2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Aslında Psikolog Kimdir
MAKALE #3884 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Kasım 2009 | 14,411 Okuyucu
ASLINDA PSİKOLOG KİMDİR
Klinikte yüksek lisans yapmış mı yapmamış mı, hizmet içi eğitimlere katılmış mı yoksa katılmamış mı, fakülteyi hangi üniversitede bitirmiş, hangi dereceyle mezun olmuş, yazılı eserleri yahut mesleki makaleleri ne kadar, derneğe üye mi değil mi? Bütün bu ayrıntıların dışında, üstünde ve ötesinde olmak üzere, psikolog aslında kimdir biliyor musunuz?

Psikolog / Danışman; insan psikolojisi üzerine 4 - 5 yıl eğitim almış, sahip olduğu teorik bilgi birikiminden ( bence) daha da önemlisi insan ömrü için asla azımsanamayacak bu süreçte mesleğinin gerektirdiği vasıfları bünyesinde özümseyerek içselleştirmeye çalışmış, büyük ölçüde de bunu başarmış; şu yalnızlık, stres ve buhranlar çağında bütün ön yargılardan, eleştirel duygulardan arınmış; yaşamının en kıymetli zaman dilimlerini dakika dakika (adeta ilmik ilmik) yardım için vakfetmiş; bütün zekasıyla, aklıyla, sabır ve tahammülüyle kıpırdamadan oturmuş, pür dikkat dinlemeye, sadece dinlemekle de kalmayıp elinden geldiğince anlamaya, çözüm bulmaya, destek olmaya çalışan; bunun için beyninin bütün fonksiyonlarını yorgunluktan "zonk - zonk" zonklatan; çoğu zaman akşam eve harap ve bitap düşmüş bir vaziyette giden adanmış bir ruhtur aslında.

Özellikle bizim meslek söz konusu olunca hemen bilgi, uzmanlık, yetkinlik, teorik birikim, klinisyenlik, sertifika vs. akla gelir, bilirsiniz. Bence yukarıda saydıklarım işin bu yönünden çok daha özel, çok daha önemli, çok daha öte. Herşeyin son derece hızlı aktığı, herkesin sürekli birşeylerin peşinden koştuğu, kimsenin kimseye verecek -zaman da dahil- pek birşeyinin kalmadığı şu "kıtlık" yüzyılında bilen, çünkü işi bu olan, onun için de gerekli vasıflarla donanmış bir kişinin oturup insanları enine - boyuna ve ilgiyle dinlemesi, evvela anlamaya, anladığında ise bununla yetinmemesi, çözüm üretmeye de çalışması... Evet, bence işimizin en özel, asla gözden kaçırılmaması lazım gelen en mühim yanı burası.

Psikolog aslında kimdir demiştim. Devam edelim:

Psikolog; sabahtan akşama kadar oturduğu yerden kalkmadan, görüşme bitene dek midesindeki ağrılara aldırmadan ya da kafasındaki şahsi sorunlara kulak tıkamak durumunda olan, işinin doğası gereği randevulu çalıştığı için “sıkıldım, yoruldum, sen de haftaya gel...” deme şansı olmayan, mesaisinin her dakikasını israf etmeden “aktif” bir biçimde değerlendiren bir hizmet işçisidir.

Bir psikolog olsa da, her nekadar bu rolünün gerekleriyle bihakkın donanmış bulunsa da o aynı zamanda bir insandır. Önce herkes gibi insan, sonra üzerine psikologtur. O yüzden, mesleğini icra ederken üzülse de, kızsa da, utansa da, bişeyler çoktan dilinin ucuna gelse de bunları asla belli etmemeye çalışan, sımsıkı tutan, bir yandan sorunların çözümüyle savaşırken diğer yandan kendi içinde oluşan bu insani savaşımları vermeye çabalayan, hem içte hem de dışta olmak üzere çok farklı iki cephede birden çarpışan yaman, çetin bir savaşçıdır o.

“Eli işte gözü oynaşta” yahut “Dostlar alışverişte görsün” kabilinden değil, “Aktif bir şekilde dinleyen, bu arada beyninin kaydetme, hatırlama, çözüm üretme, mantıklı düşünme, tutarlı ve etkileyici cümleler kurma, her insanın farklı seviyelerine sık sık inip - çıkabilme” gibi her birisi "dağ" gibi meseleler olan işleri görürken hiçbir alet ya da edavat kullanmayan, evet, tek cihazı bir tutam etten meydana gelmiş beyni olan, bu beynin bütün işlevlerini aynı anda, tek başına, üstelik de çok etkin bir biçimde kullanmak zorunda kalan çıraksız ustadır o.

Devlet namına çalışan, millet için hizmet üreten pekçok kimse kamunun malzemesini kullanırken o kendi en özel materyalini (beynini) harcayan, onu tüketen, eğer artarsa kalanıyla da kendi gündelik yaşamını idame etmeye çalışan gözü pek, gönlü tok, cömert bir erdem insanıdır o.

Mesai bittiğinde savaştan çıkmışçasına yorgun, enerjisiz ve bitap düşmüş bir vaziyette kendisini bulduğu en yakın tatlıcıya atan, çoğu zaman da ( kısıtlı bütçesi gereği ) şu meşhur “halka tatlıyla” yetinmek durumunda kalan tipik halk insanıdır o.

İnsan dinleye dinleye “pasif” kalmaya alışan, ne kadar dirense de sonunda yenik düşen, gündelik hayatında bile artık hep dinlemeyi yeğler hale gelen, akşam bir dost meclisinde “...Biraz da sen konuş, konuşsana” dinleyenlere “Yo, dinliyorum ben, buyrun siz devam edin...” diyen, çaktırmamak için de ardından “zoraki” tebessüm etmek durumunda kalan, sürekli negatif anılarla doldurulan beyin testisini ancak bu ve benzeri fırsatlarda boşaltmaya çalışan bir emek işçisidir psikolog.

O, işini mesai dışına da taşımak durumunda bırakılan, sözgelimi misafirlikte, yolda, yolculukta, gündelik hayatın her yerinde karşılaştığı / tanıştığı kişilerin, “...Hazır psikolog bulmuşken sorayım, hocam, bizim çocuk var ya, son zamanlarda...” vb. cümleleriyle sık sık muhatap olan, dinlese ve cevap verse ne zaman dinleneceğini; dinlemese sosyal bir varlık olarak yaşayacağı içsel çatışmayı ve vicdanının en insanca sesini düşünen, velhasılı mesai dışında da mesai yapan, beynini şöyle adam gibi dinlenebileceği parka / garaja bir türlü çekemeyen, buna pek fırsatı olmayan kişidir.

O, insanların kendilerine dahi itiraf edemedikleri en özel sorunlarını bile kendileriyle çekinmeden paylaşabildikleri güven insanıdır. O, bir sırdaştır.

Bedeline bakmaksızın, hesap - kitap yapmaksızın bütün dertlerin en ucuz ortağıdır. O bir dert ortağıdır.

“Her insan ayrı bir kitaptır” derler. O her gün en az 8 - 10 kitap okuyan engin bir bilgi ve deneyim deryasıdır.

O bunların üstüne bir de zamanını, emeğini, çözümlerini de koyup insanlara cömertçe sunandır.

Velhasılı o, insanın, insanı “insan” yapan duygu, düşünce ve davranış yapılarının uzmanıdır.

Bizi insanın en “insanca” yanına, en özel yanına muhatap kılan, bununla da yetinmeyip sağladığı saygınlık, itibar, para vb. kazanımlar bakımdan hepimizi ömrümüzün sonuna dek sırtında taşıyacak olan meseleğimizin kadrini / kıymetini bilebilmemiz, yeri geldiğinde onun (bir manada kendimizin) onuruna, sınırlarına, hukukuna hiç çekinmeden sahip çıkabilmemiz, bunun için ise daha duyarlı, daha çok işbirliği içersinde olabilmemiz umuduyla...

Bütün meslektaşlarıma en içten, en derin saygılarımla...



Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Aslında Psikolog Kimdir" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     13 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Psikolog Kimdir? Psk.Tuğçe EYİKOÇAK
► Psikolog Kimdir? Psk.Gizem PEKCAN
► Psikolog Kimdir? Neler Beklemeliyim? Psk.Gülgün KURTAY
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Aslında Psikolog Kimdir' başlığıyla benzeşen toplam 20 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:11
Top