Evlilikte Benlikten Bizliğe Geçiş
Kadın-erkek ilişkileri ve evlilikte ilk durak ben olabilmektir.Çünkü sağlıklı bir ilişki kendini bulmuş,benliği oturmuş,ret ve kabulleri netleşmiş insan olmayı gerektirir.Hele de evlilik ilişkisi bu netleşme olmazsa sıkıntıya girer.O nedenle evlilik ve ilişki olgunluğunu kazanmada öncelik " ben olabilmek"tir.
Ben olmak kısaca ne istediğini,neyi istemediğini bilmek ve bu netleşme sayesinde başkalarının etki ve gölgesinde kalmamaktır.Ben olmanın bir diğer önemli göstergesi de sınırlarını ve nerede duracağını bilebilmektir.Çünkü bir ilişki kurabilmek için o ilişkinin kendinden ibaret olmadığının,bir ilişki partnerinin de gerektiğinin ve o insanın da hakları ve hassasiyetleri olacağının farkında olmak gerekir.Bağımsız benlik ve empati kurabilen olgunluk bu sebeplerle bir ilişkide olmazsa olmaz bir temeldir.
Evlilik Okulu Eğitim Programı'nı yazarken evliliği; evlilik olgunluğuna erişmiş bir kadın ve erkeğin karşılıklılık ve gönüllülük esasıyla kurup,yine karşılıklılık ve gönüllülük esasıyla yürüttükleri çok yönlü bir yaşam ortaklığı olarak tanımlamıştık.Bu eğitim programının bir de BEN OLMADAN BİZ OLUNMAZ,BEN KALARAK BİZE VARILMAZ diye çok yol gösterici olduğunu düşündüğüm bir sloganı vardı.İşte bu "benlikten bizliğe geçiş" gereğine işaret etmekteydi.Bunun için de sağlıklı bir evlilik ilişkisi kadın ve erkekte karşılıklı olarak bir UYUM SAĞLAYICI ESNEKLİK gerektirmektedir.Burada da gurur.inat,ben merkezcilik ve şişik egolar en çok baş ağrıtan,ilişkiyi en fazla zora sokan sorunların başında gelmektedir.
İnsanın sevgiye,duygusal beslenmeye,TAMAMLAYICI İŞ BİRLİĞİ'ne yaşamı boyunca hep ihtiyacı olacaktır.Bu sağlıklı,düzenli ve devamlı olabilmesi ise evlilikle sağlanabilmaktedir.Ancak evliliğin de sağlıklı ve sürdürülebilir olması gerekir.Bunun için de uyum sağlayıcı esneklik,tamamlayıcı iş birliği ve BİZ OLABİLMEK gereklidir.
Zaten uyum sağlayıcı esneklik ve tamamlayıcı iş birliği biz olabilmeye varmak için her ilişkide lazım olan melekelerdir.
Ülkemiz genelinde evlilik ilişkilerinin en önemli iki öne çıkan sorunu vardır.Biz olamamak ve köken aile ilişkileri kaynaklı çatışmalar.Elbette ki evlilik ilişkisinde bunlar dışında da hassasiyet gösterilmesi gereken konular vardır.Ancak biz olamamak ve köken aile ilişkileri kaynaklı sorunlar evlilik ilişkilerinde sorun çıkarmada öne çıkmaktadır.
Biz olamamak alınganlık,gurur,inat,kısasa girme,çabuk zıtlaşma,öncelikleri doğru sıraya koyamama,cinsel uyum geliştirememe ve şişik ego sorunlarının bileşkesinden ortaya çıkan bir sorundur.Evlilikte yarattığı hal ise SEN-BEN ÇATIŞMASI'dır.
Köken aile ilişkilerinin yarattığı sorunlar çoğunlukla büyüklerin müdahaleciliği ve evlilikte taraflardan birinin o müdahalelerin etkisinde kalması sonucu ortaya çıkar.Kimilerinde biraz aile avukatlığı da yok değildir.Ancak evlilik yaşamı kurulduğu an öncelikleri değiştirir.İçinden gelinen önceki çekirdek aile evlilik sonrası KÖKEN AİLE'ye dönüşür,eş ile birlikte kurulan yeni aile ise eşlerin ÇEKİRDEK AİLE'si olur.Yaşam eş ile paylaşılacağından çekirdek aile ilişkisi diğer tüm ilişkilerden önceliklidir.
Ancak bu konuda geleneksel öğretilerdeki yanlışlıklar nedeniyle gençler genellikle evliliğe doğru bilinçle hazırlanmamaktadır.Önceki çekirdek aileden yeni çekirdek aileye geçerken önceliklerdeki değişimin farkındalığı oldukça önemlidir.Hem eşle yaşayıp hem de köken aileye toz kondurmamak aslında bir çekirdek aile bilinci eksikliğidir.Evlenen kadın da erkek de bu hataya düşmemelidir.
Bunların yanında şişik ego ve yönetme sevdası da az baş ağrıtan türden sorunlar değildir.BU sorun maalesef kadınlarımızda da erkeklerimizde de bolca görülebilmekte.Bize ise önce evlilik olgunluğunun sağlanmadığını düşündürmektedir.Kaldı ki evlilik bir müşterek yaşamdır,birisinin diğerini yönetmesi için kurulmaz,yaşamı birlikte yönetmeyi gerektirir.
Evliliğin oturması ve biz olabilme yolunda önem verilmesi gereken bir başka konu duygusal besleyiciliktir.Eşler kadınıyla,erkeğiyle sevgisini birbirine yansıtabilmelidir.Zira sevgi herkesin ihtiyacıdır ve eşlerin sevgilerini birbirlerine aktarmaları evliliğin duygusal besleyiciliği sağlaması,çok önemli bir insani ihtiyacın karşılanması anlamına gelir.Bu da biz olabilme yolunda oldukça gerekli ve önemlidir.
Biz olma yolunda bir önemli tamamlayıcı da kuşkusuz eşler arasında uyumlu bir cinsel yaşamın kurulabilmesidir.Buna doğası gereği kadının da erkeğin de ihtiyacı var.Bu noktada kadının erkeğin vücudunu tanıması ve cinsel güdülerini bilmesi,erkeğin kadının vücudunu tanıması ve cinsel güdülerini bilmesi,ilişkiyi bu bilinçle yaşaması önemlidir.
Tüm bunlar yanında yaşam akışında en fazla kullandığımız iletişim konusunu hafife almamak gerekir.Eşler arasındaki iletişimde aslında ben ve sen dili çok yaygın ve baskın kullanılmamalıdır.Çünkü sen-ben itişmesinden güçlü bir biz olmaya varılamayacağı açıktır.Bu nedenle "şöyle yapalım mı,böyle edelim mi,ne yapmalıyız" gibi BİZ DİLİ içeren bir iletişimi öne çıkarmak,buna yoğunlaşmak oldukça faydalı olacaktır.
Evlenen çiftlerde senin ailen,benim ailem çatışması ve yarışması yersiz ve gereksizdir.Zaten köken aile dediğimiz ebeveynler bir önceki kuşaktandır ve bir sonraki kuşak olanlarla aynı koşullarda yetişmediklerinden farklı düşündükleri yerler vardır.Onların yaşam algıları farklı bir zaman ve yaşam akışında oluşmuştur.Ayrıca her köken aile kendi evladından yana tavır almaya eğilimlidir.Bu nedenle biz gençlere onları düzeltmeye kalkışmayın,değiştirebileceğinizi sanmayın,onları karı-koca ilişkinizin içine sokmayın,onlara sorun taşımayın tavsiyesinde bulunuruz.Çünkü bu genellikle sorunları çözen değil arttıran ve eşler arasında çatışma çıkaran bir sonuç doğuruyor.
Eşler arasında biz olma yolunda bir önemli konu da eşlerin birbirlerini öncelemeleri,sahiplenmeleri,başkaları yanında küçük düşürmemeleridir.Zaten biz evlilik ilişkisinin ilişkiler üstü olduğuna hep vurgu yapıyoruz.Çünkü evlilik ilişkisindeki paylaşımın çok yönlülüğü ve derinliği diğer hiç bir ilişkide yoktur.Üstelik üreme yoluyla eşlerin kan bağı kuruluyor ve ortak bir nesilleri ortaya çıkıyor.Bunun ne demek olduğunu düşünün ve lütfen evlilik ilişkinizi bunu da dikkate alarak doğru anlamlandırın.
Eşler evlilik ilişkilerini dış etkilere kapatabilirse,önceliklerini doğru sıraya koyabilirse,Uyum için yeterli esnekliği gösretebilirse,birbirlerine doğru akabilirse,sevgilerini birbirlerine aktarır ve duygusal doygunluk yaratabilirse,nezih bir iletişim dili kullanabilirse,uyumlu bir cinsel yaşam oluşturabilirse,dengeli bir tamamlayıcı iş birliği kurabilirse BİZ OLMA büyük ölçüde gerçekleşmiştir.
Bunların zor veya yapılamaz şeyler olduğunu sanmayın.Aslında benlik,inat,gurur,kin,zıtlaşma yanında biz olmak için atılan adımlar pamuk kadar yumuşak kalır ve çok daha kolaydır.Bazen kolayı,güzeli,olumlusu dururken insanların daha çetrefil yollara sapmaları adeta ayağına sıkmak gibidir ve kendi yaşamlarını kendileri zorlaştırır.O nedenle önce ben olma,evlilik olgunluğu kazanma önemlidir.Bunlar gerçekleşecek ki sıra evliliğe ve biz olmaya gelebilsin.
Yıllara dayalı bir deneyimle kolayı zorlaştırmayalım,güzeli çirkinleştirmeyelim,tatlıyı acılaştırmayalım derim.Sağlıklı bir ilişki için gerekirse yüz yüze,gerekirse bu günkü teknolojik imkanlar sayesinde online olarak hep yanınızdayım efendim.Sevgiyle kalın...
Ben olmak kısaca ne istediğini,neyi istemediğini bilmek ve bu netleşme sayesinde başkalarının etki ve gölgesinde kalmamaktır.Ben olmanın bir diğer önemli göstergesi de sınırlarını ve nerede duracağını bilebilmektir.Çünkü bir ilişki kurabilmek için o ilişkinin kendinden ibaret olmadığının,bir ilişki partnerinin de gerektiğinin ve o insanın da hakları ve hassasiyetleri olacağının farkında olmak gerekir.Bağımsız benlik ve empati kurabilen olgunluk bu sebeplerle bir ilişkide olmazsa olmaz bir temeldir.
Evlilik Okulu Eğitim Programı'nı yazarken evliliği; evlilik olgunluğuna erişmiş bir kadın ve erkeğin karşılıklılık ve gönüllülük esasıyla kurup,yine karşılıklılık ve gönüllülük esasıyla yürüttükleri çok yönlü bir yaşam ortaklığı olarak tanımlamıştık.Bu eğitim programının bir de BEN OLMADAN BİZ OLUNMAZ,BEN KALARAK BİZE VARILMAZ diye çok yol gösterici olduğunu düşündüğüm bir sloganı vardı.İşte bu "benlikten bizliğe geçiş" gereğine işaret etmekteydi.Bunun için de sağlıklı bir evlilik ilişkisi kadın ve erkekte karşılıklı olarak bir UYUM SAĞLAYICI ESNEKLİK gerektirmektedir.Burada da gurur.inat,ben merkezcilik ve şişik egolar en çok baş ağrıtan,ilişkiyi en fazla zora sokan sorunların başında gelmektedir.
İnsanın sevgiye,duygusal beslenmeye,TAMAMLAYICI İŞ BİRLİĞİ'ne yaşamı boyunca hep ihtiyacı olacaktır.Bu sağlıklı,düzenli ve devamlı olabilmesi ise evlilikle sağlanabilmaktedir.Ancak evliliğin de sağlıklı ve sürdürülebilir olması gerekir.Bunun için de uyum sağlayıcı esneklik,tamamlayıcı iş birliği ve BİZ OLABİLMEK gereklidir.
Zaten uyum sağlayıcı esneklik ve tamamlayıcı iş birliği biz olabilmeye varmak için her ilişkide lazım olan melekelerdir.
Ülkemiz genelinde evlilik ilişkilerinin en önemli iki öne çıkan sorunu vardır.Biz olamamak ve köken aile ilişkileri kaynaklı çatışmalar.Elbette ki evlilik ilişkisinde bunlar dışında da hassasiyet gösterilmesi gereken konular vardır.Ancak biz olamamak ve köken aile ilişkileri kaynaklı sorunlar evlilik ilişkilerinde sorun çıkarmada öne çıkmaktadır.
Biz olamamak alınganlık,gurur,inat,kısasa girme,çabuk zıtlaşma,öncelikleri doğru sıraya koyamama,cinsel uyum geliştirememe ve şişik ego sorunlarının bileşkesinden ortaya çıkan bir sorundur.Evlilikte yarattığı hal ise SEN-BEN ÇATIŞMASI'dır.
Köken aile ilişkilerinin yarattığı sorunlar çoğunlukla büyüklerin müdahaleciliği ve evlilikte taraflardan birinin o müdahalelerin etkisinde kalması sonucu ortaya çıkar.Kimilerinde biraz aile avukatlığı da yok değildir.Ancak evlilik yaşamı kurulduğu an öncelikleri değiştirir.İçinden gelinen önceki çekirdek aile evlilik sonrası KÖKEN AİLE'ye dönüşür,eş ile birlikte kurulan yeni aile ise eşlerin ÇEKİRDEK AİLE'si olur.Yaşam eş ile paylaşılacağından çekirdek aile ilişkisi diğer tüm ilişkilerden önceliklidir.
Ancak bu konuda geleneksel öğretilerdeki yanlışlıklar nedeniyle gençler genellikle evliliğe doğru bilinçle hazırlanmamaktadır.Önceki çekirdek aileden yeni çekirdek aileye geçerken önceliklerdeki değişimin farkındalığı oldukça önemlidir.Hem eşle yaşayıp hem de köken aileye toz kondurmamak aslında bir çekirdek aile bilinci eksikliğidir.Evlenen kadın da erkek de bu hataya düşmemelidir.
Bunların yanında şişik ego ve yönetme sevdası da az baş ağrıtan türden sorunlar değildir.BU sorun maalesef kadınlarımızda da erkeklerimizde de bolca görülebilmekte.Bize ise önce evlilik olgunluğunun sağlanmadığını düşündürmektedir.Kaldı ki evlilik bir müşterek yaşamdır,birisinin diğerini yönetmesi için kurulmaz,yaşamı birlikte yönetmeyi gerektirir.
Evliliğin oturması ve biz olabilme yolunda önem verilmesi gereken bir başka konu duygusal besleyiciliktir.Eşler kadınıyla,erkeğiyle sevgisini birbirine yansıtabilmelidir.Zira sevgi herkesin ihtiyacıdır ve eşlerin sevgilerini birbirlerine aktarmaları evliliğin duygusal besleyiciliği sağlaması,çok önemli bir insani ihtiyacın karşılanması anlamına gelir.Bu da biz olabilme yolunda oldukça gerekli ve önemlidir.
Biz olma yolunda bir önemli tamamlayıcı da kuşkusuz eşler arasında uyumlu bir cinsel yaşamın kurulabilmesidir.Buna doğası gereği kadının da erkeğin de ihtiyacı var.Bu noktada kadının erkeğin vücudunu tanıması ve cinsel güdülerini bilmesi,erkeğin kadının vücudunu tanıması ve cinsel güdülerini bilmesi,ilişkiyi bu bilinçle yaşaması önemlidir.
Tüm bunlar yanında yaşam akışında en fazla kullandığımız iletişim konusunu hafife almamak gerekir.Eşler arasındaki iletişimde aslında ben ve sen dili çok yaygın ve baskın kullanılmamalıdır.Çünkü sen-ben itişmesinden güçlü bir biz olmaya varılamayacağı açıktır.Bu nedenle "şöyle yapalım mı,böyle edelim mi,ne yapmalıyız" gibi BİZ DİLİ içeren bir iletişimi öne çıkarmak,buna yoğunlaşmak oldukça faydalı olacaktır.
Evlenen çiftlerde senin ailen,benim ailem çatışması ve yarışması yersiz ve gereksizdir.Zaten köken aile dediğimiz ebeveynler bir önceki kuşaktandır ve bir sonraki kuşak olanlarla aynı koşullarda yetişmediklerinden farklı düşündükleri yerler vardır.Onların yaşam algıları farklı bir zaman ve yaşam akışında oluşmuştur.Ayrıca her köken aile kendi evladından yana tavır almaya eğilimlidir.Bu nedenle biz gençlere onları düzeltmeye kalkışmayın,değiştirebileceğinizi sanmayın,onları karı-koca ilişkinizin içine sokmayın,onlara sorun taşımayın tavsiyesinde bulunuruz.Çünkü bu genellikle sorunları çözen değil arttıran ve eşler arasında çatışma çıkaran bir sonuç doğuruyor.
Eşler arasında biz olma yolunda bir önemli konu da eşlerin birbirlerini öncelemeleri,sahiplenmeleri,başkaları yanında küçük düşürmemeleridir.Zaten biz evlilik ilişkisinin ilişkiler üstü olduğuna hep vurgu yapıyoruz.Çünkü evlilik ilişkisindeki paylaşımın çok yönlülüğü ve derinliği diğer hiç bir ilişkide yoktur.Üstelik üreme yoluyla eşlerin kan bağı kuruluyor ve ortak bir nesilleri ortaya çıkıyor.Bunun ne demek olduğunu düşünün ve lütfen evlilik ilişkinizi bunu da dikkate alarak doğru anlamlandırın.
Eşler evlilik ilişkilerini dış etkilere kapatabilirse,önceliklerini doğru sıraya koyabilirse,Uyum için yeterli esnekliği gösretebilirse,birbirlerine doğru akabilirse,sevgilerini birbirlerine aktarır ve duygusal doygunluk yaratabilirse,nezih bir iletişim dili kullanabilirse,uyumlu bir cinsel yaşam oluşturabilirse,dengeli bir tamamlayıcı iş birliği kurabilirse BİZ OLMA büyük ölçüde gerçekleşmiştir.
Bunların zor veya yapılamaz şeyler olduğunu sanmayın.Aslında benlik,inat,gurur,kin,zıtlaşma yanında biz olmak için atılan adımlar pamuk kadar yumuşak kalır ve çok daha kolaydır.Bazen kolayı,güzeli,olumlusu dururken insanların daha çetrefil yollara sapmaları adeta ayağına sıkmak gibidir ve kendi yaşamlarını kendileri zorlaştırır.O nedenle önce ben olma,evlilik olgunluğu kazanma önemlidir.Bunlar gerçekleşecek ki sıra evliliğe ve biz olmaya gelebilsin.
Yıllara dayalı bir deneyimle kolayı zorlaştırmayalım,güzeli çirkinleştirmeyelim,tatlıyı acılaştırmayalım derim.Sağlıklı bir ilişki için gerekirse yüz yüze,gerekirse bu günkü teknolojik imkanlar sayesinde online olarak hep yanınızdayım efendim.Sevgiyle kalın...
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Evlilikte Benlikten Bizliğe Geçiş" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Namık ACAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Namık ACAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
