Psikologun Zayıflama Tedavisindeki Yeri
Diyet yapmak ya da sağlıklı beslenmenin temel prensipleri aslında çok da karmaşık değildir. Diyetisyenlerin verdiği diyetler uygulanabildikleri zaman kesinlikle işe yararlar. Ama uygulanabildikleri zaman. Kilo vermek için bir kliniğe başvuran birçok kişi profesyonel destek alarak, popüler diyetleri uygulayarak, kendi kendine aç kalmayı deneyerek hayatında en az bir kere diyet yapmıştır. Diyet süresince kilolar da verilmiştir. Peki, neden hala kilo vermek için uğraşılmaktadır. Çünkü verilen kilolar korunamamış ve kısa sürede tekrar geri alınmıştır. Buradaki en temel neden kilo vermeye, diyete bir süreç olarak bakılmasından kaynaklanır. Belli bir kiloyu vermek hedeftir ve hedef sonlandığı zaman eski alışkanlıklara geri dönülebilir. En büyük yanılgı da işte budur.
Diyet sözü Latince “Diyeta”dan gelir. Bu da “sağlıklı yaşam” demektir. Halbuki genelde anlaşılan anlamı işkencedir. Siz hiç diyete girdim diyen ve çok mutlu olan bir insan gördünüz mü? Gördüyseniz bile henüz diyete yeni başlamanın heyecanıyladır. Bununla birlikte “diyet bir bitsin gidip şöyle güzelce iskender yiyeceğim”, “20. kiloyu verdiğim gün bir tepsi baklava yaptıracağım” ya da “bıktım artık 6 öğün yemekten, diyetteyim demeye sinir oluyorum” gibi sözler sarf eden kişiler çoğunluktadır.
Gerçek anlamıyla sağlıklı yaşam olan diyete yaklaşım “elbet bir gün bitecek” gibi bir düşünceyle olunca hayatın bir parçası olamamaktadır. Bu nedenle diyet yapmanın yani sağlıklı ve düzenli beslenmenin en önemli adımı hayatımızı gözden geçirmeyi ve bazı alışkanlıklarımızı değiştirmeyi gerekli kılar. Beslenme uzmanlarıyla birlikte artık psikologların devreye girmesi de işte bu sebeplerden doğar. Beslenme alışkanlıklarının ve yerleşmiş düşüncelerin değişmesi ancak bu konuda uzman bir psikolog yardımıyla söz konusu olabilir. Genelde kilolar fiziksel nedenleri elimine edildiğinde duygusal, ruhsal veya cinsel anlamda yaşanan boşlukların görüntüleridir. Bu nedenle gerçekte altta yatan nedenleri keşfetmek, kişinin kendini tanıması, yemeğe neden olan faktörleri anlamak önemlidir. Sigara içen her kişinin sigaranın zararlı olduğunu bilmesi gibi, kilolu kişilerde her gün bir paket çikolata yendiğinde kilo alınabileceğini bilmektedirler. Ancak esas sorun yukarıda belirttiğimiz farklı dürtüler nedeniyle yendiğinde çikolataya dur diyememektir. Uzmanlar tarafından “az tüketilmesi gereken yiyecekler” kategorisinde olan ancak birçok kişiye göre “yasak, kaçamak” olarak düşünülen bu yiyeceklerden yenildiğinde yaşanan suçluluk duygusu da kişiyi bir kısır döngüye itmektedir. Yedikçe pişman olunur, pişmanlığı unutmak için yenir, yedikçe pişman olunur ve bu böyle sürer gider. Aslında böyle durumlarda yemek bir başa çıkma mekanizmasıdır. Ancak bu yiyecekler yenildiği anda rahatlatsa da daha sonrasındaki kilo alımıyla kişiye zarar vermektedir. Bu nedenle kişi bir başa çıkma yolu olarak yemek yeme yerine ne yapılabileceğini ve bu tür duygularla nasıl başa çıkabileceğini uzman bir psikolog eşliğinde keşfedebilir ve öğrenebilir.
Diyet süresince psikolog desteğine ihtiyaç duyulan başka önemli bir zaman ise plato dönemleridir. Bu dönemler genelde kilonun yüzde beş ila onu verildikten sonra görülen duraklama zamanlarıdır Beslenmeye ve harekete başlangıçtaki gibi dikkat edilse de kilo verememe durumu ile karşılaşılabilir. Bu da kişide “elimden gelen her şeyi yapıyorum ama gene de olmuyor, madem öyle ben de yerim” dürtüsünü beraberinde getirir ve bu nedenle de motivasyon oldukça düşer. İşte bu dönemde kişiler psikolog desteğiyle gösterdikleri çabanın boşuna olmadığına inanır ve tartıdaki sonuçtan etkilenmemeyi öğrenir.
Uzman Psikolog
Banu Akman Şahin
Diyet sözü Latince “Diyeta”dan gelir. Bu da “sağlıklı yaşam” demektir. Halbuki genelde anlaşılan anlamı işkencedir. Siz hiç diyete girdim diyen ve çok mutlu olan bir insan gördünüz mü? Gördüyseniz bile henüz diyete yeni başlamanın heyecanıyladır. Bununla birlikte “diyet bir bitsin gidip şöyle güzelce iskender yiyeceğim”, “20. kiloyu verdiğim gün bir tepsi baklava yaptıracağım” ya da “bıktım artık 6 öğün yemekten, diyetteyim demeye sinir oluyorum” gibi sözler sarf eden kişiler çoğunluktadır.
Gerçek anlamıyla sağlıklı yaşam olan diyete yaklaşım “elbet bir gün bitecek” gibi bir düşünceyle olunca hayatın bir parçası olamamaktadır. Bu nedenle diyet yapmanın yani sağlıklı ve düzenli beslenmenin en önemli adımı hayatımızı gözden geçirmeyi ve bazı alışkanlıklarımızı değiştirmeyi gerekli kılar. Beslenme uzmanlarıyla birlikte artık psikologların devreye girmesi de işte bu sebeplerden doğar. Beslenme alışkanlıklarının ve yerleşmiş düşüncelerin değişmesi ancak bu konuda uzman bir psikolog yardımıyla söz konusu olabilir. Genelde kilolar fiziksel nedenleri elimine edildiğinde duygusal, ruhsal veya cinsel anlamda yaşanan boşlukların görüntüleridir. Bu nedenle gerçekte altta yatan nedenleri keşfetmek, kişinin kendini tanıması, yemeğe neden olan faktörleri anlamak önemlidir. Sigara içen her kişinin sigaranın zararlı olduğunu bilmesi gibi, kilolu kişilerde her gün bir paket çikolata yendiğinde kilo alınabileceğini bilmektedirler. Ancak esas sorun yukarıda belirttiğimiz farklı dürtüler nedeniyle yendiğinde çikolataya dur diyememektir. Uzmanlar tarafından “az tüketilmesi gereken yiyecekler” kategorisinde olan ancak birçok kişiye göre “yasak, kaçamak” olarak düşünülen bu yiyeceklerden yenildiğinde yaşanan suçluluk duygusu da kişiyi bir kısır döngüye itmektedir. Yedikçe pişman olunur, pişmanlığı unutmak için yenir, yedikçe pişman olunur ve bu böyle sürer gider. Aslında böyle durumlarda yemek bir başa çıkma mekanizmasıdır. Ancak bu yiyecekler yenildiği anda rahatlatsa da daha sonrasındaki kilo alımıyla kişiye zarar vermektedir. Bu nedenle kişi bir başa çıkma yolu olarak yemek yeme yerine ne yapılabileceğini ve bu tür duygularla nasıl başa çıkabileceğini uzman bir psikolog eşliğinde keşfedebilir ve öğrenebilir.
Diyet süresince psikolog desteğine ihtiyaç duyulan başka önemli bir zaman ise plato dönemleridir. Bu dönemler genelde kilonun yüzde beş ila onu verildikten sonra görülen duraklama zamanlarıdır Beslenmeye ve harekete başlangıçtaki gibi dikkat edilse de kilo verememe durumu ile karşılaşılabilir. Bu da kişide “elimden gelen her şeyi yapıyorum ama gene de olmuyor, madem öyle ben de yerim” dürtüsünü beraberinde getirir ve bu nedenle de motivasyon oldukça düşer. İşte bu dönemde kişiler psikolog desteğiyle gösterdikleri çabanın boşuna olmadığına inanır ve tartıdaki sonuçtan etkilenmemeyi öğrenir.
Uzman Psikolog
Banu Akman Şahin
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Psikologun Zayıflama Tedavisindeki Yeri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Banu AKMAN ŞAHİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Banu AKMAN ŞAHİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.