliklerle çıkar. Her ikisinin nasıl da ihtiyaç olduğunu en iyi onunlayken görürüz. Kendi yazımızı ve kışımızı kabul etmenin mümkün olduğunu, hatta zaman zaman sevmenin münkün olduğunu doğayla birlikteyken deneyimleyebiliriz. En iyi doğada tanık oluruz; bir tohumdan her şey olmaz, her toprak cüretkârca bende her şey kök salar demez. Ben her şey olurum, her şeyi yaparım demenin toprağını tanımamak demek olduğunu ondan öğreniriz. Toprak bize sınırları anlatır, sınırlanınca ancak kendimizi hırpalamamak mümkün olur. Yine doğada görürüz, en hoyrat fırtınalardan sonra dingin havanın geldiğini. Güvenin steril bir kavram olmadığı, ötekini anlamaya çalışarak güveni sağlayabileceğimizi onunla deneyimleriz. Doğada şahit oluruz, her şey birbirini besler. Tohum besin olur başka canlıya, o canlı gübre sağlar toprağa. Her canlı toprağa kendinden bir şey sağlar, o da yaşamın kaynağını sunar. Her canlı bu şekilde birbirine bağlıdır. İnsan en iyi onda görür, bir başka canlıyı incitmek, kendini incitmektir. Bir başka canlıyı korumak, kendini korumaktır. Şefkat bu ortak bağı unutmamaktır.

Kaynakça

Tiffany Watt Smith, Duygular Sözlüğü, çev. Hale Şirin, Kolektif Kitap, 2019, İstanbul.

Klinik Psikolog Funda Doğan

İyi Hissetmek dergisi 'Şefkat' sayısında yayımlanmıştır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"İçimizdeki Barış: Şefkat" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Funda DOĞAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Funda DOĞAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Funda DOĞAN Fotoğraf
Uzm.Psk.Funda DOĞAN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi10 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Funda DOĞAN'ın Yazıları
► Öz Şefkat Nedir? Psk.Sergen AKBAY
► Self-Compassion / Öz-Şefkat Nedir? Psk.Bengü GÜLDEREN
► ‘barış ve Psikoloji’ Psk.Ebru ÖZER
► İçimizdeki Çatışmalar Psk.Seda Nur BİLİCİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'İçimizdeki Barış: Şefkat' başlığıyla benzeşen toplam 12 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Saygı-Parçalı Ayna Haziran 2023
► Aşkın Yitik Hali Haziran 2021
► Travma ve İyileşme Ocak 2018
◊ Yanlış Kaynamış Ruhlar ( Kaygı / Evham) ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2022
◊ Terapi Yolculuğu 1 Ocak 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:44
Top