2007'den Bugüne 92,259 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Karar Verme Stratejileri ve Ergenlerde Karar Verme
MAKALE #7864 © Yazan Dr.Psk.Ümit AKÇAKAYA | Yayın Aralık 2011 | 34,954 Okuyucu
1. Karar Verme Kavramı

Her birey yaşamı boyunca alternatifler arasında seçim yapma durumlarıyla karşı karşıya kalır. Seçim yapma durumunda kalmak beraberinde bir karar verme sürecini doğurur. Bireyin zekâ seviyesi, kişilik yapısı, aldığı eğitim, bulunduğu sosyal çevre ve alternatiflere yüklediği anlam karar verme sürecini etkileyen faktörledir. Bu faktörler her bireyde farklı olarak kendini gösterdiği için karar verme durumları da kişiden kişiye farklılık gösterir.

Literatürdeki karar vermeye yönelik tanımlardan bazılar şunlardır:

Budak (2000)’a göre karar verme olaylara ilişkin olasılık hesapları yaparak iki veya daha fazla seçenek arasından bir seçim yapma yetisi, süreci veya bu amaçla kullanılan yöntem olarak tanımlamıştır. Deniz (2002), Eldeleklioğlu (1996) ve Yeşilyaprak (1993)’a göre karar verme, bireyin karşısına bir problem olarak çıkmaktadır. Birey bu problemi çözmek için neler yapabileceğine karar vermek zorundadır. Kuzgun (1993) karar vermeyi; bir ihtiyacı gidereceği düşünülen objeye götürecek birden fazla yol olduğu zaman, yaşanan sıkıntıyı giderici bir yöneliş olarak tanımlamaktadır.

Yaşantı içerisinde birçok konuda aşılması gereken problemler, ulaşılması gereken sonuçlar söz konusudur. Bu zorunluluklar karar verme davranışıyla giderilebilir. Karar verme; yaş, dil, ırk ayrımı olmaksızın tüm bireylerin günlük ve geleceğe yönelik faaliyetleri için önemli bir konuma sahiptir. Farklı dallarda açıklamalar getirilen karar kavramı, sözlük anlamıyla, bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı; karar verme ise; karşılaşılan durum ya da sorunu sonuçlandırmak üzere yapılan eylemdir.

Duygular, akılcı düşüncenin tersine istemli olarak oluşmamaktadırlar. Kişinin bilinci dışında da var olabilmektedirler. Duygular evrimsel olarak daha eski beyinsel tepki mekanizmalarının ürünleridir. Bilinçli ve akılcı düşünce ise daha yeni evrimsel zincirimize katılmıştır. Duygusal mekanizmalarla ilgili olarak çok önemli işlevler üstlenen “limbik sistem”i oluşturan beyin yapıları 250 milyon yıl kadar önce, memelilerin ilk dönemlerinde ortaya çıkmıştır, yani daha ilkeldir. Karar vermek şöyle işler; birbirinden farklı davranış biçimleri sergileyen her canlı, en azında yaşamını sürdürmek için bilinçli ya da bilinçsiz, karşısına çıkan olasılıklar arasında seçim yapmak zorundadır. Yaşamın özü seçimdir. Canlıların karmaşıklığı arttıkça, yani evrimsel ölçeğin daha üst seviyelerine ulaştıkça, karar verme süreci de karmaşıklaşıp güçleşir. Bu tip beyne sahip gerçek insanlar, daha fazla sayıda ve daha gelişmiş davranış seçenekleriyle karşı karşıyadır. Asıl önemli olan nokta, evrimsel olarak daha yeni, öğrenen ve gelişmiş bir beynin, yalnızca o anın çevresel koşullarına tepki vermekle kalmayarak, gelecekte olası koşullar için de modelleri üretebilme becerisine sahip olmasıdır. Bu da kaçınılmaz olarak, seçimin daha fazla sayıda olasılık üzerinden yapmak zorunda kalması demektir.

2. Karar Verme Süreci

Mann (1989)’a göre kişinin birçok seçenek arasında birine yönelmesi bilişsel bir süreç olarak önümüze çıkmaktadır. Bu süreç seçenekler hakkında ayrıntılı bilgi edinilmesi, edinilen bilgileri sınıflama, önem sırasına koyma, her birinin istekleri karşılama olasılığı yönünden irdelenmesi gibi işlemleri gerektirmektedir. Problem çözme aşamasındaki yaratıcılığın arttırılması ile karar verme yeteneğinin de arttırılabileceği söylenmektedir.

Her hangi bir konuda karar vermek göründüğü kadar basit bir süreç değildir. Ne istediğini bilmeyi, kendini tanımayı, iç isteklerini, gereksinimlerini, zorunluluklarını bilmeyi, dış koşulları değerlendirmeyi ve sonuçları öngörebilmeyi gerektirir. Bu süreçlerden her hangi birisinde yaşanan bir aksama kararsız kalma sonucu yaratır.

Karar verme belirli bir başlangıç noktası olan ve buradan itibaren değişik iş, faaliyet veya düşüncelerin birbirini izlediği ve sonunda bir tercihin yapılması ile sonuçlanan bir işler topluluğu, bir süreçtir. Bu bağlamda karar verme süreci birden fazla seçenek bulunması durumunda, bunlar arasında seçim ve tercih yapmakla ilgili bedensel ve zihinsel çabaların toplamıdır şeklinde tanımlanmaktadır. Olay ve olayların boyutlarının artması durumunda karar verme karmaşık, zaman alıcı ve pahalı bir işlem olabilir. Karar verme, her yönetim seviyesinde çözümlenmesi zorunlu olan bir veya bir dizi sorunun çözümü konumunda olan farklı seçeneklerin tüm yönleriyle değerlendirilerek en uygun sonuca götürecek olanın belirlenmesidir.

Karar verme sürecinin aşamalarına ilişkin farklı açıklamalar yapılmıştır. Kuzgun (2003) tarafından belirtilen karar verme süreci aşamaları şunlardır:

- Problemin hissedilmesi,
- Problemin tanımlanması,
- Seçeneklerin oluşturulması,
- Seçenekler hakkında bilgi toplanması,
- Toplanan bilgilerin, istekleri karşılama olasılığı açısından değerlendirilmesi,
- Uygun seçeneğin belirlenmesi,
- Planın uygulamaya konması,
- Sonucun değerlendirilmesi.

Carney ve Wells ve Acıbozlar (2005)’ın yaptıkları çalışmada, gerçekçi bir mesleki karar verme sürecini birbirleriyle ilişkili halka olarak düşünmüş ve bu süreç ile ilgili yedi halka tanımlamışlardır. Bunların açıklaması kısaca şu şekildedir:

1. Farkında Olma: Artan rahatsızlık duygusu ve hissi, değişikliklerle karar vermeye hazır olma durumudur. Bu his, iç ya da dış baskıların her ikisine de neden olabilir.
2. Kendini Değerlendirme: Kariyerle ilişkili kararlar vermede dikkat etmek zorunda olunan, kendi kendini tanımanın önemli bir kriter olmasıdır. Bu kriter; ilgi, yetenekler, değerler, beceriler ve istekleri içerir.
3. Araştırma: Farkında olarak karar verme süreci, mutlaka doğru, geniş ve konuyla ilişkili bilgiyi gerektirir. Bu bilgiler; çalışma hayatına yönelik bilgi ve önceden söz konusu olan kendini anlamaya amaçlı bilgilerin her ikisi ile de ilişkilidir.
4. Bütünleştirme: Mesleki kriter (Örn; görevler, çevreler, ödüller, maliyet vb.) ve kişisel kriter (ilgi, değer, yetenek vb.) arasında uygunluğun değerlendirilmesi, ihtiyaç ve arzuların karşılanacağı mesleklerde çalışma fırsatlarını arttırmak için yardımcı olunması durumudur. Ne istenildiği ile ne elde edileceği arasında bazı kıyaslamalar yapılması gereklidir.
5. Sorumluluk: Pek çok konuda karar ve harekete geçme ihtiyacı vardır. Sorumluluk alma zamanı geldiğinde, bilinçli bir seçim için yeterli bilgi gereklidir ancak seçeneklerin tamamen güvenli ya da garantili olduğu bilgilere ulaşılamayabileceği de bilinmelidir.
6. Uygulama: Bir plana dayanmaksızın sorumluluk almak ve karar vermek başarıya götürmez. Plan; karar verme noktasında, ne, niçin, ne zaman ve nasıl sorularının cevaplarını içerir. İyi bir planlama, uygulama sırasında karşılaşılabilecek sürpriz ve zorlukları en aza indirmeli ve güven vermelidir. Fakat planların bütün ihtimalleri eksiksiz hesaba katması çok kolay değildir.
7. Yeniden Değerlendirme: Kararları yeniden değerlendirmek ve düzeltmeler yapmak için kişiye izin verilirse istenilen sonuçlara ulaşmak kolaylaşır. Bu verilen kararların mutlaka kötü olduğu anlamına gelmez ancak daha fazlasını öğrenmek ya da farklı kararlar gerekmesi durumunda uyum göstermek için gereklidir.

3. Karar Verme Kuram ve Modelleri

a) Klasik Karar Verme Kuramı

Kuralcı Teori olarak ta adlandırılan Klasik Karar Verme Kuramı mevcut alternatifleri tamamen objektif bir gözle değerlendirdikten sonra bir karara varmayı esas alır. Matematiksel bir analiz sonucu ortaya çıkan veriler kararı şekillendirir. En başta mantıksal çıkarımı esas alan filozoflar tarafından ortaya atılan bu kuram ekonomistler ve istatistikçiler tarafından geliştirilerek günümüzde karar verme aşamasında başvurulan bir yöntem olarak kullanılmaktadır.

Mitchel ve Krumboltz (1984)’a göre Klasik Karar Verme Kuramı, bireyin karar vermesi gereken durumlarda, matematiksel işlemlerle gerçekleşme olasılığı en yüksek olan seçime yönelmesidir. Bu kuramda iki temel özellik vardır. Bunlardan bir tanesi olasılık diğeri ise kullanışlılık ya da değerdir. Klasik karar verme kuramı, net karar verme durumlarında işleyebilmekte ve olayın objektif bir biçimde olasılığı ve değeri hesaplanabilmektedir. Ancak çoğu kişisel karar verme durumlarında, bireyler, objektif sayısal değerleri belirleyebilmek için yeterince bilgiye sahip olamamaktadırlar. Olasılıkta olduğu gibi kullanışlılık/değerde de genellikle öznel nicelikler söz konusu olabilmektedir (örneğin; gelecek garantisi). Hatta zaman ve para gibi kolayca sayısallaştırılabilen kavramlar bile bireyden bireye değişebilmektedir. Örneğin on milyon doları olan bir insan için yüz bin dolar kaybetmek ya da kazanmak çok önemli olmayabilir. Birtakım problemlere rağmen psikolojik danışmada klasik kuramın temel özelliklerinden faydalanılmaya çalışılmaktadır. Yan, olası bütün seçenekler taranmakta, kişinin bu seçenekler açısından değerleri ortaya çıkarılmakta, her seçeneğin olma olasılığı araştırılmakta ve muhtemel kazancı en büyük, kaybı en küçük olan seçenek seçilmektedir.

b) Gelatt’ın Karar Verme Modeli

Karar verirken kararsızlık yaratan mevcut durumu, seçenekler ve onların olası sonuçları hakkında bilgi sahibi olmanın önemini vurgulayan bir kuramdır. Fikir sahibi olmak için bilgi sahibi olmak gerektiğini düşünen bu kuram, bu yöntemle sonuçların daha öngörülebilir hale gelebileceğini iddia eder.

Kuzgun (2005)’e göre Gelatt, karar verme sorunu karşısında kalan bireyin öncelikle yordama ve değer sistemlerine ihtiyacı olduğu görüşündedir. Bu sistemlerle karar verme sürecini aşağıdaki şekilde modelleştirmektedir.

1) Yordayıcı Sistem: Seçenekler, eylemlerin getireceği sonuçlar (olanaklı olanlar), bu sonuçlara erişme olasılığı
2) Değer Sistemi: Mümkün olan sonuçların göreceli tercihi ve öznel değerlendirmesi
3) Karar Sistemi: Önceliklerin değerlendirilmesi.

Gelatt 1989’da karar verme süreciyle ilgili görüşlerini yeniden değerlendirerek, kuramına “olumlu belirsizlik” kavramını katmıştır. Kavramın karar verme süreciyle aynı anlamı içerdiğini belirtmektedir. Karar verme bilgi, işlem ve seçim olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Bilgi toplumunda gerçekler süratle değişmektedir. Bu nedenle, karar verebilmek için bireyin de bilgilerini sürekli olarak değiştirmesi ve yeniden düzenlemesi gerekmektedir. Birey, mantıklı bir karar verme yaklaşımı kullanarak karar verse bile, toplumdaki değişim nedeniyle, verdiği karar gelecekte geçerliliğini yitirebilmektedir. Bu nedenle bireyin karşılaştığı belirsizlik durumuna uyum sağlayarak karar vermesi gerekmektedir. Olumlu belirsizlik kavramının kullanımında, karar veren kişi gelecekten emin olmamalı; belirsizliği olumsuz bir durum olarak değil, var olan bir gerçek olarak kabul etmelidir.

c) Hilton’un Karar Modeli

Hilton, mevcut karar kuramlarının meslek kararını açıklamada yetersiz olduğunu çünkü kararın ne zaman verildiği, ne zaman sona erdirildiği, uygun seçenek bulunmadığı zaman bireyin ne yaptığı gibi sorulara cevap veremediği görüşünde olmuştur. Ona göre meslek kararı vermede güdüleyici faktör bilişsel tutarsızlığı azaltma çabasıdır. Bilişsel tutarlılığa erişme, bilişsel yapının yeniden dengeye kavuşmasıdır.

Hilton’a göre bilişsel tutarsızlığı arttıran faktörler:
  • Karar verilecek zamanın yakın olması,
  • Engelleyici çevresel faktörler,
  • Kariyer değişikliği yapma olasılığının yüksek olması,
  • Algılanan meslek seçenekleri sayısının fazla olması,
  • Yetenek yetersizliği,
  • Algılanan seçeneklerin benzer yanlarının fazla olması,
  • Seçenekler hakkında doğru bilgi edinme konusunda yüksek talep olması,
  • Tercihlerle ilgili özellikler,
  • Bireyin, kararı değiştirme ve değerlendirme konusunda yetersiz oluşu,
  • Karar vermenin ertelenmemesi yönünde yapılan toplumsal baskılar.
4. Karar Verme Stratejileri

Yapılan çalışmalarda karar verme aşamasında bireylerin farklı davranışlar sergiledikleri ve bu davranışların her birinin kişinin karar verme sürecini mümkün olduğu kadar kolaylaştırmaya yönelik stratejileri olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmalar sonucunda, kullanılan karar verme stratejilerinin farklı başlıklar altında toplama ve tanımlama ihtiyacı gündeme gelmiştir.

Dinklage tarafından ilk olarak isimlendirilen ve daha sonra birçok araştırmanın yapıldığı karar verme stratejileri şunlardır:

İçtepisel Karar Vericiler: Seçenekler üzerinde yeterince düşünülmeden, içten gelindiği gibi karar verilen stratejidir. Bu kişiler karar verirken duygularının doğruya götüreceğine inanır ve hoşlarına giden seçeneğe yönelirler.

Kaderci Karar Vericiler: Bu kişiler kararlarını çevresel olay veya koşullara ya da kaderlerine bırakırlar.

Boyun Eğici Karar Vericiler: Bu kişiler, kendi kararlarını verirken diğer kişilerin kendileri yerine karar vermelerini isterler. Diğer kişilerin planları ile hareket etme eğilimleri vardır.

Erteleyici Karar Vericiler: Bu kişiler, problemle ilgili yaklaşma biçimini ve düşüncelerini sürekli ertelerler.

Kararsız Karar Vericiler: Bu stratejide karar verenler, verdiği kararı değiştirmek istemekte ve hiçbir karardan memnun olmamaktadırlar.

Mantıklı Karar Vericiler: Bu kişiler, biliş ve duyguları arasında bazı dengelemeler ile akılcı bir yaklaşımı temel alırlar. Seçenekleri birbirleri ile karsılaştırabilmekte, ya birini diğerine tercih etmekte ya da her iki seçeneği eşit olarak değerlendirebilmektedirler. Mantıklı karar veren bireyler, akılcı ve sistematik bir mantıksal düzenleme becerisine sahiptirler. Kendilerine en fazla yarar getirecek olan seçeneği kabul etmekte ve risk almaktadırlar.

Donup Kalarak Karar Vericiler: Bu bireyler kararın sorumluluğunu kabul ederler, fakat karara yaklaşma güçleri çok fazla olmamakta ve karar vermekte zorlanmaktadırlar.

Gerçekten Kaçan Karar Vericiler: Bireylerin bir karardan kaçındığı ya da bir cevap vermede araştırmadan saptıkları stratejilerdir.

Riske Girmek İstemeyen Karar Vericiler: Bu stratejide karar veren bireyler, risk düzeyi en düşük olanların kavranması ile alternatifleri sürekli eleyerek hareket ederler.

Bağımsız Karar Vericiler: Bu bireyler karar verirken başka kişilerden etkilenmeden kendi kendilerine karar verirler.

Ersever (1996)’e göre karar verme durumunda, bireylerin farklı stratejiler kullandıkları belirlenmiştir. Karar verme stratejisi, bireyin, karar vermesi gereken bir durumla karşılaştığında, nasıl davranacağını belirlemesi işlemine denir. Bu stratejilerin birbiriyle birleşik olarak kullanılmasının mümkün olduğu belirtilmektedir. Karar verme durumunda kullanılan stratejiler daha önceden planlanarak uygulanabildiği gibi karar verme durumuyla yüzleşildiği anda da belirlenebilmektedir. Karar verme stratejileri, kullanımlarında harcanılan çaba ve etkililikleri açısından farklılıklar gösterebilmektedir. Karar verme durumunda kullanılan dört temel strateji bulunmaktadır.

Bunlar:

1. Bağımsız Karar Verme Stratejisi: İsteklerin doğrultusunda, kendi başına karar vermedir.
2. Mantıklı Karar Verme Stratejisi: Karar verme durumunda, bireyin, akılcı ve rasyonel düşünerek, olası seçenekler hakkında bilgi toplaması, her seçeneğin avantajlarım ve dezavantajlarım dikkate alması ve yaptığı değerlendirmelerin sonucunda kendisine en uygun seçeneğe yönelmesidir.

3. İçtepisel Karar Verme Stratejisi: Karar verme durumunda bireyin, olası seçenekler üzerinde yeterince düşünmeden, ani, tepkisel ve aceleci davranarak, karar verme sorununu ortadan kaldıracak bir seçeneğe yönelmesi durumuna denir.

4. Kararsızlık: Kararsız olma durumu, tereddüt; düzensizlik, istikrarsızlık.

Scott ve Bruce (1995) davranışla ilgili terminolojinin tanımlamaları, deneye dayalı araştırmalar ve ilk teorik açıklamalara dayanarak dört karar verme stili tanımlanmıştır:

1.Rasyonel karar verme stili: Alternatiflerin mantıklı değerlendirildiği ve araştırıldığı;

2.Sezgisel karar verme stili: Önsezi ve duygulara güvenin yaşandığı;

3.Bağımlı karar verme stili: Başkalarının öneri ve yönergelerinin değerlendirildiği;

4.Kaçınma karar verme stili: Karar vermeden kaçınma eğiliminin yaşandığı yaklaşımlardır.

Farklı değerlendirmeler ve açıklamalar getirilmiş olmasına rağmen, herkesin kabul ettiği ortak nokta; her bireyin karar verme durumunda mutlaka belli bir strateji kullanıyor olduğudur. Bu stratejilerin bilinmesi, bireylere yönelik yapılabilecek danışma ve yönlendirme hizmetlerinde yarar sağlayacaktır.

5. Ergenlerde Karar Verme

Ergenlik dönemi karar verme açısından oldukça önemli bir dönemdir. Bundan dolayı ergenin karar verme becerileri birçok araştırmacı tarafından incelenmiştir. Ergen bu dönemde kimlik oluşturma, amaç edinebilme, arkadaş seçimi, grup seçimi, okul seçimi ve meslek seçimi gibi konularda önemli kararlar verme durumuyla karşı karşıya kalır. Ergenin bu önemli konularda aldığı kararlar gelecek yaşantılarını etkiler niteliktedirler. Dolayısıyla karar verme durumlarıyla çok sık karşılaşılan bu dönemde, ergenin alternatifler arasında seçim yapabilme, olayları çok yönlü analiz edebilme ve sonuçları değerlendirebilme becerilerinin olması ergen için oldukça büyük bir avantajdır.

Brown ve Mann (1991)’a göre karar verme, her yaş için önemli bir süreç olsa da bir geçiş dönemi olan ergenlikte, ergenin baş etmek zorunda olduğu, özellikle bağımsızlık - bağımlılıkla ilgili konular nedeniyle karar verme yaşamsal bir öneme sahip olmaktadır. İyi bir karar verici olmaları için ergenlerin karar verme tecrübeleri yaşamalarına fırsat verilmelidir. Aile, ergenin karar vermeye nasıl katılacağı ve kendi karar verme becerilerinde ne kadar ihtiyatlı ve güvenli olacağını belirlemektedir. Eğer ergenin aile kararlarına katılımı sağlanırsa karar verme yeterliliği ve verdiği kararlara güveninin gelişmesi sağlanacaktır.

Ergenin karar verme becerisinin gelişmiş olup olmadığı yetiştirme tarzı ve anne-baba tutumlarıyla da yakından ilgilidir. Çocuğun kendi başına kararlar alıp uygulaması konusunda ona destek olmayan, çocuğa alternatifler sunup onların arasından seçimlerde bulunmasına olanak sağlamayan ve karar verme konusunda ona olumsuz model olan ailelerin çocukları ergenlik çağına geldiklerinde de karar vermede zorluk, bağımsız karar alamama ve alınan kararlarda tutarsızlık gibi sorunlar yaşamaları kuvvetle muhtemeldir.

Ergenlerin korunmaya ve karar verme gibi bilişsel süreçlerde kontrol altında tutulmaya ihtiyacı olduklarına inanılır. Özellikle hayatları hakkında önemli kararlar vermek için yeterince desteklenmezler. Karar vermek için sorumluluk verildiği, özgürlük tanıyıcı durumlarda ergenler, az bir destek ve yardımla bu duruma önceden hazırlanabilirler. Karar vermeyle ilgili becerilerin ergenlikte öğretilebileceği ve karar verme davranışı kazandırılabildiği düşünülmektedir. Bunun için ailenin yanı sıra okula da iş düşmektedir. Zira etkili kararlar verememe alışkanlığı sebebiyle birçok ergen geleceklerini etkileyebilecek hatalı kararlar verebilmektedir.

Schavanveldt ve Adams (1983)’ a göre ergenlikte, tam olgunluk öncesinde, hızlı fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal değişimden kaynaklanan hayatın yön değiştirici evrelerindeki dönem noktasıdır. Bu bir gelişim evresidir fakat karar verme ve problem çözme becerileri gibi süreçlerin sınırlı deneyimlendiği bir zaman dilimidir. Çocukluk boyunca onlar adına hemen hemen tüm kararlar yetişkinler tarafından verilmiştir. Geçmiş zamanlarda ve kısmen günümüzde hayatın ikinci on yılında henüz hazır olmadıklarını veya bu gibi sorumlulukları taşıyamayacak kadar deneyimsiz olduklarına inanmaktadırlar.

6. Karar Vermeyle İlgili Yapılan Çalışmalar

Bireyin kullandığı karar verme stratejileri yaşamında birçok alanda oldukça önemli etkiler bıraktığı gibi kalıtsal, çevresel ve kişilik yapısına bağlı birçok faktörle de ilişkilendirilmektedir. Dolayısıyla bireylerin karar verme stratejileri gerek yurt içinde gerekse yurt dışında çeşitli değişkenlere bağlı olarak araştırmalara konu edilmiştir. Çalışmanın bu bölümünde, buraya kadar ortaya konulmaya çalışan teorik yaklaşımları desteklemek amacıyla karar vermeyle ilgili ergenlerle yapılan bazı çalışmalar üzerinde durulacaktır.

Dinklage, Jepsen Haren ve Kuzgun’un çalışmalarında, karar verme stratejileri arasında mantıklı karar verme stratejisi etkili bir karar için en uygun ve istenilen, kararsızlık ise en istenmeyen strateji olarak belirtilmektedir. Araştırmacılar çalışmaları sırasında bazı bireylerin diğerlerinden daha nitelikli kararlar verdiklerini ve daha az karar verme güçlükleri ile karşılaştıklarını, bazı bireylerin ise verdikleri karardan hoşnut olmayarak, kararı değiştirme, karara bağlanamama gibi güçlükler yaşadıklarını gözlemlemişlerdir.

Mann, Radford, Burnett ve diğ. (1998) tarafından, karar verme stilleri ve güven konusunda kültürler arası farklılıklar incelenmiştir. Araştırmaya Amerika’dan 475, Avustralya’dan 262, Yeni Zelanda’dan 260, Japonya’dan 359, Hong Kong’tan 281 ve Tayvan’dan 414 üniversite öğrencisi katılmıştır. Katılımcılar bireyselci batı kültürü (Amerika, Yeni Zelanda ve Avustralya) ve kolektif yönelimli doğu kültürü (Japonya, Hong Kong ve Tayvan) olmak üzere iki grup altında toplanmıştır. Yapılan analizler sonucunda, bilinçli karar verme stilinde kültürler arası bir farklılık olmadığı görülmüştür. Batı kültüründeki öğrenciler ile karşılaştırıldıklarında, Asyalı öğrencilerin sorumluluktan kaçınan ve karar vermekten kaçınan stilini daha çok kullanma eğiliminde oldukları; Japon öğrencilerin kararsal benlik saygı düzeylerinin düşük, kararı erteleme ve aşırı dikkatlilik boyutlarında yüksek puan aldıkları görülmüştür. Erkek öğrencilerin karar verme yeteneği kızlardan; kız öğrencilerin de, sorumluluğu başkasına yükleme ve aşırı dikkatlilik puanları erkeklerden yüksek bulunmuştur. Genel olarak değerlendirildiğinde, Batı kültüründeki öğrencilerin karar verme ile ilgili benlik saygı düzeylerinin Doğu kültüründeki öğrencilerden daha yüksek olduğu ve verdikleri kararlara daha çok güvendikler, buna karşın Doğu kültüründeki öğrencilerin aşırı dikkatlilik boyutundaki puanlarının batı kültüründeki öğrencilerden daha yüksek olduğu saptanmıştır.

Demirbaş (1992) tarafından, suçlu ve suçlu olmayan ergenlerin karar verme davranışları karşılaştırılmıştır. 65 suçlu ve 65 suçlu olmayan ergen üzerinde yapılan çalışmada; suçlu olmayan gruptaki kişilerin suçlu grubuna göre daha içtepisel davrandıkları, ayrıca her iki grubun en çok kullandıkları karar stratejisinin mantıklı karar verme stratejisi, en az kullandıklarının ise bağımlı karar verme stratejisi olduğu görülmüştür. Değişik yaş grupları açısından, 14-15 yaş grubunun kararsızlık stratejisini diğer yaş gruplarına göre daha fazla kullandığı bulunmuştur. Karar stratejilerini kullanmada, suç türleri arasında bir farklılık olmadığı dikkat çekmiştir.

Bilgin (1995) tarafından, grup rehberliği ve grupla psikolojik danışmanın, lise öğrencilerinin anne-babalarından bağımsız meslek kararı verme davranışına etkisinin incelendiği deneysel bir araştırma yapılmıştır. Araştırma sonucunda; grup rehberliği ve grupla psikolojik danışma yardımı alanların “Meslek Kararında Bağımsızlık Ölçeği” son-test puan ortalamalarının ön-test puanlarından anlamlı derecede yüksek olduğu; rehberlik yardımı alan grupla ve psikolojik danışma yardımı alan grubun son-test ortalamaları arasında anlamlı farklılık olmadığı gözlenmiştir.

Dülger (2009) tarafından yapılan araştırmada ergenlerde algılanan sosyal destek ile karar verme davranışları arasındaki ilişki incelenmiştir. Pendik bölgesindeki farklı ilköğretim okulunda 401 sekizinci sınıf öğrencisine uygulanan araştırma sonuçlarına göre ergenlerin algıladıkları sosyal destek ile karar verme davranışlarının alt boyutları arasında anlamlı bir ilişki olduğunu ortaya çıkmıştır. Aileden algılanan sosyal destekle, karar vermenin özsaygı ve ihtiyatlı seçicilik alt boyutları arasında pozitif, panik alt boyutu arasında negatif yönde anlamlı ilişki görülmüştür. Arkadaşlardan algılanan sosyal destek alt boyutu ile karar vermenin ihtiyatlı seçicilik boyutu arasında pozitif; sorumluluktan kaçma boyutu arasında negatif yönde anlamlı ilişki görülmüştür. Yine öğretmenlerden algılanan sosyal destek ile karar vermede ihtiyatlı seçicilik arasında pozitif; sorumluluktan kaçma arasında negatif yönde anlamlı ilişki saptanmıştır.

Özel (2009) tarafından ergenlerin denetim odakları ve algıladıkları ebeveyn çocuk yetiştirme tutumu ile karar verme davranışları arasındaki ilişki araştırılmıştır. Kocaeli ili, Darıca ilçesindeki farklı liselerde 1455 lise öğrencisi üzerinden yapılan çalışmada; demokratik anne tutumu puanı yükseldikçe karar vermede öz saygı anlamlı şekilde düşmekte; umursamazlık, panik ve sorumluluktan kaçma alt boyutu puanları da anlamlı şekilde yükselmekte; koruyucu-istekçi anne tutumu puanı yükseldikçe ihtiyatlı seçicilik, umursamazlık, panik ve sorumluluktan kaçma alt boyutu puanları da anlamlı şekilde yükselmekte; otoriter anne tutumu puanı yükseldikçe karar vermede öz saygı ve ihtiyatlı seçicilik puanları anlamlı şekilde yükselmekte; umursamazlık, panik ve sorumluluktan kaçma alt boyutu puanları da anlamlı şekilde düşmekte olduğu görülmüştür.

Ümit AKÇAKAYA
Uzm. Psk. Dan. & Psikoterapsit


Faydalanılan Kaynaklar:

Alver, B. (2004) Güzel Sanatlar Eğitimi Alan Öğrencilerin Empatik Beceri ve Karar Verme Stratejilerinin Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi. Yayınlanmamış Araştırma Projesi, Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesi.

Bağlıkol, Y. (2010) İlköğretim 8. Sınıf Öğrencilerinin Kendine Saygı ile Karar Verme Stratejileri Arasındaki İlişki. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Çolakkadıoğlu, O. (2003) Ergenlerde Karar Verme Ölçeği’nin (Adolescent Decision Making Questionnaire) Uyarlama Çalışması. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Dülger, Ö. (2009) Ergenlerde Algılanan Sosyal Destek ile Karar Verme Davranışları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü.

Eldeleklioğlu, J. (1996) Karar Stratejileri ve Ana Baba Tutumları Arasındaki İlişki. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Ersever, H. Ö. (1996) Karar Verme Becerileri Kazandırma Programının Ve Etkileşim Grubu Deneyiminin Üniversite Öğrencilerinin Karar Verme Stilleri Üzerindeki Etkileri. Yayınlanmamış Doktora Tezi,Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Köksal, A. (2003) Ergenlerde Duygusal Zeka ile Karar Verme Stratejileri Arasındaki İlişki. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Kuzgun, Y. ve Bacanlı, F. (2005), PDR’de Kullanılan Ölçekler, 1. Baskı, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara.

Özel, M. 2009, Ergenlerin Denetim Odaklarına ve algıladıkları Ebeveyn Çocuk Yetiştirme Tutumuna Göre Karar Verme Biçimlerinin İncelenmesi: Darıca İlçesi Örneği. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Özmen, E. (2009). Karar Verme. Genç Gelişim Dergisi, S 34, s 22.

Şeyhun, H. (2000) Karar Verme Becerileri Eğitim Programının İlköğretim Son Sınıf
Öğrencilerinin Karar Verme Becerilerine Etkisi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Yüksel, B. (2010), Kendini Bilmek Yolculuğu ve Ezoterik Bakış (1. Baskı). İstanbul: Arkadaş Yayınları.




Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Karar Verme Stratejileri ve Ergenlerde Karar Verme" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Psk.Ümit AKÇAKAYA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Psk.Ümit AKÇAKAYA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ümit AKÇAKAYA Fotoğraf
Dr.Psk.Ümit AKÇAKAYA
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Doktor Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi140 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Psk.Ümit AKÇAKAYA'nın Yazıları
► Karar Verme Becerisi 2 Psk.Dnş.Ertuğrul AKBAŞ
► Karar Verme Becerisi Psk.Dnş.Ertuğrul AKBAŞ
► Doğru Karar Vermek Psk.Şule ÜZÜMCÜ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Karar Verme Stratejileri ve Ergenlerde Karar Verme' başlığıyla benzeşen toplam 38 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Erich Fromm ve 'olmak' Mayıs 2020
karar verme stresi, kararsızlık, karar alma, önemli karar alma, kararsızlık yaşama, karar verememe, karar verme stratejisi, ergenlerde karar verme, karar, karar verme kavramı, seçim yapma, karar verme süreci, psikolojide karar, klasik karar verme kuramı, karar verme kuramları, karar verme kuramı, karar verme modeli, karar verme modelleri, gelatt, karar sistemi, değer sistemi, karar verme stratejileri, içtepisel karar vericiler, kaderci karar vericiler, erteleyici karar vericiler, kararsız karar vericiler, mantıklı karar vericiler, riskli karar, riskli karar alma, bağımsız karar verme stratejisi, mantıklı karar verme stratejisi, içtepisel karar verme stratejisi, rasyonel karar verme stili, sezgisel karar verme stili, bağımlı karar verme stili, kaçınma karar verme stili
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:36
Top