2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Uyuşturucu ve Madde Bağımlı Çocukların Eğitimleri ve Topluma Kazandırılmaları Projesi
YAZI #59 © Yazan Psk.Halil TÜRKMEN | Yayın Ağustos 2008
Uyuşturucu, uçucu madde (Tiner, bali vb.) bağımlısı çocuklar, sokakta yaşayan, sokakta çalışan çocuklar yada korunmaya muhtaç çocuklarımız vb. sokakta çalışmaya veya yaşamaya itilen tüm çocuklarımızı genel olarak sınıflandırırken; Sokak Çocukları gibi çirkin bir tanımlamanın yerine “ Sokakta Yaşayan Çocuklar” tanımını kullanmayı daha etik bulmaktayım. Bu çocuklarımızın öncelikle sokağa itilmesine, sokakta yaşar hale gelmesini engellemeliyiz ve süreç içinde sokakta yaşayan bu çocukların eğitimi, rehabilitasyonu ve topluma kazandırılmaları için Gaziantep İlinde neler yapabiliriz ? Metropol İllerimizde ve ülkemizde neler yapabiliriz ?

Yukarda belirtilen çocuklarımızı sınıflandırdığımızda; dağılmış-parçalanmış, kimsesiz-ilgi siz, reddedilmiş, sokağa itilmiş-atılmış ve dı8şlanmış,hor görülmüş, dayağa, istismara uğramış, istenmeyen vb. nedenlerle sokakta yaşamaya zorlanmış, mahkum edilmiş; tüm bu çocukların genel bir sınıflandırmasını yaptığımız da; hepsine Korunmaya Muhtaç-Sokakta Yaşayan Çocuklar diyebiliriz.

Bu çocuklar, ilgisiz ve sevgisiz bırakılmış, reddedilmiş, sokağa atılmış, istenmeyen bir çocuk olabilir, çeşitli nedenlerle aileleri tarafından sokağa itilmiş yada evden kaçmış, evden kaçmak, uzaklaşmak zorunda kalmış olabilirler. Anne-babanın ikisinden birinin olmaması ya da üvey olması, anne-babanın ayrı evlilikler yapmış olması yada yurt dışında olması nedeni ile çocuklarını aile bireylerinden birilerine bakmak için teslim etmiş olmaları, (Dağılmış - parçalanmış Aileler) vb. nedenlerle sokakta yaşamak zorunda olan bu çocuklar sokakta yaşamak zorunda bırakılmış olabilirler .

Bu çocukların tümünü çeşitli yönleri ile ele aldığımızda; bu çocuklarımızın toplumda, dış tehlikelerin etkisinden korunmak, kan bağı olan kişiler arasında gördüğü kötü muamelelere dışarıdaki insanların olumsuz davranışlarını da eklendiğinde; bu çocukların bırakın insanlara zarar verici davranışlarda bulunmasını, insanlara güvenmesini nasıl bekleyebiliriz ? Başta aile fertlerine, daha sonra tüm insanlara karşı güvenini yitirmiş ve kendi günlük yaşamını sürdürmekten başka hiçbir düşüncesi olmayan bu çocukların, süreç içinde kendisine sürekli kötülük yapan bu insanlardan öc alma duygularını pekiştirerek, onlara fırsat bulduğunda zarar verme tepkilerini nasıl önleyebilirsiniz ? Her şeyden de önemlisi toplum içinde zararlı bireyler olarak yetiştirilmelerini önlemek ve yararlı bireyler olarak topluma kazandırılmalarını sağlayabiliriz ? Başlangıçta çözümlenmesi gereken temel sorunlar budur.Bu amaçla öncelikle ailelerin eğitimi bu çocukların sayısının artmaması için alınacak en temel önlemlerden biridir. Daha sonra Sokakta Yaşayan bu çocukların eğitimi önem kazanmakta ve gerekmektedir.

Ayrıca çeşitli nedenlerle sokağa itilen ya da sokakta yaşamak zorunda bırakılan bu çocukların, aileleri ne kadar da olumsuz bir yapıya sahip olurlarsa olsunlar, bir çok aile çocuklarının dışarıda baş başa kaldığı tehlikelerden habersizdirler. Özellikle, köylerden ve kırsal yörelerimizden ekonomik nedenlerle, kentlere göç etmek zorunda kalan aileler; uyum sorunları yaşamakta, aile yapısında oluşan değişimler, ekonomik ve sosyal koşullar nedeni ile ailelerinin günlük yaşamın gerektirdiği temel ihtiyaçlarını karşılamakta yaşadıkları güçlükler nedeni ile başlangıçta istemeden, çocukların para kazanarak aile bütçesine katkı sağlamasını istemektedirler. Başlangıçta aileler bu kolaycı yolu seçerken, hiçbir art niyetleri yokken; süreç içinde çocuğun aile bütçesine katkısı, eşinin temizlik işlerine bakması yada farklı yolları denemesi, aile bireylerinin özellikle babaların,çalışma alışkanlığını bırakması yada çocuğun katkısına sürekli bir ihtiyaç duyulması gibi bir rahatlığı ve bunun sonucu çalışmama alışkanlığı ortaya çıkarmaktadır. Tüm bu ve benzeri nedenlerle, bazı aileler okul çağına gelmiş çocuklarını bazısı hem okula gönderip, hem belirli sürelerde çalıştırırken, bazıları da okula bile göndermeyerek, onları sömürü aracı olarak kullanmaya başlamışlardır.

Bu çocukların arasında çeşitli kötü muamele, istismar, fiziksel ceza, taciz vb. nedenlerle evini terk ederek, sokakta yaşayan çocuklar ise ya çocuk çetelerine yada sahipsiz olduğunu bilen kişilerce 'Çeşitli Çetelerin' ağına düşmekte ve dönüşü olmayan bir girdaba sürüklenmektedirler. Toplum için tehlike arz eden en büyük yaramız ve acilen ele alınması gereken 'Sokakta Yaşayan Çocuklar' aslında bu çocuklarımızdır. ( Kapkaç, hırsızlık, gasp, tiner-bali, uçucu vb. madde bağımlıları, dilenci, fuhuş ( Erkek ve kız çocukları) vb. bir çok toplumsal sorunlar; hep bu tür çocuklarımızdan kaynaklanmaktadır.

Bu yönleri ile ele aldığımızda, tüm bu çocuklarımızın sokaklardan kurtarılarak,onlara sahip çıkılması ve eğitimleri kadar, ailelerinin de eğitimi ön plana gelmektedir. İtilmiş, reddedilmiş çocukların, aileleri çocuklarının sokakta ne gibi tehlikelerle baş başa olduklarını belki önemsemeyebilirler yada farkında bile olmayabilirler. Ancak, aile bütçesine gelir getirmek amacı ile çocuğunu sokakta çalışmaya iten ailelerin geneli kesinlikle çocuklarının ne kadar büyük tehlikelerle baş başa olduklarını bilmemekte, hatta farkında bile değillerdirler. İşte bu ailelerin öncelikli olarak eğitilecek hedef kitle olarak ele alınarak; uzun vadede bu durumdaki ailelerin çocuklarının ve kimsesiz yada sokakta yaşamak zorunda kalan diğer çocuklarımıza sahip çıkılarak kendini devlet yada özel teşebbüsün sahip çıkarak, koruyacağı şefkatli bir ele acilen ihtiyacı bulunmaktadır. Daha sonra bu çocuklarımızın eğitimleri, psikolojik yardım ve rehabilitasyonları planlanabilir.

Uzun vadeli planlamada, çeşitli bakanlıkların görevleri ve işlevleri ile ilişkili Valiliklerin koordinatörlüğünde gerekli önlemler alınabilir. Sokakta Yaşayan ve kendi ülkemizin bu çocuklarına “Bizim Çocuklarımıza”, sahip çıkılarak, sokağa itilmesini önleyici her türlü tedbir alınmalıdır. Bu yolla mevcut çocuklarımızın sayısının artması önlenmelidir. Valilikler ve Belediyelerce, bu durumda alan aileler tespit edilerek, ailelere her türlü yardım ( Aile fertlerine iş bulma, aile fertleri çalışamaz durumda ise sosyal güvenlik kapsamına almak, süreç içinde bu tür ailelerin çocuklarının mesleki teknik eğitime ya da ilin koşullarına uygun işe ve hayata yönlendirici Programlar yönlendirilerek; okurken, aile bütçesine işletmelerde uygulamalı eğitim yolu ile ek gelir getirmesi vb. çeşitli önlemler alınabilir.) Sokağa itilmiş yada sokakta yaşamak zorunda bırakılmış bu çocukların eğitiminin en önemli boyutunu madde bağımlıları ve suça itilmiş yada suçlu çocukların eğitimi oluşturmaktadır. Bu çocukların eğitilerek, topluma kazandırılmaları psikolojik tedavi, rehabilitasyon ve meslek kazandırma kursları vb. uzun bir eğitim sürecini kapsar. Ancak eğitim sonunda bile bu çocuklarımızın süreç içinde eğitim görmekten çok sokağa dönmesini önleyici çözümler mutlaka üretilmelidir. Bu yönü ön plana alındığında bugünkü eğitim sisteminin çarpık yapısı, illerdeki birimler arasındaki işbirliği ve koordinasyon yetersizliği, devletçe verilen önemin ve bütçeden bu alanlara ayrılan payın çok yetersiz oluşu, bu ve benzeri sorunları çözmeyi düşünen kurum ve kuruluşların işlevini güçleştirmektedir. Bu nedenlerle yapılan çalışmalar çok yetersiz kalmaktadır.Bizim gibi ülkelerde Devletin Güçlü eli önce uzanmalı, sonra illerdeki yerel yönetimler, gönüllü kurum ve kuruluşlar ve işletmeler bu konuda teşvik edilerek, süreç içinde devletin yükünü azaltabilirler.

Öncelikli sorunlar Devlet Kurum ve Kuruluşlarının önderliğinde, Yerel Yönetimler, Sanayi ve Ticaret Odaları, Diğer Birlikler, Sivil Toplum Örgütleri, Gönüllü Kurum ve Kuruluşlar ve Üniversiteler hep birlikte bu sorunu ele alarak, kısa,orta ve uzun vadeli çözümler üretilmelidir.

İş eğitim boyutuna gelince ?

Benim, 2000 yılında tamamladığım ve 2003 Temmuz ayında Web Sitesinin www. gelecegin. egitimi.com. adresinde yayınlanan; “Çağdaş,Yönlendirici ve Bireysel Eğitim Sistemi” adlı kitabımda ki eğitim yapısına acilen geçilmelidir. Bu kitapta eğitimimiz ile ilgili, çözümler, düzenlemeler ve çağdaş projeler önerilerek; eğitimin ilin koşullarına uygun bireyleri yetiştirmesi gerektiği, bu amaçla bakanlığın görevlerinin bir bölümünün taşraya ve yerel yönetimlere (Belediyeler) devri önerilmiştir.

Bu günkü eğitim sistemimiz program merkezlidir. Yani hazırlanan programlara uygun Tanrının yarattığı o yüce varlık insan yetiştirilmeye çalışılmaktadır.Oysa çağımızda programlar insanlar için var olmalıdır. Eğitim sistemi ilköğretim sonunda yönlendirici bir yapıdan yoksun olduğu için mesleki ve mesleki teknik eğitime ve işe hayata hazırlayıcı programlara fazla ağırlık verilmediği için herkesi liseye, oradan üniversiteye yönlendirici bir yapının olması nedeniyle; Üniversite programlarının kontenjanları az ve yetersiz olması nedeniyle seçme sınavları ile düzenlenmiş eleyici bir yapısı bulunmaktadır.

Bu yapı, her öğrencinin Allah yapısı olan doğuştan getirdiği bireysel farklılıklarını dikkate almamaktadır. Bireysel farklılıkları yani her öğrencinin güçlü yada zayıf yönlerini ele almayan bu yapı; okullarda verilen programları öğrencilerin öğrenmesi için yeri geldiği zaman öğrencinin yeteneği olmamasına rağmen öğrenmeye zorlanması ; hem öğrencinin başarısız olmasını hem de bir çok psikolojik kökenli sorunlar yaşamasına neden olmaktadır. Bu gün gelişmekte olan ülkeler, Avrupa Birliği ülkeleri, başta Almanya bu sorununu çözmüştür.

Eğitim sorunu ülkemizde ve ilimizde nasıl çözülür ?

Kitabımda belirttiğim gibi bir çok sorun bulunmaktadır.Ancak en önemlilerini ele almak istiyorum. Eğitim sistemi öğrencilerin bireysel ayrıcalıklarını dikkate almalı öğrenci merkezli olmalıdır. Öğrenciler hazırlanan programlar göre değil ülkemizin, ilimizin koşulları ve öğrencilerin koşullarına uygun programlar hazırlanmalıdır. İlimiz Eğitim Şurası üyesi olarak il ve bölge toplantılarında sekiz yıllık kesintisiz eğitim konusu gündeme geldiğinde, mutlaka sekiz veya dokuz adı ne olursa olsun ilköğretim sonunda yada ilköğretim-lise arasında hazırlık sınıflarında yönlendirme getirilmesi gerektiğini savundum.. Ancak yönlendirmesiz sekiz yıllık eğitime başlatıldı. Bu nedenle aynı sorunlar yaşanmaktadır ve yaşanacaktır.

Ülkemizde ülkemizin koşulları il il dikkate alınarak, ilimizde ilimizin koşulları dikkate alınarak;

Mesleki ve mesleki teknik eğitime % 50-60 pay ayrılmalıdır. İşe ve hayata hazırlayıcı programlarla bu oran % 60-70 den az olmamalıdır. Yönlendirmenin olmaması, eğitimizdeki en büyük handikap ve sorunu oluşturmaktadır.

Bu gün ilimiz sanayide gelişmiş bir ildir. Önce sanayicilerin görüşleri alınarak, ilimizde hangi sanayi dallarının olduğu, bu sektörlerde lise, yüksekokul düzeyinde ne kadar kalifiye teknisyen ve tekniker ihtiyacı var, fakülte mezunu ne kadar mühendis, yüksek mühendis yada diğer elemanlara ihtiyaçları var. Alınan öneriler ve yapılan belirleme sonucunda her düzeyde elemanlar belirlenerek; beş yıllık il kalkınma planı yapılmalıdır. İlimizde bu sektörlerin planlamaya uygun ihtiyacı olan elemanları yetiştirmek kolay ve mevcut eğitim sistemine uygundur.Farklı bir düzenlemeye gerek olmadığı gibi bazı düzenlemeler yapmak Milli Eğitim Temel Kanuna ve diğer eğitimle ilgili kanunlara uygundur. İlimizde kanunlarla uygun olarak bu okulların sayıları arttırılabilir. Bunu sanayici ve iş adamları kendi fabrikalarına yakın yerlere açabileceği gibi hayır amaçlı yada ortaklaşa mevcut okullara derslikler eklenebilir. Burada asıl amaç ilimizin ihtiyaçlarına uygun Mesleki ve Mesleki Teknik eğitime ağırlık vermek, ihtiyaca uygun olan elamanları yetiştirirken:

Bu mesleğe yetenekli olan çocukları ilköğretimden keşfedip belirlemek, ilgili alanlara yönlen dirmek, yönlendirildiği programlarla ilgili teorik dersleri okullardan alırken uygulamayı belirlenen bir ücret dahilinde fabrika, işyeri yada sektörde yapabilmelidir. Bu öğrenciler yetenekli olduğu alanlarda başarılı olacaklardır. Ayrıca ailesine yük olmaktan çok üretken olarak aile bütçesine katkının yanı sıra kendi mesleğinde de en üst düzeyde gelişebilecektir. Aynı programlarla ilgili yükseköğretime geçişleri de kolaylaşacaktır.( Burada fazla ayrıntıya girmek istemiyorum.) Ancak bir örnekle pekiştirmek istersek; ülkemizdeki diğer illerde aynı şekilde yapılandırılabilir.Şanlıurfa hayvancılık ve tarım sektörlerinde, Antalya Turizm ,Otelcilik, Konaklama ve Dinlenme, Denizcilik ve Su Ürünleri vb. sektörlerde yapılandırılabilir.

Bu amaçla yeniden yapılanmada olmazsa olmazlardan biri ilin koşullarına uygun yapılan madır. Bu yapılanma mevcut sistemde pek sorun yaratmaz. Ancak olmazsa olmazlardan bir diğeri Yönlendirme Yapısına uygun mutlaka düzenlemeye ihtiyaç vardır.

Eğitimin gelecekte taşraya ve yerel yönetimlere devri konusunda yapılacak düzenleme ile eğitimde illerin beş yıllık kalkınma planlarını gerçekleştirmeleri kolaylaşacaktır. Belediyeler, üniversiteler ve diğer eğitim kurumlarının önderliğinde, ildeki sanayi ve ticaret odakları ve diğer odalar, sivil toplum örgütleri temsilcilerinden oluşan komisyonda ilimizin eğitimi masaya yatırılarak, çözümlenmesi kolaylaşmış olur.

İl Eğitim Komisyonu ve Kent Eğitim Konseyi toplantılarında, işe ve hayata hazırlayıcı programlarda, ( Bunlar ilin atadan kalma ve eski meslekleridir. Lise düzeyinde eğitim gereklidir. Kuyumculuk, İşlemecilik, Nakışçılık, Kuaförlük, El sanatları vb.) Mesleki ve teknik eğitim program larında (Lise düzeyi teknisyen, yüksekokul düzeyi tekniker ve fakülte mühendis,yüksek mühendis yada uzman personel.) ne kadar elemana ihtiyaç var belirlenir ve okullardaki kontenjanlar bu ihtiyaçlara göre belirlenir.

Korunmaya Muhtaç ve Bizim Çocuklarımız denilen çocuklarımız ( Bunlar arasında genelde dar gelirli ailelerin çocukları da vardır.) ağırlıklı olarak işe ve hayata hazırlayıcı programlara yönlendirilerek, lisede ikiden itibaren işyerinde uygulamalardan belirlenen bir ücreti alarak, kısa sürede bir meslek sahibi olup, işe yerleştirilerek; topluma yararlı bireylere dönüştürülebilir.

Anayasamızdaki eğitim hakkı, insan hakları bildirgesi, milli eğitim temel kanunu ve ilköğretim kanuna göre; İlköğretim zorunlu ve parasız olduğu için öğrenciler sorun yaşamamaktadır. Ancak liselerde, yukarıda belirtilen bir düzenleme ile sokaktaki çocuklarımızı topluma kazandırdığımız gibi ilimizde eğitimin kalitesi artacaktır.

Saygılarımla…..
Halil TÜRKMEN
Psikolog- Psik Dan.
26 Kasım 2004

Not: Kasım 2004 Yılında Gaziantep Tuğcan Oteli!nde, siyasilerinde katılacağı 'İl Konseyi!ne' sunulmak üzere bu rapor kaleme alınmış.İlgili toplantıya katılarak, görüşler dile getirilmiş, sorunun çözümü için Büyükşehir Belediyesi!nin bu çocuklara uygun ortamlar oluşturması, topluma kazandıcı projeler üretilmesi ve gönüllü olarak 'Psikolojik Destek vereceğim' belirtilmesine rağmen; bu girişimler pek etkili olamamış.Kişsel çabalarımdan ileri gidememiştir.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Halil TÜRKMEN'in Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Uyuşturucu ve Madde Bağımlı Çocukların Eğitimleri ve Topluma Kazandırılmaları Projesi' başlığıyla benzeşen toplam 20 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Demokratik ve Çağdaş Eğitim ÇOK OKUNUYOR Mayıs 2023
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:21
Top