Bağımlılık aşina olduğumuz, artık çevremizde sık sık gördüğümüz bir durum haline geldi (maalesef). Sigara, alkol, uyuşturucu madde, yeme-içme, internet/teknoloji.. Bağımlılığın iyi bir şey olmadığı herkes tarafından kabul görmüş bir gerçektir günümüzde. Her bağımlılık kendine zarar vermekle başlıyor, ancak alkol ve uyuşturucu bağımlılığı etrafına en büyük zararı vererek devam eden türlerdir.
Bağımlılık; olumsuz sonuçlara rağmen öncelik haline gelen ve diğer önceliklerin önüne geçen herhangi bir davranış. (Patrick Carnes)
Alkolizm; kontrolsüz içki içme davranışı, sık sık içki içmeyi düşünme (zihnin sıklıkla bununla meşgul olması), olumsuz sonuçlara rağmen alkol kullanımına devam etme, düşüncede bozulma ve inkar. (ASAM: NCADD.)
Bağımlılıkların temelinde genetik faktörler önemli olduğu kadar travmatik süreçlerin de büyük önemi vardır. Yaşanılan travmatik bir durumlar bizi alkol, sigara, madde gibi bağımlısı olma ihtimalimizin yoğun olduğu nesneleri kullanmaya itebilir. Ego gücümüz ne kadar düşükse olumlu baş etme mekanizmalarını kullanma durumlarımız da o kadar yetersizdir. Ve her olumlu kullanamadığımız baş etme süreci bizi negatif davranışlara itebilir.
Peki DeTUR nasıl bir protokoldür? Bağımlılık davranışını nasıl ortadan kaldırır?
DeTUR Protokolü başlangıç olarak kişinin ego gücünü yükseltmeyi, yoksunluk durumlarında farklı çözüm yolları üretmeyi sağlar. Daha sonra maddeye iten nedenler ve bunların altında yer alan negatif düşünceler ele alınarak bu süreçler yeniden, sağlıklı bir şekilde işlenir.
Ve sonuç; olumsuz durumlarla baş etme yöntemlerini değiştirmiş, ego gücü yükselmiş bir birey çıkıyor karşımıza.
Not: yukarıda bahsedilen süreç sancılı ve zorlu bir süreçtir ancak sabırla çıkılan yola devam edildiğinde olumlu sonuçlar mutlaka alınacaktır.