Nereden geldi, nasıl oturdu dilimize bilinmez, sıklıkla çocuk oyunlarında ebe belirlemek için kullanılan tekerlemedir.

“Portakalı soydum/ Başucuma koydum/ Ben bir yalan uydurdum../ Duma duma dum../ Kırmızı mum.”

Nasıl da basittir ifadesi.. Nasıl da olağan..

Yaşamın görece en basit ancak muhteva olarak en büyük ifadelerinden biri olsa gerek “Yalan Uydurmak..”

Her şey uydurulan bir yalan ile başlamıyor mu?. Dargınlıklar, kırgınlıklar, itibar suikastları, linçler.. Ve daha bir çok şey..

Kimisi; “Reklamın iyisi-kötüsü olmaz..” deyip tevessül ediyor bu çirkinliğe, kimisi “Çamur at, tutmazsa izi kalır..” çirkinliğini düstur edinerek kişisel çıkarlarını tatmin peşinde..

Yaşanmamış bir olayı yaşanmış gibi lanse etmek, yala söylemek, iftira atmak, insanların kişilik haklarına insafsızca saldırmak ne kolay ne basit bir iş günümüz dünyasında..

Önceleri ateş düştüğü yeri yakardı.. Şimdi yeryüzünü cehenneme çeviriyor. Gazetelerde, televizyonda, sosyal medyada çoğunlukla para karşılığı yapılan bir “Yalan haber” sadece muhatabını değil tüm toplumu etkiliyor/ ifsat ediyor..

Elbette ki hayat içerisinde karşılaştığımız, bizi üzen/ inciten birçok olay ve olgu var. Ama söyler misiniz hangi durum bir uydurma haber ile yaşamı kâbusa çevirmekten daha can yakıcı. Hangi ölüm hangi cinayet bir iftiradan daha acı verici..

Gündelik yaşam içerisinde silik, niteliksiz, beceriksiz, basiretsiz bir çok insan klavyenin başına geçince sözüm ona her biri bir kahraman, her biri birer cengaver, vatan- millet aşığı..

Konforlu odalarında kahvelerini yudumlarken avantaları kesildi diye çirkef çamurlarını etrafa savuran, “Ben ahlaksızsam kimse ahlaklı değildir..” inancıyla içerisindeki hayasızlığı çevresindeki herkesten uman/ bekleyen sahtekarlara, medya maymunlarına söyleyecek sözümüz elbette ki çok.. Çok.. Lakin üzülerek müşahede ediyoruz ki yapacak bir yaptırım yok..

Çevresindeki insanların itibarlarını yok etmekle kendilerine yağlı kemik sağlamayı uman çomarlar kapısında “Adalet mülkün temelidir.” yazan mahkemeler tarafından sırtları sıvazlanarak korunsa bile toplum nezdinde , insanlık vicdanında sonsuza kadar mahkum edileceklerdir..

Yayın hayatına başladığı ilk günden son güne kadar Aksaray 68 Habercim sitesi siz sevgili okurları için sorumluluk bilinciyle hareket edip, aynı düşünceye sahip olmasa dahi kişilik hak ve hukukunu asla ihlal edici çirkin davranışlara girmeyecektir.

Biz biliyor ve inanıyoruz ki; yaptığımız her davranışın iyi ya da kötü bir karşılığı olacaktır.. Yine biliyor ve inanıyoruz ki; “Mazlumun ahı yerde kalmaz.” hiçbir zaman.

Çözümün bir parçası olmayanlar, sorunları daha karmaşık daha içinden çıkılmaz/ girift hale getire dursun biz sizlerle umudu büyütmek istiyoruz, sevgiyi, dostluğu..

Özelde Aksaray ilinde genelde ise bulundukları her ortam ve zeminde para karşılığında yalan haber yazdıranlar bize çok kızacaklar biliyoruz ama geleceğe duyduğumuz güven bizi daha cesur yapıyor.

Bu minvalde kim bilir belki bizler de yalan haber, iftira silahlarına hedef yapılacak, susturulmaya çalışılacağız.

Gün gelir biz sussak bile tarih susmayacak.

Yarının omurgalı, onurlu, dürüst çocukları bu günün kaypak, yalancı, sahtekâr kalemşorlarından yaptıkları tüm pisliklerin hesabını soracaklardır.

Mevsim meyvesi sonuçta.. Uzmanlar da öneriyor.. Portakalı soymanızda hatta baş ucunuza koymanızda bir beis yok.. Ama siz siz olun yalan uydurmayın, uydurulmuş yalanlara kanmayın, gerçeğin peşinden ayrılmayın.. Çocuklarınızın dimağını yalanlarla kirletmeyin..

Duma duma dum…

Kırmızı mum…